9. Bölüm 《☆☆☆》 Aşk Kapıyı Çalınca

Mulai dari awal
                                    

"Off dayı ya... Sen beni hiç dinlemiyorsun ki. "

Silkelenip Burcuma gülümsediğimde , o pür dikkat o keskin grilerini bana dikmişti.

"Kedicik dalmışım. Özür dilerim. Şimdi dinliyorum seni. "

Her ne kadar dikkatimi ona vermiş gibi görünsem de az önce halisinasyon görmemin etkisi beni serseme çevirmişti.

"Şimdi bugün bayram ya? Namazdan döndükten sonra beni lunaparka götürür müsün? "

Ellerini birbirine birleştirip yumruk yaparken , çenesinin altında tutarak bana yalvarıcasına bakması gülmeme neden oldu. Ona hayır diyemediğimin belli ki küçük meleğim de farkındaydı. Ben hafifçe başımı yana yatırıp güzel yüzünü incelerken , o suratını kırıştırıp acıtasyon yapmaya devam etti.

"Hem bayramda çocuklar sevindirilir. Sen de beni sevindir işte. Bugün de kızların peşinden koşma , bana ayır zamanını. "

Onun bu sözlerine annemler kahkaha atarken , ben şaşkınlıkla kaşlarımı kaldırıp önce ablama sonra da önümde duran küçüğüme baktım.

"Demek ben kızların peşinden koşuyormuşum he kedicik? Kim söyledi bunları sana? " Son cümleyi ablama bakarak söyleyince huzursuzca yerinden hareketlenmesiyle ispiyoncuyu da bulmuş oldum.

"Annem anneannemle konuşurken duydum. Ona dedi ki telefonda 'bizim serseri hâlâ kızların peşinden mi koşuyor ' dedi. "

Küçüğümün kullandığı kelimeler şoka girmeme sebep olurken , inanmayan bakışlarımı ablama çevirdim. Eniştem ve annem kıs kıs gülerken , o telaşla kızını benden uzaklaştırmaya çalışıyordu.

"Ay anne ne çekiştiriyorsun ya. Şurada dayımı ikna etmeye çalışıyorum , bir dur lütfen. "

Bu sözler az önceki tavrımın değişmesine sebep olurken , mutfakta şen sesler bahçeye taşıyordu neredeyse. Ev sesimizle inlerken babamın o asık suratı girdi görüş alanıma.

"Sabah sabah bu kadar enerjiyi nerden bulursunuz bilmem ki? "

Onun babam olması, kasıntı ve her anımızda sert olan bir adam olduğunu görmemi engellemiyordu. Bir gün bile doğru düzgün gülümsediğini görmediğim adamı , hayatın hangi şartları bu hale getirdi öğrenmek için deli gibi merak içindeydim. Küçüklüğümden bu yana her güzel anımızda mutlaka bizi kıracak ya da yaralaycak bir şeyler bulur, yaşadığımız güzelliklere gölge düşürmeyi ihmal etmezdi. Üzerindeki gömleği düzeltip bakışlarını üzerimize diktiğinde , bir anda bütün mutfağın o negatif elektriği irkilmeme neden oldu. Ailemle her zaman gurur duyan ben , söz konusu babam olduğunda tamamen kendimi kapatıyordum. Ne olursa olsun onun atam olduğu gerçeğini de unutmamak için kendimle büyük mücadele verdiğim çok zamanım oluyordu.

"Senin torun dayısını kandırmaya çalışıyor , ne olsun bey. Bu kız büyümüş de küçülmüş zannedersin. "

Annemin ise o her zamanki ara bulucu tavrı bile işe yaramış görünmüyordu. Çünkü babam ısrarla bayram sabahımıza gölge düşürmek için elinden geleni yapıyordu.

"Aman ne güzel. " Bunu söylerken bile Burcu'ya bir an olsun bakmaması ve onun bile küçücük haliyle bunu hissedercesine bana sokulması , bütün iyi niyetimi alıp götürmüştü.

"Neyse geç kalmadan gidelim camiye. Anne çıktım ben. " Eniştem de benimle ayaklanıp o ortamdan kaçarcasına bahçeye çıktığında , rahatsız edici bir sessizlik çöktü aramıza. Yıllardır babamı öyle iyi tanımıştı ki , zamanla o da umarsızlık kispesini geçirmişti üzerine. Eminim sırf karısına olan sevgisi yüzünden surat asılan bu eve geliyor ve onu üzmemek adına katlanıyordu olanlara. O anda anladım ki sevgi her şeyin üstesinden gelen en güçlü duyguydu. Birgün babamın da sevgiye yenik düşmesini umud ederek , adımlarımı evimizin beşyüz metre ilerisindeki yokuşun başında bulunan camiye doğru attım.

Kapı Komşum Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang