12

7.4K 362 31
                                    

" Ama bebeğim misafirimiz çok hasta dinlenmesi gerekiyor. Rahatsız etmemeliyiz " Lauren çocuğun önünde diz çöküp gözlerine bakarak konuşuyordu. Çocuk hızla kafa sallayıp bana döndü " Özür dilerim Alex. İyileşince görüşürüz " deyip Lauren'i öptü ve koşarak odadan çıktı. Lauren yavaşça ayağa kalkıp dolabın önüne geçti ve bir kaç parça eşya alıp yanıma geldi. Yatağa koyduktan sonra alnıma baktı " Güzel ateşin düşmüş. Nasil hissediyorsun peki ? " , " Şaşkın " tek kaşını kaldırdı " Yani o senin oğlun mu ? " gülümsedi " Evet. Neden şaşırdın? " Evet niye şaşırdın Alex kadının oğlu işte sanane? " Hiç, sadece bu kadar tatlı bir şeyin senden çıktığına inanasım gelmedi " haince bir sırıtış ekledim yüzüme. Gözlerini kısarak bana baktı " Kesinlikle iyileşmişsin. Al bunları giy terden tekrar hasta olma. Giyinince de gel yemek hazır " , " Yemek mi hazır? Saat kaç ki ? " saatine baktı " Altı buçuk. Hadi hazırlan çıktım. " altı buçuk mu ? Oha nerdeyse yedi saattir uyuyor muyum ? Gece uyuyamiycam, harika. Hızlıca üstümü değiştirdim. Giydiklerime dikkatli baktığımda benim Lauren'e verdiğim kıyafetler olduğunu anlamam uzun sürmedi. Biraz sonra da kıyafetlerimden burnuma muhteşem bir koku geldi. Bu kadının yumuşatıcısının markasını öğrenmem gerek. Her ne kadar iyi hissetsemde biraz kırgınlık hâlâ vardı üstümde ama önemsemedim. Yavaş adımlarla çatal bıçak seslerinin olduğu yöne doğru ilerledim ve salondaki masayı buldum. Kapıda beni gören Lana gülümsedi " Uyanmışsın " gülümsemekle yetindim Lauren içerden kucağında Jack ile geldi ve mama sandalyesine oturttu. Kendide hemen yanına. Jack'in tam karşısına da Lana oturunca bende Lauren'in karşısına oturdum. Bir kaç dakika önüme koyulan çorbaya baktım. Canım istemiyordu bu da demek oluyor ki hâlâ hastayım. Kafamı çorbadan kaldırmamla Lauren'le göz göze gelmem bir oldu. Gözüne far tutulmuş tavşan gibi afalladım Lauren ise gayet rahattı " Çorba bitecek Alex " bu otoriter ses beni biraz germedi değil. Kafamı salladım ve kaşığı çorbaya daldırıp içmeye başladım. Boğazım genede acıyordu ama yüzümü buruşturmadım. Sakinlikle çorbalar bitti. Şaşırdığım nokta ise Jack yemeğini kendi yiyordu. Tabiki döke saçaydı ama Lauren ya da Lana ona karışmıyordu. Oda büyük bir keyifle bizim gibi yiyordu. Tam hayallerimdeki çocuk! Çorbalardan sonra Lana tabaklara tavuk doldurdu. Tavukların yarısında Jack kendi yemeğini bitirip odasına gitmek istedi Lauren'de izin verip yolladı. Normalde çok hızlı yemek yerken şimdi bu kadar yavaş yemek resmen eziyetti. " Ee Alex kendini nasıl hissediyorsun ? " bunu soran Lana'ydı. İçten bir şekilde gülümsüyordu. " Daha iyiyim teşekkür ederim " aynı şekilde gülümsedim. Hastayken fark etmemiştim sanırım ama Lana çok tatlı bir kızdı. Lauren'e pek benzemiyordu ama kendine has bir güzelliği vardı. " İyi olmana sevindim Alex ama eve gitme planların varsa hemen vazgeç bu gece buradasın. " otoriter sesi kulağıma ağır gelmişti Lauren'in. " Ama Lauren ben iyiyim teşekkür ederim ama kalamam " , " Gece ateşin çıkarsa? " o zaman boku yerim işte " Bir şey olmaz " , " Beni kıracak mısın ? " kafamı kırarım daha iyi. Derin bir nefes al Alex " Peki madem çok ısrar ettin " diye mırıldandım. Lauren'in yüzündeki mutluluk görülmeye değerdi. Yemek bitti, Lana'yla Lauren sofrayı birlikte topladılar. Israrlarıma rağmen yardım etmeme izin vermediler. Bende Jack'le birlikte oyun oynamayı seçtim. Oyuncak arabaları gerçekten harikaydı! Ben hayduttum oda polis, her defasında beni yakalıyordu tabi. Yaklaşık bir saat oynadıktan sonra Lauren odaya gelerek artık Jack'in uyuması gerektiğini söyledi. " Saat daha dokuz ama " diye mızmızlanan kişi bendim. Lauren bana baktı ve güldü " İstediğiniz zaman tekrar oynarsınız ama artık yatma vakti " Jack kafasını salladı ve bana sarıldı sağ yanağıma bir öpücük kondurup yattı, ardından da Lauren ışığı kapatıp onu öptü ve çıktık odadan. " Baya iyi anlaştınız gibi gözüküyor. Evet jack cana yakın bir çocuk ama daha önce kimseyi sarılıp öpmemişti " yüzümde bir sırıtış belirdi " Çok tatlı bir oğlun var. Ve pek sana benzemiyor yani o biraz daha beyaz kalıyor " kafa salladı " Babasına benziyordur muhtemelen " muhtemelen ? " Bakma öyle babasının kim olduğunu bilmiyorum Alex " yüzümdeki şaşkınlık iyice arttı " Sperm bankasından hamile kaldım. Babası Dyson Lord adında biri. Ama kim olduğunu hiç merak etmedim, araştırmadım. Büyüyünce Jack isterse bulur " sperm bankası? Yani ilerde babasıyla problem yaşamayız. Biz ? İçimdeki bu dans isteği? Salaksın Alex! Kafa salladım anladım dercesine. Salona oturduk birlikte. Lauren ve Lana kahve içerlerken Lauren bana zorla bitki çayından içiriyordu. Aslında hoşuma da gitmedi değil bu korumacı tavrı. Hayatımda ilk kez böyle düşünülüyordum bir kadın tarafından, genelde düşünen taraf ben olduğumdan bu duygu tuhaf hissettirdi. Lana'nın üniversite okuduğunu ve yirmi iki yaşında oldugunu, birde benim yaşlarım da erkek kardeşleri olduğunu öğrendim. Yetimhanede büyüdüğümü ve eşcinsel olduğumu gizleme gereği duymadım Lana'dan. Oda garipsemedi zaten aksine biliyormuş ya da sezmiş gibi bir hali vardı. Yarın işe gitmeyecektik Lauren'le. Benjamin ona ve bana izin vermişti. Ve nasıl olduğumu sormayı da ihmal etmedi, ne kadar iyiyim desemde vermişti izni. Saat on bir olmasına rağmen esnemeye başlamıştım. Bana içirdikleri her neyse fena uyku getiriyordu. Esnemeye başladığımı gören Lauren " Uyusak mı artık? " dedi her ikimizede. Lana başıyla onaylayıp " İyi geceler " dedi her ikimizede ve odasına gitti. Lauren bana döndü " Hadi benimle gel " uykulu adımlarla onu takip ettim. Kapıdan içeri girdik, sabah uyuduğum yataktı yani Lauren'in yatağı. Lauren dolaptan yastık yorgan ve çarşaf çıkardı. Almak için uzandığımda geri çekti. Tekrar uzandım, tekrar çekti bir kere daha uzandığımda Lauren dengesini kaybedip yatağa düştü tabi bende üstüne. Göz göze geldik. Seslice yutgunuşunu duydum. Kokusu burnuma geliyordu ve benim kendimden geçmeme ramak kalmıştı. " Se-sen burda yat Alex. Hastasın ben yatarım salonda " üstünden hızlıca kalktım. Derin bir nefes aldı. " İyiyim ben seni yerinden etmek istemiyorum " gözlerine baktım biraz daha böyle bakışırsak ben bu kadını öperim! Dudaklarını yalayınca gözlerim dudaklarına kaydı. Lanet olsun! "Ta-tamam o zaman birlikte de uyuyabiliriz. Hem senin ateşini de kontrol etmiş olurum. Tabi senin için sorun değilse? " benim ateşim seni görünce çıkıyor sorun orda. Beraber uyumak mı dedi o az önce? Lauren beni delirteceksin! " Olur. Benim için sorun değil " dedim kalbimin gümbürtüsünü yok sayarak. Arkadaşlar birlikte uyuyabilirdi sonuçta. Gülümseyerek dolabının başına gitti. Kendine ve bana kıyafetler çıkardı " Ben banyoda giyinicem. Sen burada giyinebilirsin. Hemen geliyorum " deyiverdi bir çırpıda. Gün boyu duyduğumdan daha çocuksu daha neşeli bir sesle. Anlam veremedim ama neyse. Üstümü giyindim yaklaşık beş dakika sonra Lauren kapıyı çaldı. Girebileceğini söylediğimde girdi. Arkam kapıya dönüktü. Onu daha görmemiştim. Keşke de görmeseydim! Üstünde siyah bir gecelik vardı, tamda onun gibi havalı bir kadına yakışan türden. Ellerimin hatta tüm bedenimin titrediğini hissettim. Bu durumu Lauren'de fark etti. Yüzündeki gülümseme yerini endişeye bıraktı ve iki adımda yanıma gelip elini alnıma koydu. " Ateşin yok. Neden titriyorsun ? Bekle dur Jack'in ateş ölçerini alıp geliyorum " diyerek hızlıca bir adım attı. Refleks olarak kolunu tuttum ve kendime çevirdim " Lauren sakin ol. Ben iyiyim. Anlık bir titreme. Senin hiç olmuyor mu? Boş ver korkma bu kadar hadi yatalim " gözlerime baktı ben konuşurken. Yatalım deyince de gülümsedi ardından gözleri hâlâ tuttuğum koluna gitti. Onun baktığı yere bakınca elimi hızla kolundan çektim. " Ne tarafta yatıyorsun ? " omuz silktim " Bana fark etmez " kafasını salladı, yatağın soluna yatıp " Iyi geceler Alex " dedi ve arkasını döndü. " Iyi geceler Lauren " deyip bende arkamı döndüm. Gece bir iki kere alnımda el hissettim, birde tekrar alnıma koyulmus muhtemelen ateşimin olup olmadığını anlamak için olan bir öpücük. Uyandığımda gene Lauren'e arkadan sarılmıştım. Oda üstüne sarıldığım elimi tutuyordu. Burnumda boynuna epey yakındı. Derin bir nefes çektim o mesafeden içime. Huzur kapladı bir anda içimi. Elimin üstündeki el biraz daha sıktı elimi. Tam o sırada yavaşça açılan kapıyla gözlerimi geri yumdum. Duyduğum paytak adım sesleriyle Jack olduğunu anlamam uzun sürmedi. Yatağın başına geçip kendine göre kısık sesle " Anne yanınıza yatabiliy miyim ? " dedi. Beni en çok şaşırtan ise, Lauren'in anında " Gel bebeğim " değişiydi. Ne yani uyanık mıydı? Elimi tutuyordu? Isteyerek mi yani ? Jack Lauren'in göğüs kısmına yatmıştı muhtemelen çünkü onu göremiyordum. Bir süre bu şekilde kaldık, Lauren'in nefesi düzene girdiğinde uyduğunu anladım. Anın tadını çıkarmaya karar verdim. Bir aile olduğumuzu Lauren'in sevgilim olduğunu Jack'i birlikte istediğimizi falan düşündüm. Evet bunu gerçekten düşündüm ! Lauren'i kirli düşüncelerimden sonra bunlara da alet ettim. Aslında kirli düşüncelerim bence gayet doğal. Yani Lauren o kadar güzel biri ki, her erkek ve benim gibi her kadın onu ister. Benim merak ettiğim neden böyle? Neden Lauren'leyken kalbim bu kadar hızlı, neden sürekli onunla vakit geçirmeyi istiyorum? Yoksa ben ondan - - hayır hayır ben bu sayfayı çok önce kapattım. Düşüncelerimden sıyrılmaya çalışırken elimi hızla çektim. Çekince tabi Lauren yerinde huzursuzca kıpırdandı ve yavaşça gözlerini açtı. Daha önce maviler için deli gibi atan kalbim şimdi Lauren'in kahverengi gözleri için atıyordu ve ben bunu kabullenmek istemiyorum. Gözleri beni bulduğunda gülümsedi. İçim ısındı resmen gülüşüyle, istemsizce bende gülümsedim. Yavaşça yataktan doğruldum. Hâlâ beni izlediğini fark ediyordum. Kalktim yataktan ve ona dönmeden odadaki banyoya kendimi attım. Lavabonun önüne geçip suyu açtım ve hızlıca suratıma bir kaç su çarptım. Kadının arkadaşça tavırlarını yanlış şeylere yorumlamaktan, onu arzuluyor olmaktan utanıyorum hatta kendimden iğreniyorum. Kendime gelmem gerek! O senin iş arkadaşın hatta biraz daha ötesi yakın olmaya başladığın bir arkadaşın. Bu kadar ötesi yok! Kendini yeni toplamışken tekrar dağılamazsın Alex. Tekrar kendini kaptıramazsın. İç sesimin bana verdiği telkinler bitince işlerimi halledip çıktım. Lauren yataktan kalkmıştı ve kapının önünde bekliyordu. Beni görünce kafasını kaldırdı, yine yaklaştı " İyi misin ? " cevap vermek yerine kafa salladım. " Sevindim " diyerek kollarını bana sardı. Bu kadın böyleyken ben nasıl ondan uzak durabilirin Tanrı aşkına? Kollarımı beline sardım. Ve en masumane şekilde sarıldım. Minik sarılmamızın ardından elimi tuttu ve " Hadi kahvaltıya " diyerek gülümsedi. Jack yatakta yoktu. Lauren'le bende mutfağa kadar el ele gittik. Birakmaya niyeti yoktu bende bırakmadım. Mutfağa geldimizde Jack yemeğini yemeye başlamıştı bile koltuğunda. Lana okula gitmişti. Jack beni görünce gülümsedi sonra aklına bir şey gelmiş gibi gözlerini açtı " Ne oldu yakışıklı?  " dedim merakli bir şekilde. Bu sırada da sandalyeye oturuyordum, Lauren'de ocağın başına geçti. " Şey Alex, yemekten sonra beni payka götüyüy müsün?  " gülümsedim. Yapacak bir işim mi var sanki tabiki götürürüm " Sizin gibi yakışıklı bir beyefendiyle birlikte parka gitmek benim için bir şereftir. Tabi annen izin verirse ? " bunu der demez ikimizde Lauren'e döndük. " Hmm bende gelirsem neden olmasın? " , " Tamam anlaştık o zaman bugün parka gidiyoruz " diyerek gülümsedim. Ikiside gülümsedikten sonra güzel bir kahvaltı yaptık. Uzun zamandır kahvaltı yapmadığımdan bu duygu biraz tuhaf gelmişti, hatta biraz ağır gelmişti. Ama mutlulukta vermişti tuhaf bir şekilde. Kahvaltı bittikten sonra Lauren masayı topladı, o sırada da ben Jack'in kıyafetlerini giydirdim. Üçümüzde hazırlandıktan sonra çıktık. " Hangi parka ? " diye sordum Lauren'e. " Bu taraftan " diyerek sağ tarafı gösterdi ve yürümeye başladık. Jack'in bir elinden ben tutuyordum diğer elinden o ve çocuğun mutluluğu kesinlikle görülmeye değerdi! Bir kaç yüz metre sonra büyük bir parka geldik Jack hemen koşup salıncağın önüne geldi. Lauren'de arkasından koştu tabi. Jack'in binmesine yardım ettikten sonra arkasına geçti sallamaya hazırlanırken onu durdurdum " Lauren ben sallayabilir miyim ? " eliyle ' tabi ' der gibi bir işaret yapıp kenara çekildi " Hazır mısın Jack ? " , " Uçuy beni Alex " Jack'e göre hızlı ama normalde yavaş bir şekilde sallamaya başladım. Jack'in hoşuna gittikçe kahkaha atıyordu o kahkaha attıkça bende gülüyordum. Bir süre sonra Lauren'e baktığımda salıncağın demirine yaslanmış gülümseyerek bize baktığını gördüm. Göz göze geldiğimizde gülümseyişlerimizi bozmadan devam ettik. Jack salıncaktan sıkılınca kaydırağa geçtik. Yine kaymasına ben yardımcı oldum. Lauren banka oturup bizi izledi. Bir ara yalvar yakar annesinden izin alıp Jack'e dondurma aldık. Böyle böyle yaklaşık iki saat oyalandık. Saatime baktığımda üçe geliyordu. Hızlı geçmişti. Lauren ve Jack'e yemek yemeği teklif ettim. Jack sevinerek kabul etti tabiki. Lauren'de kabul edince güzel sayılabilir bir yere gittik. Yine Jack kendi yiyordu ve ben bu çocuğa hayran kalmaya devam ediyordum. Yemekler bitti. Biz Jack'le sohbet etmeye devam ettik. Arada sohbetimize Lauren dahil olsada ebeveyn olduğu için onu reddediyorduk. Hoşuna gidiyordu zaten onunda. Yemekten sonra yürüme mesafesinde olan evlerine yürüdük. Yaklaşırken Jack " Alex arabalarımla oynayalım mı ? " Dedi. " Çok isterdim Jack ama artık eve gitmeliyim. Başka zaman olur mu ? " eve gideyim yoksa annenle ilgili kendime koyduğum kuralları yıkıcam. " Peki " dedi yüzü düşmüş şekilde. Lauren'in duygularını seçemiyordum şu an. Kapıya geldiğimizde bir adet kapıyı açmaya çalışan Lana'yı gördük. Selamlaştıktan ve her şey için teşekkürlerimi sunduktan sonra Lauren onu ve Jack'i içeri yolladı. " İçeri gel diyecem ama ? " , " Ah teşekkür ederim Lauren yeterince yük oldum zaten. Toparladım sayılır akşam bir şeyler içer yatarım. Merak etme. Her şey için teşekkür ederim " diyerek Lauren'in boynuna sarıldım. Arkadaşlar sarılırdı değil mi ? Oda belime sarıldıktan sonra kulağıma fısıldadı " Her zaman " ayrıldıktan sonra bir taksi çevirdim ve bindim. El salladıktan sonra taksiciye evi tarif ettim. Eve geldiğimde ise yine boş sessiz dünyama düşüvermiştim işte. Hızlıca banyoya gittim duş almak iyi gelecekti üstümdekini çıkardım. Ah harika Lauren'in sütyeniyleyim! Bol gelmesinden hatırlamalıydım ama her neyse. Acelesiz güzel ılık ve bol süre barındıran duştan sonra çıktım. Saat erkendi ama uykum vardı. Bir o kadar acelesiz de yemeğimi yedim. Lauren'in yedirdiği kadar güzel bir çorba olması imkansız olsada hazir çorba da işimi gördü. Birazda televizyon izledikten sonra oyalanmadan uyudum. Ertesi sabah daha dinç ve daha mutlu uyandım. Motorum emniyette olduğu için işe taksiyle gitmek zorunda kaldım. Zaten motor bende olsada Benjamin bindiğim an beni deşerdi. Yine her zamanki gibi odamın katına çıktım. Lauren masasındaydı ve bir kaç şeyle uğraşıyordu. Taylor ise masada uyukluyordu. " Günaydın " dedim gayet enerjik şekilde. Lauren masadan kafasını kaldırıp gülümsedi. Zaten genelde yaptığı şey gülümsemek " Günaydın. Nasılsın diycem ama cevabımı aldım sanırım? " , " Gayet iyiyim, sayende " bende ona gülümseyip masama geçtim. Ayı Taylor'dan cevap gelmemişti uyuyordu yani. Yaklaşık 10 dakika sonra içeri Benjamin girdi. Hemde otuz iki diş sırıtarak. Direk bana döndü kapıdan girer girmez. " Alex kapıda gördüğüne çok şaşıracağın biri var " kaşımı kaldırdım " Kimmiş o ? " , " İçeri gel " diyerek kapıda ki kişiye seslendi. Kapıda ki kişinin belirmesiyle benim " Maarrrk " diye bağırıp adamın boynuna atlamam bir olmuştu tabi. Mark'ta kahkaha atarak sarılmama karşılık vermişti. Hatta beni havada döndürmüştü. Onu ne kadar özlediğimi bir kez daha anladım. Durduğumuz yer Lauren'in tam karşısıydı. Ve benim Lauren'le göz göze gelip olduğum yere çakılmam bir olmuştu...

Multimedya - Mark

Tatilde bile uzuuuunca bölüm yazdım daha ne yapayım?  Beğendiyseniz o küçük yıldıza basmaya lütfen üşenmeyin :) Olumlu veya olumsuz tüm yorumlar benim için çok değerli :)

AJAN (girlxgirl)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin