Şok olmuş bir ifadeyle suratıma baktı. İtiraf ettim sonunda. Ama bana söyledikleri fazla gurur kırıcı değil miydi ? Dolabın önüne geçtim tekrar o hâlâ düşüncelerini tartarken. Dolaptan geceliğini çıkardım. Sonunda kendine gelebildiğinde " Alex ben " diyecek oldu ama " Geceliğini buraya bırakıyorum. Biraz dışarı çıkıcam. Belki senin dediğin gibi Black'le yatarım bilmiyorum. Kapı kartından birini aldım beni bekleme iyi geceler " deyip susturdum ve kapıdan çıktım. Derin bir nefes alıp asansöre bindim. Hayalimdeki açılma böyle değildi, hiç değildi hemde. Benden nefret etmeye başlamış mıdır acaba ? Gerçi söylediklerine bakılırsa sabahtan beri benden nefret ediyordu. Böyle bir şeyi düşünmesi canımı acıtıyor. Bana hiç güvenmemiş aslında. Yani ben Lauren'i baştan kaybetmişim. Şimdi hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. Arkadaşta kalamayız. Of lanet. Bar kısmından karton bardakta iki viski alıp sahile doğru yürüdüm. Sabah saatlerinde sahil ne kadar cıvıl cıvılsa akşamları da bir o kadar sakin oluyordu. Bir şezlonga geçip oturdum. Tabi ucuna oturunca arka taraf havaya kalktı ve bende bir miktar korkup sesli bir küfür savurdum. Şezlongun arkasını oturulacak şekilde ayarlayıp oturdum ve ayaklarımı uzattım. Dolunay vardı ve denize ışığı vuruyordu. Harika gözüküyordu, Lauren'le burada bu şekilde oturmak isterdim şu an. Burada otururken açılmak isterdim ona. Hayallerimi yıktı deli kadın. Orada ne kadar uzun oturdum bilmiyorum ama iki bardağımda bitmişti. Sürekli Lauren'in dediklerini döndürdüm beynimde. Delirme noktasına gelmişken bir erkek sesi ve seslere kahkaha atan bir kadın sesi duydum. Kafamı o tarafa çevirdiğimde gelen kişilerin hiçte yabancı olmadığını fark ettim. Bir kaç dakika sonra iyice yaklaştıklarında onlarda beni fark ettiler " Hey Alison burada ne yapıyorsun? Helena'nın yanında olman gerekmiyor muydu, hani işiniz vardı? " diyerek kıkırdadı Elizabeth. Sanırım biraz fazla içmişti " Ona o kadar içmemesi gerektiğini söylemiştim. Ama dinlemedi beni. Odada ve çoktan uyudu " dedim gözlerimi devirerek anladım der gibi kafasını salladı " Sen ve beyefendi ne yapıyor burda ? " dedim yanındaki Benjamin'i tanımıyormuş gibi " Ah bu Michael ve biz bura boş olur diye düşünmüştük " sıkıntıyla söylemişti. Ufak bir kahkaha attım " Anladım. İsterseniz gidebilirim ? " , " Ha yok şimdi düşündüm de oda daha iyi. Sen takıl burada ama karının yanına geç olmadan git " ben karımdan kaçıp geldim buraya ne gitcem be oraya " Tamam. Ha şey saat kaç bu arada ? " saatine baktı " Bir buçuk " gözlerimi şaşkınca açtım ne ara o kadar olmuştu? Ne çok düşünmüşüm ben. " Biz gidiyoruz Alison bir şey istiyor musun ? " kafamı sallayıp " Bu beyin elindeki şarap şişesini " dedim Benjamin'i göstererek. Benjamin çok içmeme kızardı hep. Şimdi de itiraz edecek oldu ama Elizabeth rica edince şişeyi yüzündeki korkutucu ifade eşliğinde bana uzattı. Yapabildiğim en şirin ifadeyle önce Ben'e sonra Black'e teşekkür ettim. Ardından da gittiler. Şarap şişesi yeni açılmıştı ve bu yüzümde kocaman bir gülümseme olmasını sağladı. O değilde Ben'in Black'in yaninda ne işi var ? Salak Alex asıl senin değil Benjamin'in işi Black. Kadın erkek avcısı demediler mi sana ? Ama bunlar hep Lauren yüzünden ne bokuma diyosun bana Black'le yat diye ? Derin bir of çekerek şarap şişesini tepeme diktim. Şişeyi ne zaman bitirdim, ne ara bu şezlongta sızdım bilmiyorum ama sabahın erken saati olduğunu düşündüğüm dilimde çalışanlardan biri tarafından hafifçe dürtülerek uyandırıldım. Saati sorduğumda sekiz olduğunu söyledi. Fazla da erken değilmiş aslında. Teşekkür edip ayağa kalktım, geç yatmıştım erken kalktım üstelik akşamdan kalmayım. Ah bir gün daha ne kadar berbat başlayabilir? Uyuşuk adımlarla kaldığım odaya doğru gittim. Kapının önüne geldiğimde olabildiğince yavaş ve sessizdim, Lauren hâlâ uyanmamış olabilirdi. İçeri girip kapıyı kapattığım sırada arkamdan sert ve sesli bir şekilde " Nerdeydin " sesi gelince korkup sıçradım. Yinede bozuntuya vermeden arkamı dönüp kollarını çapraz bağlamış ve birazdan üstüme atlayıp beni parçalayacak gibi bakan gecelikli Lauren'e döndüm. Ben ona cevap vermekle vermemek arasındayken o sesini daha da yükseltip " Nerdeydin? " sorusunu yineledi " Dışarda " dedim dolabın başına geçip. Üstümdekileri değişip kendimi gece boyu seyrettiğim okyanusa bırakmak istiyorum. " Tüm gece seni bekledim " dedi arkamdan. Bu sefer sesindeki sertlik kırılmıştı. " Beklememeni söylemiştim " dedim umursamayarak. " Sencede konuşacak şeylerimiz yok mu ? " derin bir nefes alıp ona döndüm " Ne gibi ? " bir kaç adım yaklaştı " Dün gece söylediklerim için özür dilerim. Alkolün etkisiydi. Ve biraz Black'in bakışlarından rahatsız olmuş olabilirim, ama konumuz bu değil tabi. Özür dilerim Alex fazla şey yaşadım biliyorsun seni onlardan sandığım için özür dilerim " dediklerini ardı ardına sıraladıktan sonra kafasını kaldırıp gözlerimizi buluşturdu. Boğazıma bir yumrunun oturduğunu hissettim " Ta-tamam sorun değil " diyebildim sadece gözleri beklentiyle bakıyordu " Bu kadar mı Alex ? " dedi bir şeyler beklercesine " Ne? Özür diledin bende sorun olmadığını söyledim daha ne olabilir ki ? " titrek bir nefes aldığını duydum. Ne yani ağlayacak mıydı? " Gece bana aşık olduğunu itiraf ettin ve şimdi hiç bir şey yok mu diyeceksin Alex ? " gözlerime öyle hiddetli bakıyordu ki tırsmadım desem yalan olur " Lauren ben ge" dedim ve odanın çalan telefonu beni susturdu. Lauren'in küfür ettiğine yemin edebilirim. Telefona daha yakın olduğum için ben açtım. Karşıdaki ses " Sizi bayan Black'e bağlıyorum " diyerek bir kac saniyelik müzik verdi ardından Black'in " Alo " değişini duydum " Alo, efendim Eliza? " , " Ah uykucular hadi kalkın sabah çoktan oldu. Aşağı inin ve birlikte kahvaltı yapalım ne dersiniz ? " , " Bir saniye karıcığıma haber vermem gerekiyor " diyerek telefonun ses yerini kapattım. Karıcığım dememe kendi kendime göz devirmiştim " Eliza bizi kahvaltıya çağırıyor ne diyim ? " , " Ne diyceksin kabul etmekten başka çaremiz mi var ? " gözlerini devirip kafasını çevirdi telefona geri döndüm " Tamamdır hazırlanıp geliyoruz " sevindiğini belirtip nerede olduğunu söyleyince tamam deyip kapattım. Lauren hazırlanmak için banyoya gitmişti bende siyah bikinimi giyip tişört ve kot şort geçirdim üstüne. Saçlarımı bağlamayı ne kadar sevmesemde hava çok sıcak ve ensemi yakıyorlar. Saçımı at kuyruğu yapmaya çabalarken banyonun kapısı açıldı. Lauren'de benim gibi bikini ve şort tişört giymişti. Saçımla debelendiğimi görünce arkama geçti " Yardım etme mi ister misin ? " Aslında bu kadar beceriksiz değilim ne oldu şimdi bana anlamıyorum. Kafa salladım. Mutlu olmuş gibi gülümsedi ve tokayı elimden aldı saçlarımın tümünü tepede bir araya topladı ve tepeden sıkıca bağladı. İşini bitirince de ihtiyatla ellerini çekti ve bir kaç adım geri gitti. Saçıma baktıktan sonra gülümsedim. Aynadan Lauren'e baktım. Oda bana bakınca gülümsememi bozmadan teşekkür ettim. " Rica ederim " dedi yine ihtiyatla. Bana nasıl davranması gerektiğini bilmiyordu, soğuk terler döktüğüne eminim şu an. Ama konuşmak için iyi bir zaman değildi, kendimi hazır hissetmiyordum. Uygun zamanda tekrar anlatacaktım elbette " Hazırsan çıkalım mı ? " dedim beklentiyle kafasını sallayıp gülümsedi. Ahh bu gülümseyi bana tekrar bahşetmezsin diye o kadar korkuyorum ki " Önden buyur " dedim çekinerek. Ikiletmeden çantasını alıp önden çıktı. Bende kartı aldıktan sonra kapıyı kapatıp yanına geçtim. Yanında yürümek bile yeterdi sana Alex, bok vardıda açıldın. Elimin üstünde bir el hissetmemle Lauren'in eline baktım elimi tutuyordu. Ah tabi Benjamin korkusu. Yutgunup gözlerimi ona çevirdim oda gözlerimin içine baka baka parmaklarını parmaklarımın arasına geçirdi ardındanda gülümsedi. Tepki veremedim o an dün olsa yadırgamayacağım is icin diyeceğim sey su an ağır geliyordu. Yinede çekmedim elimi. Asansöre binip aşağıda indik. Bu sefer yolu bilen ben olduğum için Lauren'i ben yönlendiriyordum. Bir kac dakika sonra Black'in dediği yere geldik. Burası dün gecenin aksine özel bir yer değil gayet herkesin olduğu bir masaydı. Black'in yanında Benjamin'in olduğunu ve Ben'in boynunda bir morluk olduğunu fark ettiğimde gülmemek için dudaklarımı ısırdım. Açık büfeden tabaklarımızı doldurup masaya geçtik. Tabağımı görünce Eliza'nın gözleri büyüdü. Bende ufak bir kahkaha attım Lauren omuz silkip " En nefret ettiğim huyudur. Fazla yer ama bir o kadarda fittir " diye sitem ettiğinde Black ona hak verdi ve Lauren yalandan Michael'le tanıştı. Arada Ben'e kaçamak bakışlar atıp gülüyordum ve o bunu fark edip sinirleniyordu. İşe döndüğümüzde ağzıma itinayla sıçacaktı bence. Lauren'le birbirimize olabildiğince yakındık ayrıca o solak olduğu içinde çoğu zaman el ele tutusarak yiyorduk. Kahvaltı yine gayet güzel muhabbetlerle ve hatta Elizabeth'le Ben'in otelin gece kulübünde tanışıp nasıl yıldırım aşkıyla aşık olduğunu anlatmalarıyla geçti. Şunu söylemeliyim ki; kadın kesinlikle erkek avcısı. Kahvaltıdan sonra hep birlikte denize gittik. Tahmin edin ne oldu ? Ben yine Lauren'in sırtına krem sürdüm. Benjamin'de Black'e. Benjamin'de rolünü çok güzel oynuyordu. Resmen Black'in etrafında pervane olmuştu tam bir aşık gibi davranıyordu. Bir kaç saat sonra öğle yemeği yedik sonra biraz daha durup akşamüstü yemeği yedik. Daha doğrusu ben yedim. Birde arada Benjamin eşlik etti Black bana hayretle bakıp salatasını yemeyi tercih ederken Lauren pişman olsada hamburger yemişti. Yaklaşık bir saat sonra da akşamyemeği servisi başlayacaktı buranın cennet gibi bir yer olduğunu söylemiş miydim ? Tüm gün çok eğlenmiştim aslında, çünkü kafamı dağıtacak cok sey vardi. Bol bol yüzdüm yemek yedim. Lauren'i düşünmememi sağlayacak ne varsa yaptım. Onunla bir araya gelmemeye çalıştım ve yemekler dışında da başarılıydım. Yüzmek istemediğini söyleyip denize girmemişti zaten. Ama eğlence bitip akşam yemeği saati yaklaşınca odaya gidip duş almak ve hazırlanmak kaçınılmazdı. Şortumu giyip ellerimi ceplerime soktum ve Black'e gece kulübüne gideceğimize dair söz verdim. Ne? Kadın hedef ne istiyosa yapıyoruz işte. Lauren'de şort ve tişörtünü giyip yanıma geldi ve elimi cebine geçirdiğim sağ koluma girdi " Hadi hayatım gidelim. Sen acıkırsın birazdan. Gece görüşürüz " diyerek Ben'le Elizabeth'e el salladı ve beni odaya doğru sürüklemeye başladı. Önce kolumdaki koluna kısa bir bakış atıp sonra yüzüne baktım. Kaygılıydı, hadi ama sabahtan beri bu suratı görmekten sıkıldım. Asansöre binince kolunu kolumdan çekip kafasını kaşıdı. Bir şeyler düşünüyordu, muhtemelen beni nasıl kırmadan geri çevireceğini kafasında kuruyordu. Ama ben hazırdım, yani üzülmeyecektim. Ne bekliyordum ki zaten kadının boynuma atlamasını falan mı? Odanın kapısını açtıktan sonra önce o arkasından da ben girip kapıyı kapattım " Bu sefer önce ben giriyorum " diyerek banyonun kapısına adımımı atmıştım ki elinin kolundan kavrayıp çekiştirmesiyle ona doğru savruldum. Bu kadın bu kadar güçlü mü be ? " Konuşmamız gerek Alex lütfen otur " hah çok güzel ellerimde terlemeye başladığına göre hapı yuttuğumun kanıtıdır. " Ta-tamam " diyerek yatağın karşısındaki pufa oturdum. Oda yatağa yani karşıma. " Bak Lauren ben kendimi hazırladım tamam mı? Yani beni reddetmen sorun değil. Kadınlardan hoşlanmadığını biliyorum zaten " burukça gülümsedi. Gözlerimin ta derinine baktı " Tek bir şey sorucam Alex, hislerinde ciddi misin? Yani heves olmadığına emin misin ? " , " Heves olsaydı sana söyleme gereği duymazdım Lauren heveslerimi kontrol edebilirim. Aslında dünde duygularımı edebilirdim ama sen öyle söyleyince sinirlendim" kafasını yere eğdi " Özür dilerim Alex " , " Boş ver gitsin artık. Unut hatta tamam mı? Duymamış gibi yap Arkadaş kalabiliriz ne dersin ? " diyerek gülümsemeye çabaladım ama başaramadım " Yapamam unutamam " dedi sessizce zaten asık olmaya niyetli suratım tamamiyle düştü " Neden ? " dedim boğazımdaki yurum yüzünden sesim titreyerek. Titrek bir nefes alıp kafasını kaldırdı ve gözlerime baktı " Ya bende sana hislerinin karşılıksız olmadığını söylersem Alex ? "
Beğendiyseniz o küçük yıldıza basmaya lütfen üşenmeyin :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AJAN (girlxgirl)
Adventure" 'İşlerin yoğun yetişemiyorsun sana bir ortak lazım ' dediğinde gerçekten bana yardım edebilecek güçlü birini düşünmüştüm. Tırnağı kırıldığında oturup ağlayacak bir barbie bebek değil " diyerek kükrüyordum oda da. O sırada ortak müsveddesi atıldı "...