osiem

635 71 47
                                    

Gün geçtikçe HoSeok, ChangKyun'a daha çok yakınlaşıyordu. ChangKyun'un yanlış giden bir şeylerin olduğunu anlaması uzun sürmemişti. Her ne kadar onu kör olacak kadar sevse de gerçekler yüzüne çarpıyordu. Belki de yeteri kadar sarhoş olamamıştı.

HoSeok bariz bir şekilde onunla oynuyordu. Hatta son bir hafta içerisinde oldukça belli etmeye başlamıştı. Sevgilisi HyungWon etrafta yokken ChangKyun'u yanına çağırıp el şakası bahanesiyle her tarafına dokunuyordu.

HyungWon'a yanına gelmesi için mesaj atmış fakat HyungWon işi olduğunu, gelemeyeceğini söylemişti. Bunun üzerine ChangKyun'a mesaj atmıştı. ChangKyun meşgul olduğunu söylese de HoSeok ısrar edince mecburen kabul etmişti. Birkaç dakika içerisinde hazırlanıp HoSeok'un evine gitti. HoSeok bu sefer onu tişörtsüz karşılamıştı. ChangKyun onu bu halde görünce yutkunarak gözlerini kaçırmıştı. İçeri geçip koltuklara oturdular. HoSeok film izlemeyi önermiş sonrasında da mutfağa gidip kucağında iki büyük kase dolusu patlamış mısırla geri dönmüştü. ChangKyun'un yanına oturarak elindeki kaselerden birini onun kucağına bıraktı. ChangKyun onun kendisine fazla yakın olduğunu fark edip koltukta biraz kenara kaymıştı. HoSeok bunu farketse de önemsemedi. Filmi başlattı. ChangKyun bir süre sonra filme tamamen odaklanmıştı. HoSeok bunu fırsat bilip aklında dolanan kirli düşüncelerle onu izlemeye başlamıştı. ChangKyun'un her hareketi beyninde erotik bir şekilde yorumlanıp hormonlarını harekete geçiriyordu. Filmde yatak sahnesi çıktığında ChangKyun gözlerini kaçırıp duvarları izlemeye koyulmuştu. Kendisinin izlenmesinin verdiği rahatsızlıkla kafasını istemsiz olarak HoSeok'a çevirdi. HoSeok'un bakışları hiç hoşuna gitmemişti, bu yüzden koltukta biraz daha kayıp ucuna oturmuştu. HoSeok daha fazla kendini tutamayacağını hissedip patlamış mısır tabaklarını sehpaya bırakmış ve ChangKyun'un üstüne ilerlemişti. Onu kenara sıkıştırmış, kaçmasını tamamen engellemişti. Yüzü ona fazlaca yakındı. ChangKyun şoka girmiş, hareket edemiyordu. Ne zaman onu şok edecek bir şey olsa beyni çalışmayı bırakır ve donuk bir ifadeyle boş boş bakınırdı. HoSeok bunu fırsat bilip dudaklarına eğilip ne zamandır öpmeyi hayal ettiği dudakları öptü. ChangKyun bir an bilincini kaybettiğini sanmıştı. Hissettiği şey kesinlikle heyecan değildi. Korkuyordu. Onu itmek istiyordu ama vücudundaki tüm gücü kaybolmuştu, yarı baygın gibi öylece duruyordu. HoSeok öpücüğü derinleştirip ellerini vücudunda gezdiriyordu. Tüm vücudunu geziyor belli yerlerini yumuşakça okşuyordu. ChangKyun vücudunda gezinen elleri hissettiğinde nereden geldiğini anlamadığı bir güçle onu üstünden itmişti. Ayağa kalkıp evi terk etmeye çalıştığı sırada HoSeok onun bileğini sertçe kavramış ve tekrar içeriye çekmişti. Ensesinden tutarak tekrar dudaklarını birleştirmişti. ChangKyun onu itmeye çalışsa da gücü buna yetmiyordu. HoSeok onu sıkıca tutup odasına çekmiş ve ardından kapıyı kilitlemişti. ChangKyun kapana kısılmış gibi hissediyordu. HoSeok'dan uzak durmaya çalışsa da başarılı olamamıştı.

O gece ne ağlamaları ne de çığlıkları biri tarafından duyulmuştu. HoSeok yorgun düşüp yanına yığılmıştı. ChangKyun'un yüzünü elleri arasına alarak konuşmaya çalışmıştı ama ChangKyun sertçe kafasını başka yöne çevirmişti.

"Gerçekten hayal ettiğimden daha güzel bir vücudun var. Bu bizim sırrımız olarak kalacak, anlaştık mı?"

ChangKyun onun suratına bile bakmamış, arkasını dönerek hıçkırıklarını serbest bırakmıştı. HoSeok onu umursamayarak yataktan kalktı. Duş alıp geldiğinde ChangKyun'un uyuyakaldığını görmüştü. Üstündeki örtüyü sıkıca etrafına sarmış, hala hıçkırıyordu. Fakat bu görüntü kalbinde en ufak bir acıya bilr sebep olmamıştı. Tek endişesi HyungWon'un bunu öğrenmemesiydi.

Proszę [WonKyun]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin