" Ha ? " dedim anlamayarak. Hafifçe tebessüm etti ardından geri sildi gülümsemesini. " Kafamı allak bullak ediyorsun " bu iyi miydi yoksa kötü mü? " Bu kötü Alex " dedi aklımı okurcasına. " Ben ne diyeceğimi " dediğim sırada beni susturdu " Sadece dinle olur mu Alex? " başımla onaylayıp meraklı gözlerimi ona diktim " Durum benim için çok karışık. Yani ben daha önce hiç böyle hissetmedim. Seninleyken farklı bir şekilde mutluyum. Ahh bunu itiraf etmek ne kadar zor olsada sonunda kabullendim " gözlerimin parladığına eminim şu an ama dediği gibi sadece dinlemeye devam ettim " Hayatımı bir kadının değiştirebileceğine inanamıyorum. Ama " deyip derin bir nefes aldı " Ama ? " dedim kapalı gözlerine gözlerimi iyice dikip. Sonunda gözlerini açtı " Ben senin gibi duygularımdan emin değilim Alex. Umutlanmanı istemiyorum. Belkide ufacık bir büyü yani geçici bir heves, emin olamam. Hem benim düşünmem gereken bir oğlum var. Lütfen beni anla. Bana biraz zaman ver. Her şeyden emin olmadan sana umut veremem " derin bir nefes alıp gözlerini gözlerime dikti cevap bekliyordu. Anlayışla kafamı salladım " Anladım. Umutlanmıyorum. Kendimi en kötüsüne hazırlamıştım ben zaten. Dediğin gibi bir oğlun var iki kişilik düşünmek zorundasın " gülümsedim elimden geldiği kadarıyla içten " En kötüsü neydi ? " şaşırmıştı " Benimle arkadaşlığını bitirmen " kafasını anladım der gibi sallayıp oda gülümsedi " Ama şu var ki Lauren, duygularını anlayana kadar seni bekliycem " derin bir nefes aldı gülümsemesini bozmadan. " Tamam şimdi duşunuza girebilirsiniz bayan Lewis " diyerek beni yolladı. Aslında yalnız kalmak istediğini anlamıştım. İkiletmeden eşyalarımı alıp duşa girdim. Söylediklerini sindirmek için duş iyi bir seçenekti. Üstümü çıkartıp soğuk suyun altına girdim. Aniden yarattığı şok etkisi rahatlamamı sağlamıştı. Aslında Lauren haklıydı, bir çocuğu vardı hayatı iki kişilikti, ve benim gibi hislerinden emin değildi. Belkide hissettiği şey ya da hissettiğini sandığı şey sadece bir hevesti. Yinede dediğim gibi o kesin bir şey söyleyene kadar onu bekleyecektim. Ne kadar duşta kaldım bilmiyorum ama fazla uzun sürmemişti. Üstümü kurulayıp iç çamaşırlarımı giydim ardından da banyodan çıktım. Üstünü değiştirdiğini fark ettiğim Lauren'e bakıp kaşlarımı çattım. Ona baktığımı fark etti " Denize girmedim zaten jakuzide biraz oyalandım " kafamı sallayıp aynanın karşısına geçtim. Elimdeki havluyla kafamı kurulamaya başladım. Saçlarımın uzun olmasından bazen nefret edip yavaş kurumasından yakınsamda çoğu kadın gibi en sevdiğim şeyler saçlarım ve onları kestirmek gibi bir hata yapamam. Saçlarıma bakıp gülümserken aynadan bir şeyi fark ettim, Lauren arkamdan bana bakıyordu. Daha doğrusu bana değil kıçıma ! Evet doğru tamda kıçımı izliyordu. Bunu fark edince gözlerim büyüdü onun suratında ise karışık bir ifade vardı. Ne yani beğenmemiş miydi ? Bence gayet sexy bir ahh her neyse saçımı kurulamayı bırakıp arkamı döndüm, Lauren bakışlarını başka yere çevirdi tabiki. Bu hali beni gülümsetti. Tişört ve pantolon giyip saçlarımı taradım. Ayakkabılarımıda giydikten sonra Lauren'e baktım. " Hadi çıkalım " diyerek önden yürüdü. Bende arkasından kartı alıp kapıyı kapattım. Bu kez el ele tutuşmadan asansöre bindik. Ellerim üşüyor gibi hissediyordum resmen. Elimin üstündeki bir şeye odaklanmaya çalışıyorken Lauren derin bir nefes alıp elimi yine tuttu. Öyle sert tuttu ki, kendiyle savaşırcasına. Ürkek bakışlarımı ona yolladım ama o bana bakmıyordu. Asansörün kabin kapısına odaklanmıştı sinirli bir şekilde. Bende kafamı önüme çevirdiğimde bana dönmeden sordu " Elini tuttuğumda vücuduma geçen elektrik akımı normal mi ? " yüzümdeki ifade sırıtmaya dönüştü " Ben senin yanındayken her an vücuduma elektrik akımı geçiyor " kaşlarını kaldırıp bana döndü, bende ona gülümseyerek baktım. Seviyorsun kızım işte sen beni ! Ama niye yediremiyosun bunu kendine ? Niye sinirlisin bu kadar be kadın? Beni sevmek kötü bir şey mi ki ? Asansörün kapısı açılınca hızlıca indik. Çok acıktım, bu aşk meşk işleri beni acıktırıyor, normalde iştahımı kesmesi gerekmiyor mu ya dizilerde filmlerde öyle oluyo ? Lauren'in seçtiği masalardan birine eşyalarımızı koyup açık büfeye geçtik. Tabağıma pardon tabaklarımıza ne görüp istediysem doldurup masaya geçtim. Lauren'in sadece salata almış olması kendimi biraz ayı gibi hissettirse de omuz silktim. Açım ben ya! Hızlı bir şekilde yemeğimi yerken Lauren benimle ilgilenmeyip salatasıyla uğraşıyordu. Boşta kalan eline uzandığımda temas eder etmez gözlerini kapattı sonrasa hızlıca açıp gözlerime baktı. " Ne düşünüyorsu Lau- Helena ? " bir an adını söyleyeceğimi sanıp paniklese de bozuntuya vermedi " Jack'i " diyerek fısıldadı. Tabi ya, kadın çocuğunu özledi tabi. " Odada görüntülü konuşabiliriz? " dedim rahatlatmak istercesine. Ama o Hayır anlamında kafasını salladı " Hayır Al bu riskli. Hem yanımda olmasının yerini tutmaz. Dua edelimde beyler işini çabuk halletsin, elimden gelen bu çünkü " diyerek hâlâ elinin üzerinde duran elime baktı. O bakınca bende yavaş bir şekilde elimi çektim. Yemeğimizi sessiz bir şekilde yedik. Hava kararmıştı, Lauren kafasını kaldırıp dolunaya baktı " İstersen sahile inelim, dolunay denize vurunca muhteşem gözüküyor " diye bir teklifte bulundum. " Olur " dedi düz bir sesle. Bu durgunluğu beni öldürüyor. " İçecek bir şey ister misin ? " kafasını salladı " Bol buzlu bir kolaya hayır demem " gülümseyip yanından ayrıldım bol buzlu bir kola ve bira aldıktan sonra yanına geri gittim. Kolasını elimden aldı. Boşta kalan elimi cebime soktum bende. Sahile inen merdivenlere doğru yönelip aşağı indik. Biraz daha yürüyüp şezlonglara geçtik. " Haklıymışsın " dedi bana dönüp gülümseyerek " Ne konuda ? " , " Dolunay denize vurunca harika gözüküyor " bende gülümsedim. Bir süre susup sadece denizi izledik. Ona bakmaya pek cesaret edemedim açıkçası, kafasını karıştıracak şeyler söylemekten korkuyorum ya da kafasını karıştıracak hareketler yapmaktan. Ben sessizliği bozmayınca o bozdu tabi " Dün gece nerdeydin ? " manzaradan gözlerimi ayırıp ona döndüm. İki şezlong ötedekini gösterip gülümsedim " Tam orada " oraya doğru baktı ardından sinirli şekilde bana döndü " Tüm geceyi bu rahatsız şezlongta mı geçirdin ? " kafamı salladım " Yanıma gelebilirdin Al " , " Sende takdir edersin ki kolay bir gece yaşamadık " kafamı tekrar denize çevirdim " Özür dilerim " diye fısıldadı. Ama takmadım özürlerinden sıkıldım. Cebimden telefonumu çıkarıp saate baktım 21.30 du. Ekranı Lauren'e çevirip saati gösterdim " Gitmesek olmaz mı Al ? " olumsuz anlamda kafa salladım " Buraya iş için geldik Hel. Ama istemiyorsan sen odaya git ben tek de gidebilirim ? " , " Ah süper olur zaten pek fazla uyuyamadım " kafamı salladım, beni beklemişti sonuçta gece, Sonra durdu bir şey düşünüp kaşlarını çattı " Olmaz " diyerek bağırınca bende kaşlarımı çattım " Olmaz yani şey iş için geldik tek gitme. Hadi gidelim Black'i bekletmeyelim " deyip ayaklandı. Kafamı sallayıp elimi ona uzattım, işime gelir onunda benimle gelmesi. Elimi tutup parmaklarını geçirdi. Ağır adımlarla Black'le sözleştiğimiz kulübe gittik. Saat daha erkendi ama ikimizdr yorgunduk, erken gidip erken dönmek en iyisiydi. Kulübe girdiğimizde bizim gibi düşünen bir kaç çift hariç kimse yoktu. Bir kaç çiftin arasında gay bir çifti görmek beni gülümsetti, onlarda bizi görünce gülümsediler. Lauren'le bar kısmına geçtik, o yine kola isterken ben viskiyi tercih ettim. Kulüp yavaş yavaş dolmaya başlarken kapıdan Elizabeth girdi. Yanında Benjamin'i aradım ama yoktu. Onun yerinde başka bir adam vardı. Adam yaklaşınca şok oldum, kadın cidden erkek avcısı! Elizabeth bizi görünce gülümseyerek bize doğru geldi. " Ahh gelmişsiniz nasılsınız bayanlar? " Lauren'de bende ağzımız açık Black'e bakıyorduk. Şoku ilk atlatan Lauren oldu " Biz iyiyizde sen. Yani bu bey " saçmalayacağını fark edince sustu " Ahh bu Daniel yeni sevgilim " oha ama ! " Pe-peki Michael? " ben hâlâ şokta olduğum için sorular Lauren'e kalmıştı. Black yüzünü buruşturdu " Ondan sıkıldım " Lauren başka bir şey dememişken Taylor bana pis pis sırıtıyordu. Benjamin'in Black'ten tekme yemiş ve onun yerine geçmiş olması egosunu tatmin ediyordu tabi. Lauren elini çeneme koyup kapatana kadar ağzım açık durdum. " Ah anladım senin için sevindim " dedim Elizabeth'e. Kafasını sallayarak teşekkür etti. Onlarda birer viski alırken ben ikinciyi istedim. Lauren'de bir tane istemişti. Ona döndüğümde omuz silkti. Hah harika bir itiraf gecesi daha başlıyor. Biz viskilerimizi hızlıca bitirirken Lauren daha yarısını bile içmemişti. Elizabeth'in shot teklifini kibarca reddettim ısrar ettiklerinde " Onu yatağa taşımak zorunda kalmak istemiyorum " diyerek isyan ettim. Taylor atıldı " Taşımana yardımcı olabilirim ? " , " Bende senin ağzını burnunu kırabilirim ? " çıkışıma Taylor şaşırdı, aslında bende şaşırdım. Taylor lan o, ondan mı kıskandın? Lauren viskisini tepesine dikip elimi tuttu " Hadi kalk dans edelim " hah harika bir bardak bile etkisini gösterdi " Dans etmeyi bilmiyorum " , " Ögretebilirim? " hayır anlamında kafamı salladım oflayarak bir viski daha istedi. Viski geldiğinde önünden aldım " Bir bardak yeterli bence " , " Yarısını sen iç yarısını ben ? " gülümseyerek kafamı salladım ve bardağı ona verdim. Bardağı ağzına götürüp yarısını içti ve bana uzattı. Bu kadar hızlı içmesi kesinlikle dokunacaktı, emindim. Bende onun gibi hızla içtikten sonra saate baktım 23.00 dı. Kimileri için gece yeni başlıyordu hatta benim içinde. Ama şu an cidden çok yorgundum. Lauren'in kulağına " Gidelim mi ? " dedikten sonra kafasını salladı. Elizabeth'in gecenin yeni başladığına dair zırvalıklarını geçiştirip iyi geceler diledik. Kimseye fark ettirmeden Taylor'un kulağına " Kusura bakma " dedikten sonra Lauren'in elini tutup kulüpten çıktık. Biraz ilerledikten sonra sormadığımı fark ettim " Nasıl hissediyorsun? " gülümsedi " korkma sarhoş değilim. Hızlı içişim biraz çarpsada gayet iyiyim " bende gülümsedim. Yolumuzun kestirmesi büyük havuzun oradan geçmekti. Bizde oraya doğru gittik. Burası birer ıssız kalıyordu etrafta kimse yoktu. Havuzun yanından geçerken Lauren'in bir an ayağı kaydı, tam havuza düşmek üzereyken elini bırakıp belinden kavrayarak kendime çektim. Bir anlık sendelesemde yere düşmedim ama o düşeceğimi sanıp omuzlarımdan tuttu. Ani bir hareketle belinden daha sıkı kavrayıp kucakladım ve havuzdan bir iki adım öteye götürdüm. Ellerini omuzlarımdan çekmemişti, bende belinden. Gözlerimin içine bakıyordu. Romantik filmlere göre şu an öpüşmemiz gerekiyordu ya da tam öpüşecekken bir şey olup durumun bozulması. Ama öyle olmadı, Lauren bana daha da yaklaşıp sıkıca sarıldı. Kolları bana huzur verirken bende belindeki ellerimi sıklaştırıp sarıldım. Ikimizde birbirimizin boynundan aynı anda derin birer nefes çektik. Bu durum beni gülümsetti. Lauren'in kulağıma fısıldayışlarını duydum " Kokunun bana ne kadar huzur verdiğini tahmin dahi edemezsin " gülümsemem daha da arttı bende fısıldadım " Seni seviyorum Lauren " ellerini yavaşça gevşettiğinde bende gevşettim ve sarılmamızı bitirdik. Dediğime bir cevap beklemediğim için bozulmadım. Elimi kendi isteğiyle tutup önüne döndü bende ona bakmayı kesip önüme döndüm. Tam bir adım atmıştık ki karanlık taraftan silahlı bir adam çıktı. Silahı bize doğrulttu " Bir yere mi gidiyordunuz bayanlar ? " pis pis sırıttıktan sonra kafasıyla bizi gösterdi. Aynı andada kafama bir şey geçirilip görüş alanımın kapanması bir oldu. Ardından da kafama vurulan sert bir cisim bilincimi kaybetmeme sebep oldu. Son duyduğum şey ise silahlı adamın " Dediğiniz kişileri yakaladık efendim " deyişi oldu.....
Efeenndiiim buyrun size yeni bölüm. Bayramınız Mübarek Olsun. Et yemekten yazamadım pek mazur görün. Ama ufaktan alışın çünkü okul açılıyor takdir edersiniz ki eskisi gibi hızlı atamam. Neyse ben siz vefalı okuyucularıma güveniyorum. Ha birde çok çok çok sevdiğim hikayelerden oluşan bir okuma listesi hazırladım. Bakmak isterseniz zaten profilimde. Bir çoğunuz çoğunu biliyordur ama olsun... Beğendiysenizo küçük yıldıza basmaya lütfen üşenmeyin :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AJAN (girlxgirl)
Adventure" 'İşlerin yoğun yetişemiyorsun sana bir ortak lazım ' dediğinde gerçekten bana yardım edebilecek güçlü birini düşünmüştüm. Tırnağı kırıldığında oturup ağlayacak bir barbie bebek değil " diyerek kükrüyordum oda da. O sırada ortak müsveddesi atıldı "...