10

860 114 4
                                    

ChangKyun bir odaya alınmış, serumuna eklenen sakinleştirici ilaçlar yüzünden uyumaya devam ediyordu. Annesi ve JooHeon odanın dışından onu izliyordu. Parmakları kımıldamaya ve gözlerini kırpıştırmaya başlayınca JooHeon hemen bir hemşire çağırıp onun uyandığını haber verdi. Hemşire odaya girip kontrol amaçlı birkaç şey yaptıktan sonra onlara odaya girebileceklerini söyledi. JooHeon çok hevesli olsa da hevesini bastırıp önce annesinin girmesini söyledi. Fakat annesi onu da peşinden sürükleyerek odaya girdi.

"Oğlum, nasılsın?"

"İyiyim anne, merak etme."

Birbirlerine gülümsedikten sonra gözü JooHeon'a takıldı. Hala kendisini şoktan çıkamamış bir şekilde izliyordu.

"Böyle şeyler görmeye alışman gerek, eğer arkadaşım olmak istiyorsan."

ChangKyun konuştuğunda JooHeon transtan çıkmış gibi silkelenip gözlerine baktı. Bir süre dediği şeyleri idrak etmeye çalıştı.

"Sanırım alışamayacağım."

ChangKyun kıkırdamakla yetinmişti. Sonra yatakta biraz daha kıpırdanıp gözlerini kapattı.

"Ben biraz daha uyuyacağım."

Annesi yiyecek bir şeyler alacağını söyleyip odadan çıktı. JooHeon ChangKyun'la yalnız kalmıştı. Gözlerini ChangKyun'un vücuduna dikip yaralarını izlemeye koyuldu.

"Bakışların rahatsız ediyor. Uyuyamıyorum."

"O-oh üzgünüm."

ChangKyun gözlerini açarak kafasını JooHeon'a çevirdi. Boynunun diğer tarafındaki yara izleri görülebiliyordu.

"Evet, sormak istediklerini sorabilirsin."

"Sen... Nasıl?..."

"Gözlerinden anlaşılıyor."

"Ah pekala. Bu olaylar ne sıklıkla oluyor?"

"Belirli bir rutin şeklinde değil. Ne zaman aşırı derecede sinirlenirsem böyle oluyor. Ve ölene ya da yorgunluktan bayılana kadar durmuyorum. Beni durdurmanın tek çaresi öldürmek ya da bayıltmak yani."

"Anlıyorum."

"Ama seninle karşı karşıya gelirsem beni bayıltma gibi bir şansın olmaz."

"O halde seni..."

"Evet, öldürmen gerekiyor."

Run Amok [JooKyun]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin