Aşk Cesaret İster

372 260 81
                                    

Giderken yüreğimin solunuda koparıp gitmiş gibiydi. Yanımda olmayışı hep bir parça eksik hissettiriyordu yüreğimi.

Yüreğimin tamamı bile yok olsa. Unutmak mümkün müydü bu güzel geceyi. Taze mutluluk kokuyordu yüreğim. Kokusu huzur olmuş sinmişti üstüme. Gözlerim saatlerce düşlediği hayalleri izlemişti bütün gece.

Hani ölümden önce beş saniyelik kısa bir film olur derler ya ömür adına. Bu gecenin hangi beş saniyesinden oluşacaktı benim filmim acaba. İnsan sevdikleriyle zaman harcarken yada insanın gerçekten sevdiği varsa yüreğinde. Zamana büyük saygı duymak zorunda. Mutluluk ve sevgi ile doldurmalı zamanı.
Kırgınlık ve hüzünleri daha sıcakken yok etmeli. Eritmeli, küle çevirmeli. Ölümün o an gelmiyeceği ne malum. Ölüme mutluyken yakalanmalı. Beş saniyelik filmi gülümsüyorken izlemeli.

Sanırım yine derinlere daldım. Ama bu sefer mavi derinliklere. Sevda dolu maviliklere açıldım. Yüreğim gökyüzü misali maviye bürünmüş. Maviye bürüten ise hayallerimin ta kendisi.
Gökyüzü olurda yıldızlar olmaz mı. Dolunay olmaz mı orda. Gamzenin gözleri yıldız misaliydi. Yüreği ise gökyüzüme dolunay.

Yanımdan ayrılır ayrılmaz dalardım sessizliğe. Gözlerim gözlerinde kalırdı. Ne araba sesleri duyardı nede hayat  mücadelesi veren insanların ayak seslerini , haykırışlarını duyardı kulaklarım. Koca kalabağın içinde sessizliğe mahkum edilmiş gibiydim.

Yurdun arka tarafındaki parka gittim. Caminin hemen altı. Yüreğimin asıl sahibi sesleniyordu. Huzuruna çağırıyordu kendine muhtaç kulunu. Ezan sesi ne hoş oluyor öyle yakından yakından. Hangi sesizliğin, hangi yüreğin haddine duymamak. Duyupta kulak vermemek. Öğle namazını kılmakta nasip oldu bu güne. Şükürler olsun Rabbime.

Yusuf'u aradım..

" Birader işin yoksa her zamanki yere gelsene otururuz. "

Yusuf geleceğini söyleyince. Marketten atıştırmalık birşeyler alıp beklemeye başladım. Kalabalığı verilen mücadeleyi izledim. Hayat maraton koşusu gibi sanki. Herkes bir yerlere koşturmakta. Herkes birbirini geçme derdinde.
Oysa ki ne gerek vardı ki bunca telaşa. Ne  gerek var bu kadar umursamazlığa.
İnsan sadece kendi mutluluğu için kendi çıkarı için yaşamamalı aslında.

Bazen mutluluk ve huzur tanımadığın insanları düşünmekte saklı. Tanımadığın insanlara el uzatmakta. Acılarına ortak olmakta saklı. İnsan dediğin sadece kendini düşünecek kadar nankör olmamalı bence. Yoldan geçen biri duysa kendi kendime anlattıklarımı belkide deli damgası vururlar yüreğime.
Kendimede kızıyorum aslında acaba yüreğim çok mutluluktan dolayımı böyle bakıyor hayata. Yüreğime güzellik diye konulan Gamze yüzünden miydi hayata böyle bakışım. Neyse ki Yusuf geldi. Kendi kendime konuşmaya son verdim.

" Ooo birader neler aldık öyle. Benim de canım abur cubur istemişti zaten. Kalbim temizmişya. " diyerek güldü.

" Neler mi aldım. En ucuzundan bir kaç tane çikolata. Az da çerez işte. "

Ucuz cümlesini şakadan duymak bile ne çok rahatsız ediyordu insanları öyle. Yusufda rahatsız olmuştu şaka olduğunu bile bile. Halbuki baksa şu insan topluluğuna, pahalı görünen yüreklerde en ucuzundan bile insanlık kalmadığını görecek aslında. Belki o zaman bozulmazdı  bu söze.

" Kardeşim şaka yaptım. En iyisinden baksana şu markalara. Hadi afiyet olsun erimeden ye "

" Hayırdır kardaş sen yemiyecek misin. "

" Yok kardeşim sen gelmeden ben atıştırdım. Sana afiyet olsun. "

Yok olmaya yaklaşan insanlığı konuşmak doyurdu sanırım yüreğimi. Yusufun gerçekte iyi biri olduğunu düşünüyorum. Enazından şuan öyle hissediyorum. O yüzden şimdilik sadece izliyorum. Ön yargıya düşmek istemiyorum. Çünkü berbat bir bataklık gibidir. Düştünmü kirlendiğinle kalmaz birde kokarsın.

Ahiretliğim Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin