On ~ "Tanrıçam... tanrıçam..."

5.1K 365 515
                                    

Jily azlığı için özürler.

James's pov:

Okulun yüzde otuzu Hastane Kanadı'nda olacaktı.

Ne olduğunu anladığımı söylemeyeceğim. Gürültüye döndüğümde Ravenclaw'dan şu fransız kız - Caresse Dutheil, yerdeydi. Masa üzerindekilerle birlikte onun üstüne aşmıştı. Bu bana birkaç yıl önce aynı masanın benim üzerime düşmesini hatırlatmıştı.

Ardından Dutheil'in manyak arkadaşı Lily'ye saldırdı - bu anda bir şeylerin Lily'yle alakalı olduğunu anlamıştım. Ama tam bu zaman ara karıştı. Onları ayırmaya çalışan Ravenclaw ve Gryffindor'lar (ben de içinde) bir anda birbirlerine girdiler. Kavgaya Hufflepuff ve Slytherin'ler de katılınca öğrenciler arasında Üçüncü Dünya Savaşı başladı. Kızı ve Lily'yi herkes unutmuştu, herkes yıllarca içlerinde birikmiş nefreti ve siniri kusmak istiyordu, içlerindeki her şeyi laneti söylerken seslerine, asasız kavgadayken yumruklarına geçiriyorlardı.

Travers ve Remus kızı tutunca Lily'yi tutup odadan çıkarmıştım (Travers'ın kıza attığı şu tokattan sonra bence o kız bir daha yemek yiyemezdi). Lily'nin bana attığı o anlık bakışı hatırlayınca kahkaha atmak istiyordum. Gözlerindeki o anlamayan ifade belaya girmekte ne kadar tecrübesiz olduğuna kanıttı - ama böyle olmadığını biliyordum. Lily belaya girmekte, oradan çıkmakta bazen benden bile daha profesyonel davranıyorlardı. Saçları dağılmıştı, acıdan biraz yüzünü buruşturmuştu. Çok tatlıydı.

Ona orada kalmasını söylemiştim, çünkü aklıma diyecek başka bir şey gelmemişti. Ardından içeri girip kavgaları ayırmaya çalıştım. Ama Drew Gordon çoktan hazırdı, beni görünce üzerime atladı - Cale beni kurtardı. Yarım saat sonra Cale beni zorla dışarı çıkarmayı başarmıştı.

Umabileceğim tek şey dostlarımın, takım arkadaşlarımın ve en önemlisi Lily'nin iyi olduğuydu.

Cale omuzumdan iterek beni Slughorn'un odasından çıkardı. Kapının arasından bakıyordu.

"Gözlüklerini bile kaybettin, James!" dedi Cale sabırsızca, "Git hadi!"

"Ama-"

"James, Tutucu değiştirilebilir, Kovalayıcı'lar, Vurucu'lar ve hatta kahrolası Arayıcı bile değiştirilebilir. Ama bizim bir kaptana ihtiyacımız var. Kaptan değiştirilemez."

Ben bir şey diyemedim, o da kapıyı kapatıp gürültüye geri döndü.

Haklıydı. Üstüm başım Lily'den beter dağılmıştı, gözlüklerimin kayıp olduğunuysa şimdi fark etmiştim - demek bu yüzden görüşüm bulanıklaşmıştı.

Kapının kenarına yaslandım ve belimi duvara sürterek yavaşça aşağı kaydım. İyi hissetmiyordum. Hatta baya kötüydüm. Yıllar sonra yeniden sıkıcı bir Slughorn partisine katılmıştım ve böyle bitmesini istemiyordum.

Son zamanlar kavga istediğim son şeydi. Herkes iyi geçinsin istiyordum, güne gülücükler falanla başlasınlar istiyordum. Gökkuşağı sıçan tekboynuzlu atlara bile razıydım.

İçeride böyleydikse, dışarıda neler dönüyordu? Bakanlıkta? Ölüm Yiyen'lerle büyücüler arasında? Nasıl anne ve babamın iyi olduğundan yüzde yüz emin olabilirdim?

"Tüm bunlar ne zaman bitecek?" diye mırıldandım kendi kendime.

Sonunda ayağa kalktım. Cale haklıydı, isterse dünya dağılmakta olsun, ben bir kaptandım ve şimdilik tek görevim buydu. Şimdilik.

Odama doğru yol aldım. Hastane Kanadına istemiyordum - orası birkaç dakikaya insan kaynayacaktı. Remus'tan yaralarıma bakmasını isteyebilirdim. Ve aileme yeni bir gözlük için mektup yazardım. O arada nasıl olduklarını da sorardım...

Should Be Hard | Jily • ÇapulcularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin