Yıldırım Efendisi!

1.3K 114 23
                                    

Kian damarlarında akmakta olan bütün büyü esansını havada düzgün bir şekilde kalmak için sırtından fırlayan mor kanatlara yönlendirmişti.

Kanatların belirli bir biçimi yoktu ama tamamen asimetrik biçimde şekil değiştiriyorlardı. Bu yüzden Kian sürekli yalpalayarak ilerliyordu.

"Doğru hesaplamışsam gücüm tükenmeden rahatça festival alanına ulaşabilirim. Drest ve Berengar muhtemelen orada olmalılar. Turnuva başlangıcını kaçırmış olmalıyım."

Aklına Batraz Gavril ya da siyah aslanları getirmemeye çalışıyordu ama o uluma? Bir kurt? Aklını kurcalayan yegane soru buydu ama şu an zihnini doldurması, düzensiz kanatlarının iyice bozunmaya uğraması üzerine kendine geldi Kian.

''Bunun sırası değil, henüz değil. '' 

Kian bir saatlik uçuşun ardından, kanatlarını zorlayarak panayır alayına yetişmeyi başarmıştı. Arenadan gelen gürültüden yola çıkarak dövüşlere yetiştiğini anlamıştı lakin hesaba katmadığı bir şey vardı. Karanlık bir bulut arenanın üzerine girdap şeklini almış sanki gökyüzü ve yeryüzündeki bütün ışığı içine çekiyordu.

''Drest! Berengar!'' Kian oda arkadaşlarının isimlerini haykırırken arenaya doğru kanat çırpmaya başladı. Bu sırada belinde asılı iksir torbasını açtı hızla. Üç tüp çıkardı ve hepsini tamamen içti.

Demir-Kemik iksiri; sıradan birinci seviye bir güçlendirme iksiriydi. 

Sıradan bir esans dengeleme iksiri.  Kısa vaade büyü esansını dengelese de Kian tarafından yapılmış bu iksirin yan etkileri de öngörülemez durumdaydı.

Ve üçüncü iksir... Kian iksire büyük bir tereddütle bakmıştı.

***

Kian tamamen arenanın üzerine geldiğinde duruma anlam verememişti. Neredeyse hiç seyirci yoktu. Böyle bir turnuvada arenada boş yer bulunmazdı. Ancak Kian'ı asıl şaşırtan seyircilerin olmayışı değildi. Deshaun ve Drest birbirlerine girmişti. ''Bu turnuva maçı mı?'' Kian bunu düşünerek çevredeki hakemleri aramaya çalıştı.

Hakemlerin çoğu kaçmıştı. Seyirci bölümlerinde yedi pelerinli gizlenmiş adam dışında herkesin gözünde korku hakimdi. Birkaç hakem arenanın dışında endişeyle iki genci izliyordu. Ve hakemlerin önünde...

Siyah-gri-beyaz dengesiz bir bariyer vardı arenanın etrafında. Bariyerin enerji kaynağını fark etmesi güç olmuştu Kian'ın. 

Gökyüzünün tepesinde dikilen siyahlara bürünmüş adamdan yayılan korkutucu aura içini titretmişti.

''Sıkıldım demiştim değil mi?''  Deshaun'un haykırışıyla kendine geldi Kian. Deshaun ellerini ileriye doğru savururken Kian'ın gözlerinde sayısız senaryo döndü. Bilinçsiz bir şekilde kanatlarını çırpmaya başladı. Bu kanat tekniğine sahip olduğundan beri en düzenli formunu aldığının farkında bile değildi Kian. 

''KARA DELİK!''

Kian parmaklarını ileriye doğru uzattı. ''Yıldırım ve Kan amacıma hizmet edin, bana itaat edin!'' haykırışını tamamladığında parmak uçlarından fırlayan mor ışıklar Drest ile Deshaun'un arasında patladı. 

Kian yere konduğunda gözlerini Deshaun'a odaklamıştı, Drest'e bakamıyordu. ''Sence de gereksiz dövüşlerden kaçınmam gerekmiyor mu dostum?'' 

Drest konuşmakta zorlanmıştı. ''Kian?'' 

''Sen de kimsin?'' Deshaun daha fazla dayanamayıp kükredi. ''Ve ne cür'etle dövüşümü kesersin!''

Yıldırım EfendisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin