15. BÖLÜM "Eftalya'nın Mirası" (2. Kısım)

21.6K 2.1K 175
                                    

Bundan sonra birkaç bölüm şarkılı olacak, e malum şarkıcı bir karakterimiz var. :) 

Şarkıyı bitirdiğimde birkaç dakika ara vermek istediğimi söyleyerek sahneden indim. Tunç şaşkın şaşkın bakarken zoraki bir gülümsemeden başka bir şey yapamamıştım. Seyircileri yayarak ilerledim, birkaç kişinin güzel sözlerini duydum ama yine zoraki gülümsemelerden başka onlara sunabilecek bir şeyim yoktu. Tek istediğim arkalarda duran Onur'a ulaşmaktı.

Sonunda yanına varıp karşısına dikildiğimde bana yukarıdan baktı, boyu hep mi uzundu, yoksa ben mi küçülmüştüm anlamamıştım. Tek bildiğim çok uzaklardan bakıyor gibi olmasıydı.

"Sesin güzelmiş."

Konuşmasında alaycılık sezdim. Bu halinden hoşlanmamıştım.

"Sen... Sen nereden öğrendin?" İlk sorumun bu olmasını planlamamıştım, kızabilirdi ama sadece ellerini ceplerinden çıkarmadan omuzlarını silkti. O anda daha genç bir adam gibi göründü gözüme.

"Bu çok da önemli değil aslında ama sorduğun için söyleyeyim. Dün garsonlardan biriyle konuşurken öğrendim. Kim olduğunun bir önemi yok, çünkü art niyetli olmadığını biliyorum. Bana stajyerimin sesini çok beğendiğini, çok güzel şarkı söylediğini anlattı. Ben de şarkı söyleyişini nereden duyduğunu sordum. Şaşırdı çocuk tabi, stajyerimin bir kulüpte şarkı söylediğini bildiğimi düşünüyormuş. Ben de kendi kulaklarımla duymak istedim."

Sonlara doğru sesi sertleşmişti. Ne kadar da aptaldım! Onur merkezli düşündüm hep, Onur böyle yerlere gelecek değildi, o zaman sorun yoktu. Ama koskoca lokantada onlarca çalışan vardı, gençler vardı. Elbette birinin yolu buraya düşebilirdi. Bu durumda onların Onur'a gidip beni böyle bir durumda gördüklerini söylemeleri çok olağandı. Kendimi aptal gibi hissetmekten alıkoyamadım.

"Ben..."

"Bana bir açıklama yapmak zorunda değilsin tabi."

Neredeyse azarlıyordu, söyledikleri sesinin tonuyla uyuşmuyordu.

"Bak..." dedim. "Bitmesine az kaldı. Çıkışta dışarıda konuşalım, olmaz mı?" Ses çıkarmadı, dümdüz bakmaya devam etti. "Lütfen... Bekle." Yanıt vermedi, ben de derin nefes alıp sahneye dönmekten başka çare bulamadım. Mikrofonun karşısına yerleştiğimde orada olduğunu gördüm. Başını çevirip kapıya baktı bir an, sonra da aynı düz bakışlarını tekrar bana yöneltti. Gitmediği için rahatladım.

Tunç bana baktığında Onur'u görüp görmediğini bilmiyordum. Ama göz kırptı, pek de durumun farkında değil gibiydi.

Birden aklıma saçma bir istek düştü. Bir anlamı yoktu ama Onur beni izliyordu, besbelli kızgındı da. Ve bir şekilde ben kendimi ona göstermek istiyordum. Nasılsa her şeyi konuşurduk ama o anda beni dinlediğini bilerek bir şarkı söylemek istiyordum. Onu umursadığımı göstermek istiyordum. Beni duysun istiyordum. Diğerlerinin önemi kalmamıştı.

Bu düşüncelerle birlikte sözcükler ağzımdan dökülüverdi.

"Şimdi özel bir şarkı söylemek istiyorum. Buranın konseptine pek uymadığını biliyorum, zaten çok kısa sürecek. Umarım sizi sıkmam."

İnsanlar şaşkınlıkla birbirlerine baktılar, fısıldaştıklarını gördüm. Ne söyleyeceğimi merak ettikleri açıktı.

Derin bir nefes aldım. Daha önce Onur'un dinlettiği, sonradan birkaç kere daha dinlediğim, dilime takılan şarkıyı söyleyecektim. Deniz Kızı Eftalya'nın içli sesinin yanından bile geçemezdim ama Onur'a kendimi ispat etmek istiyordum.

ÇİFTE KAVRULMUŞHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin