ACI

209 10 4
                                    

Önce gülüşü geldi gözlerinin önüne. Sağına soluna döndü sonra. Kokusu burnuna dolarken gözlerini hatırladı. Sahiden gözleri dolmuştu. Yıllardır görmüyordu onu ama tanımıştı. Acaba o da beni tanıdı mı? Diye düşündü. Yavaşça kafasını çevirdi. Yutkunamıyordu artık. Saçlarına baktı önce uzamışlardı. Gözleri çakıştı sonra. Yabancıya bakıyor gibiydi. Yavaşça dudaklarına inerken nefes bile almıyordu. Göğsüne indi gözleri. Altındaki kalbin başkası için attığını hissetti. Bakışları ordan ellerine kayarken gözyaşlarına daha fazla direnemedi. Bir zamanlar sımsıkı tuttuğu ellerin birini bir kadın diğerini ise küçük bir oğlan çocuğu tutmuştu. Yutkunamadı. Kıpırdayamadı. Yıllar önce günlüğüne yazdığı şu cümleler geldi aklına "benim içimde bir adam onun içinde başka bir kadın"

Sahiden öyle olmuştu. Tek fark kadının içinde başka bir adam yoktu. Sevememişti başkasını. Atmamıştı kalbi başkasına. Ne yapacağını bilemedi. İki seçenek vardı önünde. Ya buradan çekip gidecek eve varınca da kendini yatağa atıp deli gibi ağlayacaktı. Ya da karşısında dimdik duracaktı. Birinci ihtimale çok ihtiyacı vardı. Ama kalbi karşısında dimdik durmasını söylüyordu. Öyle yapacaktı.

Gözlerini kirpistirip dudaklarına sahte bir tebessüm kondurdu. Küçük çocuğa kaydı bakışları istemsizce. Gözleri babasına benziyordu. Şanslı kadın diye geçirdi içinden. Sonuçta kim istemezdi ki gözleri sevdiği adama benzeyen bir oğlu olmasını.

Yavaş adımlarla onlara doğru yaklaşmaya başladı. Yanlarına geldiğinde yine dolmuştu gözleri. Hemen kendini toparlayıp diz çöktü çocuğun önüne. Hem adam hem kadın dikkatle onu izliyordu. Yanağını okşadı yavaşça. Teni pürüssüz ve yumuşaktı.

Bir eliyle çocuğun ipeksi saçlarını okşarken şu acı kelimeler döküldü dudaklarından

"Allah analı babalı büyütsün!"

söz defterimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin