Bölüm 25: Delici Tohumlar

3.2K 277 33
                                    

Bölüm 25

Köydeki hakimiyetini kanıtlayan kar, ağaçları birer elbise gibi kuşatıp köyün rengini gizlerken karın oluşturduğu beyaz manzara donduran havayla birlikte hem huzur verici hem de rahatsız edici bir tezatlık oluşturuyordu. Ağaçlar üzerindeki kardan kurtulmak için silkelenmeye devam etse de karın yükselişte olduğu zamanlarda oldukları gibi başarılı olamıyordu. Küçük birikintilerden kurtulmak kolaydı ama birlikten kuvvet doğar sözünden yola çıkan kar kütlelerinden kurtulmak biraz can sıkıcıydı.

Köydeki hayvanlar ağaçların daha sık olduğu bölgelere saklanmış, kendilerini doğabilecek tehlikelere karşı korumaya almıştı. Karda kamuflaj olabilen tavşanlar ise yer altını tercih etmek yerine ağaç kovuklarına sığınmış, bu yüzden de en yakın dostları sincaplar ile kavga etmek zorunda kalmıştı. Gerçi çıkarlar ön planda olduğunda dostluktan söz edilemiyorsa o dostluk gerçek dostluk olamazdı...

Sayıca fazla oldukları için tavşanlar, sincapları kovukta kalabilmek için ikna etse de aralarındaki gerçek ilişki bu tartışma sayesinde gün yüzüne çıkmıştı. Aralarının bir daha eskisi gibi olmayacağı takındıkları tavırdan da anlaşılıyordu. Sincaplar bir köşede fındıklarını koruyup çaktırmadan tavşanları gözetliyor, onların her hareketini not ediyordu. Tavşanlar ise kendi hallerinde takılıp sincapların ne yaptığını hiç mi hiç önemsemiyordu.

Kovuktaki tek taraflı gerginliğin başlamasının üzerinden çok geçmemişti ki bir çarpma sesi duyuldu dışarıdan. Ağaca çarpan şeyin ne olduğunu kimse anlamamıştı ama içgüdüsel olarak hepsi kendini korumaya almıştı. Bu kısa süre içerisinde sincaplar, tavşanlarla kavgalı olduğunu bile unutmuştu.

Çarpmanın ardından oluşan sessizlik çok sürmemişti ki "Ben demiştim." diyen bir ses belirdi. Sesin bir periye ait olduğu pekala anlaşılıyordu. "Ne diye bu kitabı yanımıza alıyoruz ki? Üstelik çok ağır." diye devam etti aynı ses oflamalara başlamadan önce."Bu takıntılarının çevrene çok fazla zarar verdiğini daha önce fark etmiş miydin Savera?"

"Bu takıntılık değil Solena." diyerek başka bir peri söz aldı bu sefer. Kovuktaki hayvanlar perilere bakmak için kovuğun ağzına yöneliyordu ki önlerinden yeşil, pembe ve mavi renkteki parıltılar geçti. Hayvanlar daha önce bu kadar yoğun parıltıya sahip bir peri görmediğinden çoğunun gözleri kamaştı ama hepsi perilerin kanatlarına hayran kaldı. Periler tartışarak onlardan uzaklaşırken hayvanlar perilerin arkasından bakmakla yetindi.

"Bizim neredeyse 100 kat ağırlığımızda olan bir kitabı taşımak tabi ki de takıntılıktır. Kitabı okuyamadığından için içini yiyor. Bu yüzden de yolculukta onu da yanına almak istiyorsun. Çünkü kitabı bitirmeden rahat edemeyeceksin." Solena, kendi payına düşen kumaştan tutup kitabı taşırken Acaba bıraksam kızlar fark eder mi? diye düşünmeyi  de ihmal etmiyordu.

Savera kumaşın iki parçasını tutsa da halinden çok memnun görünüyordu."Biliyor musun Solena? Bazen çok güzel neden üretiyorsun ama üzgünüm ki bu sefer yanıldın. Bu kitaba ön yargılı yaklaştığımız için kitabı alıyorum. Resimlerde bize anlatılmak istenen bir şey var. Bunu çözmeden rahat edemem."

"İşte bak! Kitabı çözmeden rahat edemem diyorsun. Bu da demek oluyor ki takıntılısın." Solena'nın ani atılımıyla periler dengesini kaybetti. Savera'nın elinden kayan kumaş parçalarından biri açılıp kitap neredeyse aşağı düşüyordu ki Selesia'nın refleksleri onu harekete geçirince Selesia boşta kalan kumaş parçasını yakaladı.

İŞARETSİZ 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin