eğer devam etseydi 2

173K 6.3K 4.5K
                                    

Hiç oyalanmadan okumaya başlayın! Hatika bir bölüm sizi bekliyor 😍😙😚

"Buraya bir daha geleceğimi hiç düşünmemiştim Akın."

Yine o harika fenerlerin bulunduğu yere gelmişlerdi. Ama bir eksik vardı ki, gökyüzünde, gölde, ve yerde bir tane dahi fener yoktu. İçten içe buna üzülen Bade, Akını üzmemek için bunu dile getirmemişti. Akın ise cevap vermeden Bade'nin tam karşısına geçti. Gözlerine baktı sevdiği kadının. Bade hafifçe gülümsedi Akının bu hayran bakışlarına karşı. Tuttu hasret olduğu ellerden.

Ama Akın'nın önünde diz çökmesiyle öylece kalmıştı Bade. O anda etrafta tek tük fener ışıkları yanmaya başladı. Şaşkınca etrafına bakıp tekrar döndü Akın'a. Ne yapacağını bilemeden yutkundu. İçindeki hareketlenmeyi bastırmak istesede bir türlü başaramamıştı. Akın elini cebine götürdü sakince. Tek bir kelime dahi etmemesi Bade'yi daha da heyecanlandırıyordu. Bir kutu çıkardı. Açtı gözlerinin önünde. Muazzam yüzüğü tam önünde tutup gülümsedi Akın.

"Bade'm..."

Yumuşacık çıkan sesi Bade'nin kalbinin kanatlanmasına yetmişti.

"Güzelim..."

Heyecandandan nefesini tuttu Bade. Her an kalp krizi geçirecek gibi hissediyordu.

"Hatunum..."

"Kadınım..."

İstemsizce Akının elini sıkmıştı şaşkınca. Ve kalbine inen o sözler...

"Karanlık yolumu aydınlatan ışığım,"

"Benimle birlikte yaşlanan cennetim,"

"Evimin kadını, çocuklarımın annesi olur musun?"

Durdu dünya onun için. Saçlarını dalgalandıran rüzgar uğultusunu kesmişti anlığına. Yavaşça Bade' de çöktü dizlerinin üzerine. Baktı aşk dolu gözlerine. Onu hiç üzmeyeceğine yemin ediyor, üzeninde canını alacağını söylüyordu adeta.

"Kendi yolumu bile zor aydınlatan ışığımla,"

"Cehennemimde yaşlanan bedenimle,"

"Ömrümün sonuna dek evinin kadını, çocuklarının annesi olacağıma söz veriyorum."

Bade'nin sözleriyle gülümsedi Akın. Yavaşça yüzüğü ince uzun patmaklardan geçirdi. Ve o an birden karanlık gökyüzünü aydınlatan binlerce fener sardı etraflarını. Aniden ortaya çıkan fenerlerle Bade kafasını kaldırıp etrafına baktı hayranca. Anlamıştı ilk geldiğindeki göğün karanlığını. Belliki süpriz yapmıştı ona.

Akın'nın gülümsemesiyle ortaya çıkan   sedef dişleri mutluluğunu fısıldıyordu sanki ona. Uzun bir aradan sonra ilk defa böyle içten ve heyecanla gülmüştü. Yanaklarında beliren ufak çukurlar ise sevdiği kadının mutluluğuyla dolup taşmıştı. Bade'de güldü sevdiğine. Eğdi başını. Akın'da yaklaşıp öpmüştü önünde eğilen başından. Ardından kalktılar ayağa sımsıkı sarılar birbirlerine, hiç bırakmak istemezcesine.

O anda çığlık çığlığa Didem hanım ve Esila hanım belirdi karanlıktan. Birbirlerine sarılmış zıplıyordu bu iki deli kadın. Birbiriden ayrılan Akın ve Bade ise başta şaşırsalarda gülerek onlara baktılar. Ardından karanlıktan diğerleri çıktı. Sami bey oğluna göz kırpmış başıyla onaylamıştı her zamanki soğukluğuyla.

Ömer, Ceyda'ya sarılmış, Berkede Selini etrafında döndürmüştü. Her zaman sap kalan Emir ise küçük Bade'ye sarılmıştı. Ardından hepsi birbirlerine sarılmış bu mutlu anın tadını çıkarmışlardı.

...

Aynanın karşısında kendine baktı Bade. Beyazlar içinde, melekler gibi bir gelin olmuştu. Son okarak küpelerini taktı. 'Acaba annem beni böyle görseydi ne yapardı?' diye düşünmeden edememişti. Ama birden bir hıçkırık duyunca yanda oturmuş ağlayan teyzesine baktı. Hemen yanına gidip sarıldı ona. O da dayanamayıp ağlamıştı. Ayrıldıklarında teyzesi gözlerini silip güldü.

KÜÇÜK YALANCI (DOKUZ YAYINLARI İLE RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin