Lauren'in bakışlarının arasında Mark'tan ayrıldım. Elini tuttum " Gel seni arkadaşlarımla tanıştırayım. Bak bu pislik herif Taylor " Taylor'u zaten tanıyordu Mark. Dediğime kıkırdadı. Taylor ise orta parmağını kaldırdı. Bende güldükten sonra Lauren'e döndüm " Ve bu güzel bayanda Lauren " ne güzel bayanı Alex kadına sapıklık mı yapıyorsun yoksa Mark'a mı ayarlıyorsun ne diyosun sen. Dediğimden sonra Lauren'de içten olmasada gülümsedi ve Mark'ın uzattığı eli tuttu " Bende Mark " dedi. Hoşnutsuzdu Lauren'e duygularımı sezercesine. " Güzel tanıştınız şimdi otur karşıma ve geçen iki yılda ne bok yedin anlat! " Mark korkmuşcasına kaşlarını çattı " Ta-tamam sakin ol " şeytani gülümsememi yüzüme yerleştirdim " Bildiğin gibi Boston'daydım, seni her zaman habersiz bırakmadım Alex en azından doğum gününü kutladım şükran günlerinde kart attım " gözlerimi devirdim " Bunları biliyorum Mark bilmediklerimi anlat " , " Bir öğle yemeğinde zevkle anlatırım " yüzündeki piç sırıtış " Hiç değişmemişsin Mark " gözlerimi kısmıştım. Oda aynı ifadeye büründü. Biz uzun uzun bakışırken bir öksürük sesi duyduğumuzda sesin geldiği yere baktım. Lauren somurtuk bir suratla tepemize dikilmiş elindeki dosyayı bana uzatıyordu " Bunlara bakman gerek Alex. Angelina denen kadın göndermiş sana. Normalde Taylor'un vermesi lazımdı ama uyuyor gördüğün gibi rahatsız etmezdim yoksa " diyerek resmen dosyayı elime tutuşturdu ve arkasını dönüp masasına gitti " Etmedin " diye gevelesemde taktığını sanmıyorum. Ben hâlâ Lauren'in arkasından bakarken Mark bana seslendi " Peki ya sen nasılsın Alex ? " ona doğru döndüm. " Yani Luna'nın yaptıklarını duydum. Seni rütbe uğruna yerk ettiğini. Toparladım ? " dediklerinden sonra gözlerini yumdu ve sıktı. Demek istediğinin bu olmadığına adım gibi eminim. Sadece Mark bana aşık olduğunu söyledikten sonra ben ona onu arkadaş gibi gördüğümü böyle bir şey olamayacağını, Luna'yı sevdiğimi söyledim. Luna ise tam tersi Mark'ın evini basıp ona saldırdı. Mark onu istese hastanelik ederdi ama yapmadı, sustu ve Luna'nin yüzünü parcalamasina izin verdi. Dahası Mark'ın yüzüne pansuman yapmam aramızı bozmuştu. Luna'nın dokunuşları bile değişmişti o günden sonra. Ben olayın Mark'la ilgili olduğunu sandım hep. Tabi çok sonra öğrendim Luna'nın ordudan gelen teklifi o zamanlar aldığını. O zaten çok önceden benden uzaklaşmaya çalışmıştı ama benim aşk sandığım o aptal duygu anlamama engel olmuştu. Mark'tan iki ay sonrada terk edildim zaten. Düşüncelerimi def etmek istercesine elimdeki dosyayı açtım dosyaya bakarken de cevapladım " Mark ben Luna'yı atlatalı çok oldu. Hayat bir kadınla geçirmek için çok kısa zaten " diyerek gülümsedim. Mark'ta buruk bir gülümseme gördüm sonra dediğim aklıma dank etti ve Lauren'e döndüm. Ben ona dönünce kafasını çevirdi ama bana baktığına adım gibi eminim. Aptal Alex! Duygularını kontrol etmeyi öğren. Dosyaya tekrar gömüldüm. Alice Carter adında bir kadından bahsediyordu. Onun çeşitli yerlerde çekilmiş fotoğrafları ve şu an FBI ın önemli isimlerinden biri olduğunun yazılı olduğu bir dosya. Anlamsızdı. Kimdi ki bu kadın yeni hedef mi ? FBI ın başındaki bir insan nasıl hedef olabilir? Huzursuzca dosyayı kapattım ve Lauren'e döndüm. " Lauren Angelina bu dosyayı verirken tam olarak ne söyledi? " kafasını kaldırdı ve bana bugün verebileceği en iyi tepkiyi verdi " Hiç bir şey söylemedi. Bir fikrim yok yani. Sadece baksın dedi " diyerek kafasını tekrar işine çevirdi. Mark " Sorun ne ? " dediğinde ona baktım " Bu kadın kim bir fikrim yok " dosyayı çevirip baktı " Aman Tanrım Alice Carter mı? Bu kadının Amerika için önemi çok büyük. Ama niye sendeki bu dosya ? " kaşlarımı kaldırdım " Bilmiyorum " , " Öğrenelim o zaman? " , " Mark aslında şu an uğraşamam. Fazla üşeniyorum. Ne istiyorsa kendi gelsin ve söylesin " Mark gözlerini devirdi. " Hiç değişmeyeceksin Alex " , " Kesinlikle " diyerek haince sırıttım. Yani yaşlı kadın benden bir şey istiyorsa yeterince açık konuşmalı. Benim işim dosyaları temizlemek değil. Mark'la biraz daha konuştuk. Yaklaşık on dakika sonrada bir çaylak Şerif bizi Benjamin'in çağırdını söyledi. Dördümüz toplanıp Benjamin'in odasına gittik. Odada Angelina'yı görmeyi beklemiyordum ama tam Ben'in karşısında oturuyordu. Lauren ve ben Benjamin'in masasınınönündeki tekli koltuklara karşılıklı otururken Angelina'nın yanı zavallı Taylor'a kalmıştı. Ve Taylor'un diğer yanına da Mark oturdu. Angelina'nın gözlerini üstümde hissediyordum. Bu kadına dair hissettiğim garip enerji hâlâ devam ediyordu ve ben gittikçe geriliyordum. Gariptir ki söze girende Angelina olmuştu " Onlara söyledin mi Benjamin? " neyi ? " Aslında şimdi söyleyecektim. Ama sen söylemek istersen ? " , " Ah hadi ama Benjamin Mark'ın artık onlarla çalışacağını söylemek zor değil " Mark bizimle mi çalışacak ? Yeni ortak mı? Cidden mi of ! Tamam Mark'ı çok seviyorum. O benim tek gerçek dostum nasıl sevmem ? Yani Benjamin benim için ne kadar abi ise oda dost. Ama o aynı şeyi düşünmemeye devam ediyorsa, hâlâ beni aşamadıysa bu ortaklık sadece eziyet olur. " Peki bundan neden son dakika haberimiz oluyor ? " diyen Lauren'di. " Emirler bu yönde Lauren. Bu emirlerin bizden yukarda insanlar tarafından verildiğini biliyorsunuz. Ha eğer itirazın varsa tayininizi isteyebilirsin. Tabi bulunduğun konumun düşmesini göze alıyorsan " Angelina'nın Lauren'i bu şekilde uyarması sinirimi bozmuştu. Öyle ki kadının üstüne atlayabilirdim. Mark ise bu durumdan memnundu. Benimde olmam gerekirken Lauren'in siniri engel oluyordu. Taylor'a göre de ne kadar kişi o kadar az iş bölümüydü ve bu ona mutluluk veriyordu. " Yeni takımınız oluştuğuna göre yeni görevinize de baslamalısınız " diyen Ben'e döndüm " Neymiş yeni görevimiz ? " gülümsedi " Sizi tatile gönderiyoruz. Hemde Miami'ye " hepimiz anlamamış gözlerle Benjamin'e bakarken Angelina devam etti " Elizabeth Black. Tanınan adıyla sadece Black. En büyük uyuşturucu kaçakçılarından. Ve büyük kumarhane sahiplerinden. Bu işi Las Vegas da yapmamasının bir nedeni var oda yasadışı oynananın görünenden çok olması. Kadın tam bir kötü kraliçe. " deyip gözlerini devirdi " Mark'ın sizin ekibinizde olmasının bir nedeni de bu. Oraya gittiğinizde birbirinizin yardımınıza ihtiyacınız olacak " beynimden dumanlar çıkıyor sanırım çünkü bir bok anlamadım. Angelina sözünü bitirince Mark atıldı " Oraya ne olarak gidicez çiftler halinde mi ? " sorduğu sorudan sonra bana bakıp gözleri parladı. Yapma Mark hâlâ beni seviyor olamazsın. " Hayır hayır. Kadın tam bir erkek avcısı ya da bir sürtük nasıl adlandırırsanız işte. Bu yüzden ikinizede ihtiyacımız var. Yani birinizi istemezse birinizin mutlaka şansı olur beyler. Ve siz bayanlar oraya sevgili olarak gidiyorsunuz " bu dediğinden sonra gözlerimden ateş çıkararak Benjamin'e döndüm. " Neden ? " , " Çünkü siz ister istemez hep iletişim halinde olacaksınız. Elizabeth'in ikinizide tehdit olarak algılamaması gerekiyor. Çift olmanız en doğrusu " Mantıklı ama bu işte Benjamin'in parmağı olduğuna eminim. " Peki ne zaman yola çıkıyoruz " dedim boş vererek. " uçağınız bu gece birde " hızlı olacağını bekliyordum zaten. " Hazırlanmanız için bugün öğleden sonra izinlisiniz " bu kadının ses tonu neden bu kadar sert ? " hepinize birer dosya verilecek. Oraya gerçek kimliklerinizle gitmeyeceksiniz. Yapmanız gerekenlerde yazılı. Bol şans gençler çıkabilirsiniz. " Benjamin'i kafamızla onaylayıp ayaklandık. Herkes çıkarken ben en arkadaydım. Tam kapıdan çıkacakken kolumdan biri tuttu. Döndüğümde Angelina'nın olduğunu anladım " Alex sana gönderdiğim dosya ulaştı mı? " , " Evet efendim " anladım dercesine kafa salladı " Bayan Carter'i tanıyor musun peki ? " hayır dercesine kafamı salladım bende " Anladım. Alexandra adında birinin tanıdığını söylemişlerdi ama o sen değilsin sanırım. Seni tutmayım. Iyi hazırlanmalar " deyip içeri girdi. Burada kaç Alexandra çalışıyor ki ? Kendi kendime omuz silktim. Banane ? Odaya girdiğimde gergin bir hava hakimdi. Kimse bu görevden memnun değildi. Ben ise onların aksine gayet mutluydum. Hey görevin ikinci planındayım buda demek oluyor ki tatil yapıcam. Bundan daha iyi ne olabilir? " Eee " dedim ortamı yumuşatmak istercesine " Tatile hazır mıyız? " Mark ve Taylor'un homurtularını duyunca istemsizce kıkırdadım. " Bence kesinlikle hazırız " Lauren'e döndüğümde telefonunda bir kaç şey yazıyordu ardından sinirle nefes verip bir tuşa bastı ve telefonu kulağına götürdü. Yaklaşık bir saniye sonrada söylenmeye başladı " Hadi ama Lana sana söyledim aniden çıkan bir görev bu. Teyzesinden başka kimseye de oğlumu bırakamam. Lütfen işini iptal et ne istersen yapıcam " Anladım, muhtemelen Lana'nın işi vardı ve Jack'e bakamayacaktı. Lauren'de çaresiz kalmıştı ve şu an Lana'ya yalvaracak gibi duruyordu. Telefondaki sesi dinlerken çatılmış kaşları yerini rahatlamış bir ifadeye bıraktı ve gülümsedi " Seni seviyorum bebeğim " deyip telefonu kapattı. Ardından kafasını kaldırıp bana baktı ve ben kendimi basılmış gibi hissettim. Elimde çevirdiğim kalemide heyecan yapıp düşürünce Lauren kıkırdadı " Beni dikizlersen öyle afallarsın " o an içimden gelen en delice şeyi yaptım ve Lauren'e dil çıkardım. Bunun üstüne tekrar kıkırdadı biz birbirimize bakarken araya Mark girdi. " Ben çıkıyorum Alex. Eşyalarım otelde. Zaten toplu halde duruyorlar. Sende toparlan ardından da bana mesaj at yemek yiyelim olur mu ? " kafa salladım " Anlaştık Bayım " gülümsedi ve yanağımdan öpücük alıp gitti. Düşürdüğüm kalemi yerden alıp döndürmeye devam ettim. Sonra birden aklıma geldi ve Taylor'la Lauren'e döndüm " Ee kim beni evime bırakmaya gönüllü? " yüzsüz Alex. Yüzümdeki yamuk gülümseme ile gözlerimi ikisi arasında gezdirirken Lauren cevapladı " Ahh sevgilimi seve seve evine bırakırım " tek kaşımı kaldırıp ona baktım ve ayağa kalktım " Önden buyur sevgilim " yine kıkırdadığında bende kıkırdadım. Hoşuma gitti ' sevgilim ' oda ayağa kalktı ve ardından Taylor'da. Ellerini omuzlarımıza attı ve söylendi " En sevdiğim çift oldunuz bayanlar " ikimizde kıkırdadık. Ama benimki buruk gülümseme ile karışık....
Beğendiyseniz o küçük yıldıza basmaya lütfen üşenmeyin :) Olumlu veya olumsuz tüm yorumlar benim için çok değerli :) Sizce işler nasıl gidiyor? Hızlı, yavaş, orta ? :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AJAN (girlxgirl)
Adventure" 'İşlerin yoğun yetişemiyorsun sana bir ortak lazım ' dediğinde gerçekten bana yardım edebilecek güçlü birini düşünmüştüm. Tırnağı kırıldığında oturup ağlayacak bir barbie bebek değil " diyerek kükrüyordum oda da. O sırada ortak müsveddesi atıldı "...