28

5.3K 286 29
                                    

Konuyu orada kapattıktan sonra Lauren'e bir taksi çağırdım, onu taksiye bindirince bizde Jack'le kreşine gittik. Onu bırakırken öğretmeniyle de tanışmıştım, bir sıkıntı yoktu. Tabi benim heyecanım dışında. Bugün ilk günüm sonuçta. Vücudumdaki tüm organizmalar benden bağımsız hareket ediyorlar. Arabayı Alice'nin önceden söylediği otoparka park ettikten sonra hızlıca aynı kattaki asansöre bindim. Asansör ile yirmi üçüncü kata bastıktan sonra kapı kapandı ve hızlıca yukarı çıkmaya başladım. Kendime verdiğim bir kaç sakin ol telkininden sonra bastığım kata geldim. Geçen ki gibi üstümü arayacaklarını zannediyordum ama öyle olmadı. Geçen gün beni arayan kadın bana kafasıyla selam vererek yanımdan geçti ve benim şokum iki kat arttı. Alice'nin odasına doğru yürürken yolda gördüğüm çalışanlar bana selam vererek geçiyordu, selamlarına karşılık verirken bu durumun hoşuma gittiğini fark ettim. Alice'nin kapısına geldiğimde kapıyı çalıp içeri girdim. Bi dolabın önüne geçip yukarıdan bir şey almaya çabalıyordu. Gözlerim bir süre vücudunu süzse de hızla kendime geldim. Tamam kalçaları çoook çoook güzel olabilirdi, fakat bananeydi ? " Ya-yardım etme mi ister misiniz bayan Carter? " evet Alice'den biraz uzun olmanın haklı gururunu yaşıyorum. Kafasını sallayıp dolabın önünden çekildi " Mavi dosyaların hepsi " diyerekte koltuğuna oturdu. Dolabın üstüne bakıp dediği mavi dosyaların hepsini ayırdıktan sonra üstümü düzeltip dosyaları önüne koydum " Buyrun bayan Carter " dosyalardan birini açıp gözlerimin içine baktı " Bana yalnızken Alice demen gerektiğini söylemiştim " hafifçe gülümseyerek " Peki Alice " dedim. Oda gülümseyerek önündeki koltuğu işaret etti. Bende oturdum. Dosyadan bir kağıt çıkartıp bana uzattı " Bu senin iş planın. Daha doğrusu eğitim planın. Şu an ekibin içinde çaylak olarak biliniyorsun. Bu eğitimi geçersen saygı duyulan biri olursun. Hatta belki yükselirsin " az önce kapıda olanlar geldi aklıma " A-ama zaten saygı duyuluyorum. Yani az önce herkes bana selam verdi. " Alice hafifçe tebessüm etti " Onlar eğitimi geçemeyenler Alex. Neden dedektörlüler veya kapıda nöbet tutuyorlar sanıyorsun? Çaylaktan daha alt kademeliler. Ama hepsi güvenilir insanlar " tüylerimin diken diken olduğunu hissettim " Eğitimi geçemezsem bende mi o-- " Alice sözümü bitirmeme izin vermedi " Eğitimi geçemezsen diye bir seçeneğin yok. Ama yinede geçemezsen sonsuza kadar benim asistanım olarak kalacaksın " kulağa çokta kötü gelmiyor aslında. Yani sonsuza kadar onun asistanı olabilirim. Alice'ye karşı olan hayranlığımı saklayacak değilim. Onun Parker olması tabiki bu hayranlığın sebebi. İdolüm bu kadın benim! " Peki ne zaman başlıyorum eğitime? " dedim elimdeki kağıdı incelerken. Alice'nin önümde olduğunu fark edememiştim tabi o an. Fark ettiğim an hafif şaşırsamda vücudum hiç bir tepki vermedi. Elindeki silahı fark ettim o an. Bana uzatıyordu. Gülümseyerek silahı aldığımda derin bir nefes aldım. " Ne oldu ? " dedi tek kaşını kaldırıp. Elimle silahı okşayarak " Demirin soğukluğunu bile özlemişim " dedim. Ardından da belime yerleştirdim. " Hadi gidelim " diyerek önden çıktı Alice. Nereye diye sormama izin vermeden. Sesimi çıkarmadan onu takip ettim. Asansöre binip eksi üçüncü kata bastı. Asansöre binince Lauren'le tatil maceramızı hatirlamam normal mi ? Onun elimi tutuşu falan? Sevgilimi özledim! Eksi üçe geldiğimizde yine Alice önden gitti. Etrafıma baktığımda buranın atış yapma yeri olduğunu gördüm. İki kişi vardı ve Alice onların yanına gidip bir şeyler dedikten sonra adamlardan biri " Bu taraftan " diyerek ikimizide yönlendirdi. Adamın durduğu yerde bizde durduk. " Silahın var mı yoksa vereyim mi çaylak? " dedi yarım ağız gülerek. Elimi belime atıp silahı çıkardığımda kafasını salladı ama gülüşünü bozmadı. Şarjörü çıkarıp mermi olup olmadığına baktığımda dolu olduğunu görüp rahatladım. Adam atış çizgisine kağıdı koyup düğmeye basarak geri hedef yerine gönderdikten sonra Alice ve bana kulaklık verdi. " Hazır olduğun an başla Alex " diyen Alice'ye dönüp haince sırıttım. Ardından nişan alıp üst üste ateş ettim; ta ki şarjör bitene kadar. Şarjör bittiğinde adam düğmeye basıp hedef kağıdını önümüze getirdi. Tam tahmin ettiğim gibi tüm mermiler tam ortadan vurmuştu. Alice bana bakıp gülümsediğinde bende gülümsedim. Adam bana bakıp " Bir çaylağa göre baya iyisin çaylak " dediğinde omuz silktim " Ben eski dedektifim " adam tek kaşını kaldırıp Alice'ye baktığında Alice gülümsemesini sildi. " Bu çaylak neye göre çaylak oluyor bayan Carter ? Yani dedektifmiş sonuçta bu testlerin-- " Alice cümlesini bitirmesine izin vermedi. " Alexandra için büyük planlarım var Roberto. Bu testler onun için daha başlangıç " dediğinde kaşlarımı çattım. Neymiş benimle ilgili planları? " Hadi Alexandra gidelim " deyince soracağım şeyleri sonraya sakladım. Roberto olduğunu anladığım adama kafamla selam verip yine Alice'yle birlikte asansöre bindim. Gideceğimiz kata bastıktan sonra bana döndü " Aslında sırada en iyi adamlarımdan biriyle dövüşmen var ama, kaburgaların tam iyileşmemişken bu adil olmaz. Bu yüzden şimdi o testlerin içinde yazmayan bir testi uyguliycam sana. Odada bir şeyin var mıydı? Varsa çıkıp alalım şirketten çıkıcaz çünkü " hayır anlamında kafamı salladığımda oda tamam anlamında salladı. Ne testi bu ya ? Kağıtta yazmıyorsa neden yapılıyor? Bana hazırladığı sey ne peki ? Bu kadın bu kadar gizli olmak zorunda değil! Asansör bizi otopark kısmında indirdiğinde Alice etrafına bakınmaya başladı. " Araban nerede Alex ? " kaşlarımı kaldırdım " Şu tarafta " ne yani benim arabamla mı gidecektik ? Ben ilerlemeye başladığımda arkamdan geldiğini anlayabiliyordum. Arabaya şoför koltuğunun yanından vardığımızda arka koltuğun sağ kapısına geçip açtım. Ama Alice burnunu kıvırıp beni geçti ve ön koltuğa oturdu. İtiraf edeyim buna şaşırdım. Şoför koltuğuna otururken kemerimi bağladım. O ise çoktan bağlamıştı. Arabayı çalıştırırken " nereye gidiyoruz? " diye sorduğumda sırıttı " Benim evime " arabayı hareket ettirmeden önce ona döndüm " Seni tanıştırmak istediğim biri var, fikirleri benim için çok mühim olan biri " bu anı başka şekilde daha önce yaşamıştım sanki ben ? Jack'le tanışmıştım o gün. Şimdi kiminle tanışacaktım? Kocasıylaysa şaşırmam. Evini tarif ettiği yeri bildiğimi söyleyerek sürmeye devam ettim. Sonra birden aklıma geldi " Alice benimle ilgili planların ne ? " ben soru sorana kadar dışarıyı izliyordu. Sorumla birlikte bana döndü. " Bunu oğlumun fikirlerini aldıktan sonra söylesem daha iyi. O senin hakkında neler düşünüyor bilmem gerek " kaşlarımı çattım yine. Oğluyla tanışacaktım ama neden ? Ne ilgisi var ki ? " Demek seninde bir oğlun var. Ama benimle ne ilgisi var ki ? " , " Seninde derken ? Yoksa seninde mi var ? Evli ya da anne olduğunu bilmiyordum Alex, şaşırdım. Oğlumla olgili konuşmayalım. Onunla tanıştığında zaten anlarsın " ahh sikeyim niye söylemiyorsun ne ilgisi olduğunu? " Hayır benim çocuğum yok. Evlide değilim. Seninde derken kız arkadaşımı kast etmiştim " tepkisine bakmak için yavaşça ona döndüm. Tahminimin aksine şaşırmadı ya da iğrenmedi hatta sırıttı " Dur tahmin edeyim sevgilin bayan Porter? " kaşlarımı kaldırdım " Nasıl anladın? " hafif kıkırdadı " Hastanede birbirinize bakışınızı gördüm. Eğer birlikte değiliz deseydin üzülürdüm " dediğinin üstüne tebessüm ettim. Demek bu kadar belliydi Lauren'le aramızdakiler. " Sen peki ? Yani çocuğun olduğuna göre evlisin ? " kafasını iki yana salladı " İki yıl önce boşandım. Ama arkadaş kaldık. Sonuçta bir çocuğumuz var. Ve diğer ilişkilerimin aksine onunla saygımızı koruduk " yanaklarımı sisirip nefesimi geri verdim " Kaç yaşında olduğunu bilmiyorum Alice " , " Kırk iki yaşındayım Alexandra " gözlerimi şaşkınca açıp anlık Alice'ye döndüm "  O kadar göstermiyorsun " buruk bir gülümseme gördüm yüzünde " Emin ol o kadarım. Hatta yaşasaydı senin yaşlarında bir kızım olacaktı benimde. Hoş senin kaç yaşında oldugunu bilmiyorum ama maksimum yirmi beşsindir " kafamı evet anlamında salladım. Çocuğunu sormayacaktım. " Nereden anladın? " gülümsedi " Beş karış aklından, hovarda ve çapkın tavırlarından. Cesaret timsali olmandan. Ha birde yıllardır insan sarrafı olmamın etkiside var " Alice'yle sohbet ederken zamanın nasıl geçtiğini anlamasamda şehrin dışına doğru bir yerde olan villa'ya gelmiştik. Onun evine yani. Bir kaç kere buralarda görev yaptığım için biliyordum, buralar zengin insanlar içindi. Otuz yıl maaşımı hiç harcamadan biriktirsem yinede buradan bir yer alamazdım. Söylediği tarafa döndükten sonra kapıdaki korumaları görmem ve onlarında bizi görüp demir kapıyı açmaları uzun sürmedi. Kapıyı açtıklarında Alice dur diyene kadar avlunun içinde arabayı sürdüm. Durduktan sonra da anahtarı korumaya bıraktım. Bir arabama bir de Alice'ye bakmıştı. Ve bence arabamı küçümsedi. Sinirlenmemem lazım! Alice'yi takip ederek kapıdan içeri girdim. Kapıdaki yardımcı " Hoşgeldiniz " dediğinde ikimizde gülümsemekle yetinmiştik. " Bu taraftan Alexandra " merdivenlerden çıkmaya başladığında bende çıkıyordum arkasından ama ağzım şaşkınlıktan açık bir şekilde. Ev pardon saray o kadar güzeldi ki etrafı incelemek istiyordum. Merdiven çıkmamız bittikten sonra sağdan ikinci kapının önünde durup kapıyı çaldı. İçerden " Gel " sesi duyulduğunda içeri girdiğimizde ağzım aşağıdaki manzarayı gördüğümden daha çok açıldı. İçerisi tam bir teknoloji odasıydı. Bir çok bilgisayar, - ki hepsi fazlasıyla büyük - ekranlarında bilmediğim kodlar. Ve hareketli sandalye de yaşının on beş olduğunu tahmin ettiğim gözlüklü bir çocuk vardı. Çocuk bize bakıp " Yoksa bu Alex mi anne ? " dediğinde çok şaşırdım. Nereden biliyordu ? "  Evet Peter bu Alexandra " Peter olduğunu öğrendiğim çocuk sandalyeden kalkıp yanıma geldi ve elini uzattı. " Ben Peter. Annem senden çok bahsetti Alex. Ha Alex dememin sakıncası yoktur umarım? " Neden herkes tanıdığı birine benden bahsediyor ki ? Uzattığı eli sıktım " Hayır tabiki yok. Memnun oldum Peter " birbirimize gülümsediğimizde ellerimizi ayırdık. Kalktığı sandalyesine geri oturup odadaki en ufak olan bilgisayara geçti ki o bilgisayar bile benim laptopumdan baya büyük. " Ben sizi yalnız bırakayım " cevap verme mi bile beklemeden Alice odadan çıktı. Bu kadının cevabımı beklememesi canımı sıkıyor. " Kodlarla aran nasıl Alex ? " kafamı iki yana salladım " Hakların da hiç bir fikrim yok " gülümsedikten sonra bana bilgisayarlarla ilgili bir şeyler anlattı. Anlattığı şeyler karşısında uykum gelsede direndim ve dinledim malesef. Birden bana bilgisayardan bir şey göstereceğini söyleyip en büyük ekranın başına gitti. Iki oyun konsolunu ona bağladıktan sonra yanıma oturup tekini bana uzattı " Bakalim dövüş oyunlarında nasılsın Alex " haince sırıttıktan sonra tüm dikkatimi oyuna verdim. Ta ki odanın kapısı çalınana kadar. Alice gelip kapıdan kafasını uzattı " Alex saat 16.40 a geliyor. Ev şehirden biraz uzak mesaini erken bitiriyorum " saat aklıma dank edince hızla oturduğum yerden kalktım. Alice kaşını kaldırıp bana baktı " Bir sorun mu var Alex ? " , " Jack'i yani sevgilimin oğlunu almayı unuttum " kafasını anladım der gibi salladı " Ee hadi o zaman geç kalma git. " hızla her ikisiylede tokalaşarak vedalaşıp evden çıktım. Arabamı getirdiklerinde kemerimi bağlayıp arabayı hızla sürmeye başladım. Evden çıktığım an telefon çalmaya başladığında sesli bir küfür savurup arayana baktım. Ekrandaki ismi görünce tekrar sesli bir küfür savurdum. Telefonu açtığımda benim konuşmama izin vermeden Lauren konuşmaya başladı " Hayatım biliyorum saatlerdir orda bekliyorsun. Söylemeyi unuttuğum için çok çok özür dilerim. Jack'in akşam çıkış saatini değiştirdik öğlen öğretmeniyle. Yaklaşık yarım saat sonra çıkacak yani. Gerçekten çok özür dilerim o kadar yoğunum ki söylemek aklımdan çıkmış " o an ki rahatlama hissimi sizlere anlatacak bir kelime bulamıyorum. Böyle şeyler dizilerde olur sanırdım oysaki. " Lauren sakin ol bebeğim haberim var. Yeni çıktım Alice'nin yanından. Birazdan orada olurum. Beklemedim yani rahatla " derinden gelen bir oh sesi duyduğum da gülümsedim " Nereden haberin var diycem ama saçma olacak. Sen Alexandra'sın bilirsin yani. Neyse evde görüşürüz o zaman " ben niye bilirim ya ? Bugün sevgilimi bile anlayamamaktayım. Tuhaf bir gün. " Görüşürüz bebeğim " deyip telefonu kapattıktan sonra hızımı düşürdüm. Yarım saatten önce orada olup Jack'i beklemeye başladım. Jack kreşin kapısında beni gördüğü an hızla koşup kucağıma atladı. Sarılıp öptükten sonra arabaya bindirip kemerini bağladım ve eve doğru sürmeye başladım. Bugün neler yaptığı hakkında sohbet ettik. Eve geldiğimizde görmeyi beklemediğim bir manzarayla karşılaştım. Lauren gelmiş ve merdiven basamağında oturuyordu. Arabadan inerken kucağıma aldığım Jack'i indirdim. Yüzümü buruşturdum " Anahtarın olmadığını unutmuşum " gülümseyerek oturduğu basamaktan kalktı ve Jack'i kucağına o aldı. " Sorun değil. Biraz erken geldim zaten normalde siz benden önce gelirdiniz " kapıyı açtıktan sonra kapının arkasına geçip ikisininde geçmesi için yol verdim. Lauren Jack'i öpüp kucağından indirdiğinde Jack hızla tuvalete koştu. Ikimizde bu duruma kıkırdadarken kapıyı kapattım. Ama o an beklemediğim bir şey oldu ve bir anda kendimi kapanan kapıyla Lauren'in arasında buldum. " Sevgilimi çok özledim " diyen Lauren'e gülümseyip dudaklarına uzandım minicik bir öpüşmeden sonra hemen ayrıldık. Jack daha küçüktü. Öpüşmemizi görmesi onu bizim anlayamacağımız psikolojiye yitebilirdi. Lauren ellerini yıkadıktan sonra mutfak tezgahının başına yemek yapmaya geçti. Jack'te resim defterini getirip resim yaparken bende duşa girmiştim. Duştan çıktığımda harika yemek kokuları sarmıştı etrafı. Yıllarca pizzalar hamburgerler hazır yiyeceklerle beslenen bu mide ev yemeği görünce haliyle mutluluktan deliriyor! Masaya oturduğumuzda arada Jack'le ittifak kurup Lauren'i delirtmemiz dışında yemek sakin geçmişti. Jack yemekten sonra çizgi filme dalmışken bizde masayı toplayıp bulaşıkları hallettik. Son bardakta Lauren'in sayesinde bulaşık makinesinde yerini aldıktan sonra derin bir nefes alıp arkasını mutfak tezgahına dayandı ve bana bakmaya başladı. Kaşımı kaldırdım " Bu bakışı öğrendim Lauren. Bu bakış sana bir şey söyliycem ve bu şey hiç hoşuna gitmeyecek bakışı " gözlerini kaçırıp alt dudağını dişledi " Öyle korkutucu bakarsan söyleyemem Alex " Aslında ben şu an o dudağına korkutucu bakıyorum yani parçalayabilirim o dudağı ama tavrımfan ödün vermemem lazım " Seni dinliyorum? " derin bir nefes daha aldı. Dudaklarını açtı ardından kapadı. Sonra gözlerini yumdu " Biz sabah gidiyoruz " ...





Şuraya vizelerden canı çıkmış, üst komşusuyla mahkemelik olmuş bir Eylül çizelim 😒 daha bitmedi vizelerim pislik hocalar parçalamıslar Kasım ayına 😒😒😒 ama olsun çok yakında bir bölüm daha gelecek ❤ Beğendiyseniz o küçük yıldıza basmaya lütfen üşenmeyin :)

AJAN (girlxgirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin