35. Bölüm ♣

156K 7.9K 1.8K
                                    


İsminin Engin olduğunu öğrendiğim adama bakarken elini uzatmasıyla "Merhaba," deyip karşılık verdim. Aynı anda sabah Arslan'ın telefonunda gördüğüm mesaj aklıma geldi. Arslan telefonunun çantamda durmasını istediği için mesajı ona söylemek aklıma gelmemişti. Yanlış bir şey mi yapmıştım unutmakla?

Bakışlarımı biraz önceki durgun halinin tam tersi bir öfkeye sahip olan Arslan'a çevirdiğimde çatık kaşları bu adamı tanıdığını gösteriyordu. Ve aynı zamanda pek hoşlanmadığını.

"Nasılsınız Arslan Bey? Çok uzun zaman oldu görüşmeyeli."

Engin'in alaycı tavrı Arslan'ın sinir katsayısını zorlarken sadece onları izliyordum.

Arslan kısaca, sert bir şekilde "Evet," derken ayağa kalktı, öfkeli gözlerini adamdan bana çevirdi.

"Uras'ı alıp arabaya geç, birazdan geleceğim."

Kararlı ve itiraza yer bırakmayan sesine uyup yavaşça ayağa kalktım, çantama uzandım. Bu sırada Engin'in bakışları üzerimde dolanırken "Görüşürüz Rüya Hanım," dedi.

Arslan'ı daha fazla sinirlendirmemek için sadece başımı sallamakla yetinip çocuk parkında olan Uras'a ilerledim. Topların arasında oynayan oğluma seslenip onu yanıma çağırırken kızarmış yanaklarına endişeyle baktım. "Bebeğim çok mu yoruldun?"

"Hayır, çok eğlendim."

Yüzündeki sevinç çocukluğunu yeni keşfeden Uras'ı bu durumdan mahrum etmememi söylerken "İstersen yine geliriz seninle," deyip onu kucağıma aldım.

"O zaman yarın gelelim."

Burnuna elimi götürüp hafifçe sıkarken "Çok biliyorsun sen," deyip arabanın yanına ilerleyip Uras'ı koltuğuna koydum. Kendimde öne geçip otururken anahtarı kontağa takıp başımı restoranın girişine çevirdim. Bir dakika kadar kısa bir süre geçtiğinde Arslan girişte belirip hızlı adımlarla yanımıza geldi, arabaya bindi. Bir şey demeden arabayı çalıştırırken parmak boğumları direksiyonu sıkmaktan anında beyazlaşmış, boynundaki birkaç damar belirgin hale gelmişti.

Biraz önce olanlar, yani bakışları aklıma gelirken hafifçe titredim. O duygu yoğunluğu ve son dediği söz beynimde tepinip dururken Arslan başını bana çevirdi.

"Üşüdün mü?"

"Yok, niye ki?" derken sesim şaşkınlığımı belli ediyordu.

"Titredin."

"Farkında değilim.

Arslan başını sallayıp önüne dönerken "O adam kimdi?" deyip dikkatlice yüzüne baktım. Açık bir cevap alacağımı zannetmiyordum ama yine de denemştim. Anında çenesi kasılırken "Kimse," diye kısa bir cevap verdi lakin bu beni tatmin etmekten çok uzaktı.

"Seni sinirlendirdi. Ondan haz etmediğini anlamak için salak olmak gerekir. Ki ben o sıfattan oldukça uzağım."

"Bilmez miyim hiç?" deyip derin bir nefes aldı. Ardından yavaşça mırıldandı. "Bazı konular hariç."

"Ne demek bu?" dememle kaşlarını çatarken "Engin sevmediğim birisi ve oldukça tehlikeli. Bu yüzden bir yerde karşılaşırsanız hemen beni aramanı istiyorum. Asla onunla yalnız olma," dedi.

"Siz nereden tanışıyorsunuz?"

"Eskiler. Uzun konu, boş ver."

Arslan önüne döndüğünde konuşmanın bittiğini anladım. Kurcalamamı istemiyorsa karışmayacaktım.

Eve gelişimizle Arslan uyuyan Uras'ı odasına götürürken bende üzerimi değiştirmiş, odadan çıkmıştım. Merdivenlerde karşılaştığım Arslan oldukça düşünceliyken tebessüm ettim.

O BENİM (+18 TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin