Bölüm 9: 'Kabul Ediyorum'

68.6K 2.8K 297
                                    





***


Kabullenmek kendi mezarına toprak atmak gibidir bazen...


***

        Saatlerdir odasının tavanını izliyordu Ahsen. Konağa geldiğinde kimseye görünmeden odasına çıktı. Ne, ne olduğunu sormaya gelen babaannesiyle konuştu ne de akşam yemeğine gelmeyince odasına yemek getiren Leyla'yla.

        Çiyeşan yaptıklarının cezasını misliyle ödemeliydi. Onunla anlaşmaya varacağını düşünen Ahsen'deydi aptallık. Bir dahakine yazılı bir belge falan almalıydı yoksa bu adama karşı hep eli boş kalacaktı. Yarın ilk işi gidip dün olanların hesabını sormaktı başka yolu yoktu.

        Şu iki günde ne kadar çok evlendirme konusu açılmıştı öyle? Başka zaman olsa istese bu kadar bulamazdı. Hoş zaten evlilik düşünen biri değildi. Belki bir gün yaşı kemale erince mantık evliliği adı altında bir şeylere imza atabilirdi ama onun da garantisini vermiyordu.

        Saate baktığında saatin 03.45 olduğunu gördü. Eğer saat bu kadar geç olmasaydı şimdi bile dayanabilirdi kapısına. Ama bu Ahsen'i bile aşan bir konuydu. Uyuyamayacağını bildiği halde kendini uyumaya zorladı. Sabaha doğru anca uykuya dalabilmişti.


***


        Telefonu çaldığında masası başındaydı Aybar Ağa. Saatin geç olması mühim değildi onun için. İstediğin şeyin yerine gelip gelmediğini merak ediyordu. Zira bugün canını çok sıkmışlardı. Bir şekilde intikamını almalıydı.

        İkidir o edepsiz kızdan yana olan Yavuz Miroğlu iyi bir dersi hak ediyordu. İlkinde kıza atacağı tokadı engellemişti. O zaman üzerinde durmasa da beraberinde gelişen olaylar Yavuz Ağa'nın suyunu baya bir kaynatmıştı. Karahan lehine kullandığı oy da cabasıydı. Kimden aldığını bilmediği bir cesaret vardı Yavuz'da.

        Bu iki hadsizi durdurmalıydı Aybar Çiyeşan. Babaları gibi arkasından kuyusunu kazabilirlerdi. Kızın toplantılara katılmasını tamamıyla engellediğini düşünüyordu. Öne sürdüğü şartı ölse kabul etmezdi Ahsen Karahan. Değil Yavuz Miroğlu ile evlenmek, Çiyeşan'ın seçtiği biriyle bile asla evlenmezdi. Yavuz da sabah uyandığında dersini almış olacaktı. Şimdilik bir sorunu yoktu Aybar Ağa'nın. Ama bilmediği sorun kapısında pusu kurmuştu artık.

     ''Söyle.'' Telefona cevap verdi.

     ''Ağam iş tamam. Mesajı da hallettik. İstediğin her şey yapıldı. Başka bir emrin?''

     ''Güzel. Şimdi dağılabilirsiniz.'' Telefonu kapattığında yüzünde oluşan gülümsemesini gizlemedi. İkisi de yolunda engel olmaktan çıkmıştı artık. Daha başka planlar yapabilirdi gönlünce. Masasından kalkıp son kez huzurlu uyuyacağı uykusuna daldı. Çünkü bundan sonraki bütün uykuları hep huzursuz olacaktı.


   ***


        Sabahın erken saatinde aldığı telefonla uyandı Yavuz. Telefon hayra alamet değildi. Telefona cevap verip o korkunç haberi aldığında beyninden vurulmuşa döndü. Kim, nasıl böyle bir şeyi yapardı? Arabasına atlayıp adamlarının haber verdiği tarlaya gitti. Arabayı nasıl kullandığını bile hatırlamıyordu. Hız sınırını aştığını, yakında yüklü bir ceza makbuzunun kendisini beklediğini tahmin edebiliyordu.

        Tarlaya vardığında kendisini beş on tane adamı ve birkaç köylü karşıladı. Harap olmuş tarla zaten uzaktan selam veriyordu.

     ''Nasıl olmuş Ahmet?'' Arabasının kapısını sertçe kapatıp adamların yanına yürüdü. Ağalarını bu kadar sinirli çok nadir gören adamlar başları önlerinde sessizce bekliyordu.

AH SENDE (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin