OTUZ DÖRDÜNCÜ BÖLÜM: ARENA DA KIYAMET

2.9K 204 85
                                    

20 Haziran

Kağıt Kafe

10.53

Tüm bu yaşananlardan sonra Kağıt Kafe'nin sıcak ortamına kendimizi atmıştık. Bir nevi kutlama sayılırdı. İki masau yan yana birleştirilmişti. Çınay önümde oturuyor ve Yaser'e ters ters bakıyordu.

"Kaybedeceksin."dediğinde Çınay mavi gözlerini kısarak yaslandı. "Ben asla kaybetmem, dostum." dedi Amerikan vari bir vurguyla. Kaya ve Beray aynı anda masadan uzaklaştığında:

"Bugün Beray'ın doğum günü ve aramızı düzeltmek istiyorum."diyerek kulağıma doğru fısıldadı Tansu. 

"Şaka yapıyorsun?" dediğim esnada Çınay aniden bize baktı ve Yaser'in cümlelerini ağzına tıkar cinsten bir şekilde:
"Ve yarında benim doğum günüm." dedi. Kaşlarım çatılırken:
"Siz ikizsiniz?" diye sorduğumda, Çınay gülümsedi ve:
"Valide Sultan'ın karnında biraz daha pişmem gerekiyordu." dedi ve ellerini çenesinin altına dayadı. "Yani sen 21 Haziran doğumlusun?" dedim şaşkınlıkla o ise:
"Beray da 20 Haziran. Dakika farkı işte." diyerek omuz silkti. "Onun benden büyük olması sizce de saçma değil mi?" dediğinde ona gözlerimi kısarak baktım. O esnada Beray, Kaya Erez ile konuşmasını sonlandırmış ve Çınay'ın yanına doğru gelmeye başlamıştı. Çınay hâlâ konuşmaya devam ediyordu.
"Ben daha yakışıklı, daha yapılı ve daha zekiyim. Beray'ın büyük olması kadar dandik bir şey olamaz." dediğinde ensesine bir tokat attı Beray.
"Bana abi demelisin." dediğinde Çınay gözlerini kısarak ona baktı. Mavi Süvariler ekibinden Elif, masaya daha çok yaklaştı ve elindeki fincanı ile oynarken:

"İkizler konusunda bilmediğiniz bir şey var."dedi hızla. Sonra da hafif bir şekilde öne doğru eğildi.
"Anne rahminde büyük olan çocuk küçük olanı itermiş. Son doğan çocuk, aslında büyük olandır."dediği anda Beray ve Çınay arasında büyük bir sessizlik yaşandı. Çınay, sonra kardeşinin yüzüne baktı.

"Demek öyle ha?"diye sordu korkunç bir şekilde. Yüzünde bir gülümseme peyda olmuştu. Göz kenarlarındaki çizgiler belirginleştirmişti. Beray'ın yüzünde kızgınlık hakimdi ve delici bakışlar atıyordu. Çınay susmak yerine devam etti ve boğanın daha da sinirlenmesine neden olacak kelimeleri söyledi:
"Bana abi demeye başlasan iyi olur."diyerek konuştu ve dudaklarını birbirine bastırdı.
Beray ise delici bir bakış atarken yerinden kalktı. Sonra Çınay ile boğuşmaya başladı. "Demek abi dememi istiyorsun ha?" diye konuşurken ikisi de eğleniyora benziyordu.
Bu zamana kadar Beray'ın daha büyük olduğunu sanıyorduk. Fakat Çınay'ın Beray'dan büyük çıkması ile hepimiz şaşkına uğramıştı. Meyra kahkaha atmaya başladığında Çınay, Beray'ın koltuğunun altındaydı ve yüzünü buruşturmuştu.
"En son ne zaman duş aldın sen?"diyerek soludu. Bir yandan eğlenir bir ifade takınmıştı diğer yandan da iğrenir bir ifade.

Çınay, Beray'ın koltuğunun altından çıkarken:
"Leydi Tansusuzi!"diye bağırdı. O an da Beray'ın parmakları, Çınay'ın çenesini tuttu. Sonra ağzını kapattı.
"Seni öldürürüm, Çınay."dediğinde Çınay gülerek:
"Abi diyeceksin."dedi. Beray elini yumruk yapıp Çınay'ın başına sürtmeye başladı. "Bu çocuk hiç böyle değildi."diyerek kendini kurtarmaya çalıştı.
" Aşk insanı değiştiriyor değil mi, Beroş?"diye sorduğunda Beray'ın yüzünün şekli korkunçtu. İğrenme ve kızgınlık...
Çınay yavaş yavaş geri adımlar atarken:
"Gelme!"diyerek sandalyelerden birinin arkasına geçti. Beray öyle bir hızla koşup Çınay'ın bacaklarına sarıldı ki, Çınay geriye doğru devrildi. Çınay yerde hareketsiz bir şekilde dururken gözleri kapalıydı. Beray ise kahkaha atıyordu. Çınay'ın hareketsiz bir şekilde yattığını fark edince endişeli bir biçimde kardeşinin üzerinden kalktı.
"Çınay?"diye sordu. Yerimden kalkıp yanlarına gittiğimde Çınay yerde boylu boyunca uzanmıştı. Tansu yere diz çökerken Beray'ı itekledi. Meyra hızlı bir şekilde Çınay'ın sol tarafına çökmüştü.
"Çınay!?"dedim, sesim kırık bir şekilde çıkmıştı. Öyle sessiz geçmişti ki saniyeler birden nefesini verdi Çınay ve: "Beray!" dedi, sesi kesik bir şekilde çıkıyordu. Sırtımdan akan teri hissediyordum. Beray kardeşinin hâlâ üzerinde gibiydi. Ona doğru yaklaştığında Çınay gözünü açtı ve:
"Şeyimi ezmeyi kes, Beray."dediğinde ilk önce kimse anlamadı. Sonra Çınay sesini biraz daha yükseltti.
"Sanırım çocuğum olmayacak, kalk üstümden."diyerek kendini çekti. Beray hızlı geri çekildi. Çınay doğrulurken: "Çocuğum olmazsa Tansusuzi ve senden mirasım için çocuk bekliyorum."dediğinde Tansu'nun yüzü kızardı. Beray ise öfkeli bir ses tonu ile:"Ne saçmalıyorsun? Tansu, Ümit ile beraber."dedi. Tansu başını, Beray'a çevirdi.
"Bunu kim söylüyor?" dedi. Ellerini göğsünün üzerinde birleştirmişti. Meyra hâlâ dizlerinin üzerinde ve Çınay'a bakıyordu. Yüzünü buruşturup: "Buz falan ister misin?" diye sordu.
"Beni tamamen kısır yapmak istiyorsan neden olmasın?"diyerek alayla konuştu. Beray, Tansu'nun cümlesine karşılık vereceği sırada Elif omzuma dokundu.
"Fazlası ile."dedi ve durakladı.
"Aptallık."dedim onun cümlesine devam niteliğinde.
"İkisi de birbirine deli oluyor."dedi, ellerini arka ceplerine sokmuştu ve ağırlığını sağ bacağına vermişti.
"Bayan Ren'i kaybetmek istemiyorum."dedi Çınay. Yaser ile girdiği iddia yüzünden böyle konuştuğunu biliyordum. Bir anda dudaklarımın arasından yükselen kahkaha ile Tansu ile Beray gülmeye başladı.

KURT KOZASI-MAVİ SAÇLI KIZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin