38. BÖLÜM

145K 7.6K 1.2K
                                    

15 tatilin son bölümü olsun bu da. Hepinize keyifli okumalar. Oy ve yorumları unutmayın lütfen.

Dünya dönüyordu. Her saniye, her dakika, her saat. Hiç kimseyi, yalvarışları veya mutluluğu dinlemeden dönerdi ve aynı anda zamanın çarklarını da çevirirdi. Ama şu an bulunduğumuz yerde akmıyordu zaman. Saliseler saniyelere dönmüyordu, dışarıda akan zaman buraya sızmıyordu. Ortaya sis gibi yayılan sessizlik sinsi sinsi içine çekiyordu bizi.

Nihayet şaşkınlığından sıyrılan Arslan konuştu.

"Ne saçmalıyorsun sen lan?"

Arslan'ın bağrışıyla yerimden sıçrarken hızla ayağa kalkıp yanına gittim. Sinirle doktorun üzerine atlayacakmış gibi bakıyordu.

"Arslan Bey sakin olun. Bunu kanıtlamanın bir yolu var. O da DNA testi."

Ben şaşkınlıktan konuşamazken Arslan'ın bakışları beni buldu. Bu imkansızdı, olamazdı. Kesinlikle bir yanlışlık vardı. Birkaç saniye boyunca üzerimde dolanan bakışları tekrar doktoru buldu.

"Uras ile yaptığınız testlerden emin misiniz?"

"Evet, eminim," diyen doktorun kesin bakışları aramızda gidip gelirken ne diyeceğimi bilemiyordum. Ne denirdi ki buna?

Bu gerçekten imkansız bir şeydi. Arya normal yollardan olan bir çocuk değildi sonuçta. Kesinlikle bir yanlışlık vardı ama bunu kanıtlamak zorundaydık. Arslan'ın konuşmadığını fark edince doktora bakarak konuştum.

"Testi yapın hemen. En kısa zamanda sonuçları alalım ama bunun imkansız olduğunu size söylemek istiyorum."

Göz ucuyla Arslan'a dönüp baktığımda sinirle dişlerini sıktığını fark ettim.

"Bu imkansız bir şey," derken sesini kontrol etmeye çalışıyordu.

"Biliyorum ama... Yaptıralım işte," diyerek sakince ona baktım. İçimde kopan fırtınaları ona göstermeye gerek yoktu. Benim sinirimi de dışarıya yansıtmak onu daha fazla germekten başka bir şeye yaramazdı.

Üzerimde dolanan gözleriyle başını usulca salladı. Bu işaret doktorun ona yaklaşmasına neden olurken sertçe dönüp ona baktı.

"Kan örneği almamız gerekiyor, şuraya oturun," derken eliyle koltuğu işaret eden doktora sertçe bakmaya devam ederken "Oturmaya gerek yok, al," diyerek gömleğinin kolunu sıyırdı. Doktorun kısa sürede işini halledip odadan çıkmasıyla tekrar bana döndü.

"Bu imkansız bir şey, boşuna zaman kaybediyoruz. Başka bir doktor bulacağım. Bir bok bildiği yok bunun!"

Öfkeli bakışlarına aynı şekilde karşılık verirken "Ben de imkansız olduğunu biliyorum ama niye yanlış çıksın ki testler? Oldukça emin görünüyordu," dedim.

İşte tam o anda boş olan zihnime bir rüzgar dalgası girdi, beraberinde birde düşünce getirdi. Ama o kadar sinsi bir düşünceydi ki bu kaale almamam gerekirdi. Lakin geriye atamıyordum. Gözümün önüne doktorun kendine güvenen tavırları gelirken bir an için Ezgi'yi sorguladım içimde. Acaba başka biriyle birlikte olmuş olabilir miydi? Aşılamadan önce böyle bir şey yapmış olur muydu? İçimde bu düşünce savaş verirken bir yanım bunun mantıksız olduğunu söyleyip duruyordu. Yapmazdı, bu kadar ileri gitmezdi. Öyle değil mi?

Ama eğer yapmışsa Uras ne olurdu? Bakışlarım yatakta uyuyan oğluma değerken kaşlarımın çatıldığını hissediyordum. O zaman Uras'a ne olurdu? Kurtulması için Arya'ya, kardeşine ihtiyacı vardı ama o olmazsa ne olurdu?

O BENİM (+18 TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin