Cebimdeki Gözyaşları

10.1K 423 123
                                    


Son varlığım olan onuda kaybetmiştim ben. Gecenin karanlığında ıssız ve karanlık sokakta nereye gideceğimi bilmez bir vaziyetteydim. Cebimde sadece bana kalan gözyaşlarım vardı. Hayat bana acı yüzünü bir kez daha gösterdiğinde, suratıma yediğim o son tokat artık ne kadar da duygusuz bir hale geldiğimi göstermişti. Sevdiğim adamı, en sevdiğim arkadaşımla aynı yatakta bulmuş olmam nedense canımı o kadar da yakmamıştı. 

Bu yaşıma gelene kadar öyle çok yanmıştı ki canım, sanırım artık acıya karşı yüksek bir bağışıklık kazanmıştım. Aldatılmış, üstüne dayak yemiş olmamdan, hatta sokağa atılmış bulunmam gerçeğinden daha çok gidecek ve sığınacak kimsemin olmayışı canımı yakmıştı. Kimsesizdim ben... Gerçekten kimsesizdim. Saat gecenin üçüydü ve ben bir başıma, içinde bir kaç parça kıyafetim olan eski, deri, yırtık bir bavulla sokakta aylak aylak yürüyordum. Bundan sonra ne olabilirdi?

En kötüsü, kötü yola düşüp kötü kadın olurdum mesela... Hoş ben de onu bile başarabilecek bir kapasite yoktu. Tamam, ben bu hayata ayaklar altında sürünmek için gelmiştim. Belki de benim bu hayattaki misyonum buydu. Daha yirmi yaşındaydım ama ruhuma sorsanız üç tane yetmişlik nine çıkardı. Kaldırımın üzerinde duran bavula kıçımı yaslayıp, ceketimin cebindeki sigara paketine uzandığım da gecenin ayazı burnumun ucunu donduruyordu... Titreyen ellerime hakim olmayı başardığımda, sigaramı yakmış burnumun direğini sızlatan gözyaşlarımdan bir tanesini intihar etmesi için serbest bırakmıştım. Yanıma yaklaşıp duran o araba olmasaydı belki de hıçkıra hıçkıra ağlayabilirdim. Üzüntüden değildi gözyaşlarım. Sadece ve sadece kendimi garip bir şekilde mutlu ve özgür hissediyordum. Daha dün geceye kadar bana sarılıp, beni sevdiğini söyleyen sevgilimin kollarında uyurken şu anda gecenin bir köründe sokağın ortasında kıçımın altındaki yırtık bavulla kala kalmıştım. Ağlıyor ve kendimi özgür hissediyordum. Tamam kesin içimde yatan bir mazoşist vardı benim. Ben içimdeki sesle tartışıp dururken, önümde duran arabadan gelen o gür ses, küçük dilimi yutmama sebep olmak üzereydi...

''Şişt!  Güzelim bir saati kaç para? ''

Lanetolsun işte şimdi sıçmıştım...    

CEBİMDEKİ GÖZYAŞLARI ( RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin