26

5.6K 314 41
                                    

Luna Alex dediği andan itibaren hepimizin gözleri ona dönmüştü. Angelina'nın " Bunun o Alex olmadığını söyle " demesi sinirimi bozsa da gözlerimden alev saçarak Luna'ya bakmaya devam ediyordum. Oda gözlerini benden ayırmadan " Bu o Alex " dedi sertlikle. Luna Angelina'ya benden mi bahsetmiş? Dahada mühimi Luna'yla Angelina'nın arası beni konuşacak kadar iyimiymiş ? Salak Alex seni bilmem kaç yıl önce terk etmiş kadın karşında duruyor! O an jeton düştü; Lauren'le Luna birlikte çalışacak! Derin bir nefes alarak kafamı hızla Lauren'e döndüm. Oda herkes gibi Luna'ya bakarken ben ona döndüğümde oda bana döndü. Siktir! Gözlerimi dolmuştu onun ? Sert bakışlarım anında yumuşarken koşup Lauren'e sarılmamak için zor duruyordum. Angelina boğazını temizlediğinde gözlerimi istemesemde ona çevirdim " Aslında bu gizli bir görev burada olmamanı tercih ederdim Alex. Ama rütben ister istemez arttığı için sesimi çıkarmıyorum. Alice'yi karşıma almak istemem " dedi imalı bir şekilde. Bu dediği yüzüme ister istemez egoist bir sırıtış yayıldı. Angelina anlatmaya başladığında Luna'nın gözlerini üstümde hissediyordum. Ama bakmadım, beynimde ikisinin birlikte çalışacağı dönüyordu. Luna'nın Lauren'e zarar verebileceği geliyordu. Mark'a neler yaptığını gördüm kendi gözlerimle ! Mark umrumda değildi o zaman ama şu an benim yüzümden Lauren'in kılına zarar gelirse yaşatmam da, yaşayamamda. Ben sinirli gözlerle yeri incelerken beynimde dönenler yüzünden Angelina'nın tek bir kelimesini dahi dinlemedim. Görevi de anlamadım sevgilimi ne sikim bekliyor bilmiyorum. Angelina'nın " Hoşçakal Alexandra " demesiyle kafamı kaldırdım, cevap veremeden kapıdan çıkıp ardından kapıyı kapattı. Luna Angelina'nın arkasından bakıp kapıyı kapattığında hızla kafasını bana doğru çevirdi ardından Mark'a kin dolu gözlerle baktı " Sen! " dedi parmağını Mark'a doğru sallayarak " Sen benim yokluğumu fırsat bilip, Alexandra'ya tekrar mi yamanmaya çalışıyorsun ? " ardından kafasını seri katil edasıyla bana çevirdi " Peki ya sen sürtük? Yokluğumda sevgili mi oldun bu hainle ? " histerik bir kahkaha atıp bir kaç adım atarak tam karşısında durdum. Luna'nın boyu benden beş santim kısaydı. Sevgiliyken cok hoşuma giderdi ama şimdi içimden dalga geçmek geliyor. Kahkahamı silip yüzümü en korkunç hale getirdim. Yutgunduğunu duydum ve bu bana daha da güç verdi " Sa-na-ne " dedim her bir heceyi vurgulayarak. " Ne demek sanane ? Bu herifin ilişkimizi bozduğunu bile bile- bir dakika ya! Sende bunu istiyodun dimi ? Beni ondan sepetledin hatta. Bravo tebrik ederim! " bir kahkaha daha attım. "  Sen bu kafandakileri yazsana? Film falan yaparlar belki. Hayal dünyan geniş " ağzını aralamıştı ki hızla kapı açılıp Benjamin içeri girdi. Luna'yla beni karşı karşıya görünce ' Siktir geç kaldım ' diye mırıldandı. Ne yani Luna'nın geleceğinden haberi var mıydı? " Alex bundan sonra gelirken haber ver " kaşlarımı çattım " Neden ? Hiç bir önemli haberi bana vermeyesin diye mi Benjamin? " sinirim karşısında derin nefes aldı. Susuyordu, çünkü haklıydım! " Mark söyler diye düşünmüştüm " elimi saçlarıma atıp sinirle geriye attım " Sana zerre kadar güvenim kalmadı Benjamin " o an Benjamin'in gözlerinden acı geçtiğine yemin edebilirim! " Sevgilin bugün izinli. Çıkın ve kafanızı dağıtın. Luna sende odama gel " Benjamin kapıdan çıktıktan sonra Luna'yla tekrar birbirimize kin dolu bakmaya başladık. Elimi yanıma doğru uzattım " Benjamin'i duydun sevgilim, hadi gidelim " Luna'nın gözleri Mark'a kayıp kaşlarını çattı. Mark'tan hiç bir hareketlilik görmeyince şaşırmaya başladı. Bu sırada da Lauren eşyalarını toplayıp çantasını bir de eline bir kutu alıp yanıma geldi. Kutuyu bana uzattıktan sonra da elimi tuttu " Gidebiliriz sevgilim " dediğinde Luna'nın gözleri büyüdü " A-ama sen nasıl benden sonra bir kadın? " daha çok kendi kendine konuşuyormuş gibiydi Luna. Neye şaşırdığını anlamamıştım ama komiğime gitmişti. Yinede bozmadan " Önümüzden çekilecek misin yoksa ayağımın altına mı alınmak istersin ? " Luna sinirle nefes aldı bir şey demek için yeltenmisti ki susup önümüzden çekildi bu haline başta şaşırsamda sallamadım. Sevgilimin elini tutmuş halde emin adımlarla merkezden çıktım. Bize bakanları ne ben ne de Lauren umursamamıştık. Arabaya bindiğimizde yeni olması Lauren'in pek umrundaymış gibi durmuyordu. Ben arabayı çalıştırıp çalıştırmamakta kararsızken ona döndüm. Gözlerimin içine bakıp yutgundu " E-eski sevgilin, güzelmiş " dedi dolu gözlerle. Ağlamamak için kendiyle savaş veriyordu farkındayım. Usulca yaklaşıp yanağından öptüm fazla geri çekilmeden " Senin kadar değil " dedim fısıldarcasına. Tekrar yutgunup kafasını bana doğru çevirdiğinde burun burunaydık neredeyse. Aramızdaki mesafeyi kapatıp dudaklarını kavradım. Yavaşça öpüşürken dudaklarıma bir damla yaş süzüldüğünde anladım ağladığını. Yapmıştım, evet canını yakmıştım! İçimin cızladığını hissediyordum o an. Sevdiğim kadının canı yanıyordu benim yüzümden. Dudaklarımızı ayırıp elimi sol yanağına koydum ve sildim " Lütfen yapma " dedim yine fısıldayarak ve elimi çektim. Oda elinin tersiyle aynı yanağını sildi " Ne hissettin ? Yani onu görünce? " dedi canımı yakan bir soğuklukla. " Öfke, hırs birazda korku " gözlerini kıstı " Ne korkusu ? " yutgunup başımı direksiyona çevirdim " Onun nasıl bir psikopat olduğuna dair hiç bir fikrin yok. Birde şimdi birlikte çalışma meselesi var. Benim yüzümden sana zarar verirse ne hâle gelebileceğime dair bir fikrin var mı? " son söylediğimle birlikte kafamı tekrar ona çevirdim. Yüzünde anlayamadığım bir ifade vardı. " Kendimi koruyabilirim " dedi tekrar kalbimi delip geçebilecek bir soğuklukla. " Ben seni seviyorum. Kendini koruyup koruyamaman umrumda değil. Bana göre benim seni ne kadar koruyabildiğim önemli. Bu koruma gerekirse kendimdende olur. Ki zaten sana yanlışlıkla açılmasaydım gayette iyi koruyordum " burnundan bir hıh sesi çıkartıp sinirle soludu. Ardından yakalarımı kavrayıp kendine çekti. O kadar hızlı yapmıştı ki bunları, dudaklarıma yapışmasa beni döveceğini sanardım. Elleri hâlâ yakalarımda sert bir öpücük bırakıp ayrıldı ve koltuğa iyice yerleşti. " Bu neydi şimdi? " kaşlarımı kaldırıp sormuştum. Çocuk gibi omuz silkti " Öyle davranman biraz hoşuma gitmiş olabilir. " kocaman sırıttığımda da ekledi " Hemen şımarma. Ayrıca o kıza da yaklaşmanı istemiyorum. " kafamı salladım gülmeye devam ettiğimde oda güldü " Tamam gülmeyi kes Alex yoksa öperim " ufak çaplı bir kahkaha attım bilerek. Gözlerini kısarak yaklaştı ve minik bir öpücük daha kondurdu dudaklarıma. Çekileceği sırada durdurup tekrar öpmeye başlamıştım ki zorla da olsa geri çekildi. " Alex merkezdeyiz. Şurdan bir çıkalım sonra istediğin kadar öpersin. " gözlerimi mutlulukla büyüttüm " Ciddi misin ? Şişirene kadar öperim ve karışmam " kızarmaya başladığında kabul ettiğini farz edip üstüne gitmedim ve arabayı çalıştırdım. Önce bir kaç bir şey atıştırdık ve kahve içtik. Sonrasında Jack'in kreşten çıkma vaktinin geldiğini fark edip onu almaya gittik. Tabi ben onun kreşe gittiğini yeni öğrenmiştim. Jack annesinin almaya geldiğini gördüğünde mutluluktan deliye döndü. Saat 15.20 ydi ve normalde Lauren bu saatte çıkmadığından Jack'i daha önce almaya fırsatı olmamıştı. Annesinden ayrılıp beni fark ettiğinde tekrar bir mutluluk krizi geçirdi " Seni çok özlemişim Alex " diyerek boynuma atladığında onu çoktan kucaklamıştım. Çok tatlı bir çocuk bu! Yanaklarıma sulu bir öpücük kondurduğunda bende saçlarını öptüm. Ikimizde mutlulukla gülümserken Lauren'in bizi izlediğinin farkındaydım. Yüzündeki mutlu gülümsemeninde farkındaydım tabi. Lauren Jack'i arkaya oturtup kemerini bağladıktan sonra yanıma geçip kendi kemerinide taktı. Jack'in okulunda neler yaptığını dinleyerek biraz yol alıp en sevdiği yer olan parka geldik. Jack eğlendikçe mutlu oluyorum aslında. Kendi çocukluğum geliyor aklıma. Jack kaydıraktan kayarken bende bankta oturan Lauren'in yanına geçtim.  " Yetimhanede park yoktu ama büyük bir bahçe vardı. Altı yaşında falandım sanırım kendimden dört yaş büyük oğlan çocuklarıyla kovalambaç oynarken ayağım kaydı, yerde kaç kere sektim bilmiyorum. Ama şuradaki iz o düşüşten kalma " elimle yüzümdeki minik izi gösterdiğim Lauren'in yüzü üzgün bir ifade alıp gösterdiğim yeri öptü. Ardından geri çekildi " Çocukluğunun ne kadar zor olduğunu tahmin dahi edemiyorum " derken başını önüne eğdi. Ben ise kolumu banka yani arkasına koydum. " Aslına bakarsan çokta zor değildi. Tüm gün boyunca ordan oraya koşturup kızların saçını çekerdim. Çok koşardım ha. Yorulmayıda bilmezdim. Tüm bakıcılar benden nefret ederdi. Evlad edinmeye gelen ailelere beni o kadar çok kötülerlerdi ki; bu yüzden evlad edinilmedim sanırım " hafifçe tebessüm edip kafasını kaldırdı ardından da omzuma koydu. " Aslına bakarsan hâlâ akıllanmış sayılmazsın. Yani yaramazsın. "  , " Hmm bak sen " dedim burnumu saçlarına gömerken " Hı hı. Neyse hadi kalk Jack çok terledi hasta olucak " o boynumdan doğrulurken bende kolumu çektim. " Sizi eve bırakıyorum o zaman?  " ikimizde ayağa kalkıp Jack'in yanına yürürken sormuştum. Lauren kafasını iki yana salladı " Evde kalmıyoruz artık " tek kaşımı kaldırdım " Ne demek evde kalmıyoruz artık? " derin bir nefes aldı ve Jack'in duymayacagı bir uzaklıkta durdu " Sana söylemeye fırsat bulamadım ben. Dün Leonardo gelince ben gaza gelip her şeyi anlattım. Yani hayatımda bir kadın olduğunu falan " gözlerimi büyüttüğümde devam etti " Annem delirsede belli etmedi. Sakin bir dille, oranın onun evi olduğunu ve ertesi gün yani bugün evini terk etmemi istediğini söyledi. Jack'i almamı istemiyor aslında ama çocuğumu bırakamam tabiki. Lana'yla konuştum eşyalarımızı getirecek. Bende bir otel ayarladım zaten " bana gülümsediğinde kaşlarımı çatmakla meşguldüm " Ne halt yedim dedin anlamadım? " şaşırdı " A-anneme açıkladım dedim " hızla kafamı iki yana salladım " Hayır sorun o değil. En son ne dedin ? " anlamadığına eminim " O-otel ayarladım dedim " sinirimi yenmek adına derin bir nefes aldım " Sen şimdi benim evim dururken otel mi ayarladın Lauren Porter? "






Ya gençler lütfen bana özelden falan mesaj atmayın yeni bölüm falan diye. Pazartesileri yayınlıyorum zaten, benimde bir hayatım var. Bide bana lütfen emir kipli cümleler kullanmayın; kalplerinizi kırmak istemiyorum. Pazartesi olunca yayınlamam gerektiğini ben biliyorum, sizde beklemeniz gerektiğini bilin. Sizleri çok seviyorum ama emir kipinden nefret ederim. Onlar kendilerinide biliyor zaten ya neyse... Beğendiyseniz o küçük yıldıza basmaya lütfen üşenmeyin :)

AJAN (girlxgirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin