Veee yeni bir bölüm daha. Artık macera başladı ha? :)
Sizce bu hayaletler kimdir neyin nesidir? Neyi bekliyorlar?
_________
Akça, beyaz paltosunu üzerine geçirdiğinde anında sıcak bastı. Ocak ayı olduğu için dağlara kar çoktan yağmıştı. Fakat binalar kalorifer ile ısıtıldığından sıcak oluyordu. Bu yüzden de içerideyken hemen sıcak basmıştı. Yapay kürklü başlığını kafasına geçirip çantasını aldı. Odasından çıktığına Ecmel ve diğerleri kapının önünde sohbet ediyordu.
"Hazırım."
Kızlar başlarını sallayıp yürümeye başladı. Melodi ve Meylis de kendisi gibi kalın paltolarını giymişti. Ecmel ise sadece mont ile sınırlı kalmıştı. Ne de olsa o bir kurt adamdı. Vücut ısısı diğer insanlardan daha yüksekti. Böyle olunca yaz mevsimlerinde de terlemeleri daha güç oluyordu.
Erkeklerin yurt binasını geçtiklerinde Baybora koşarak Akça'ya omuz attı. "Günaydın kızlar!" dedi neşeyle. "Hafta sonu kar keyfi için geliyor musunuz?"
"Ne keyfi?" dedi Melodi.
"Kar. Saklı Kent'e gideceğiz. Cuma akşamı çıkacağız, Cumartesi akşama doğru döneceğiz. Kayak falan ne arasanız... Eskiden Uludağ'a falan giderdik."
Akça suratını buruşturdu. "Saklı Kent'i sevmiyorum."
"Neden?"
"Fazla küçük. Ve sadece yatak kapasitesinden bahsetmiyorum."
Baybora bir anda durdu. "Ne yani ismini yazdırmadın mı?"
Ecmel araya girerek cevapladı. "İlk sene gelmişti. Bir daha da gelmedi."
"Ee sen ne yapıyorsun?"
"Eve gidiyorum." dedi Akça gülümseyerek ve okul binasına doğru yürümeye devam etti. İkinci sınavlardan sonra sonuçların açıklanmasına az bir zaman kalmıştı. Bu yüzden okul, her sene olduğu gibi Saklıkent Kayak Merkezine okul gezisi düzenleyecekti. Kar'ı seviyordu ama burada da yeterice tadını çıkartıyordu. Antalya yerine Isparta'daki kayak merkezine gidilmesini çok kez önermişse de okul yönetimi buna yanaşmamıştı. Oysa Davraz Kayak Merkezi, Saklıkent'den daha yakındı. Muhtemelen bu karardaki başat sebebin Saklıkent yönetiminin okula daha uygun fiyat vermesiydi. Eh, her şey dönüp dolaşıp ekonomiye geliyordu.
Akça, günün gelmesi için bahar dönemini bekliyordu. Okul, final sınavlarından sonra Fethiye'deki Saklıkent'e gidiyordu. Oradaki eğlenceyi daha tercih edilebilir görüyordu. Gülümsedi. Suyu kardan daha çok sevmesine bakılırsa Akça'nın atalarında gerçekten de bir su perisi olabilirdi.
Pars'ı görünce bir iki saniye durdu. Genç müdür elinde telefonla hararetli bir şekilde konuşuyordu. Öfkesi gözle görülür bir şekilde gözlerinden taşmıştı. Öğrenciler bile ondan uzakta yürümeyi tercih ediyordu. Üzerine palto veya kaban gibi bir şey almadığını göz önüne alırsa öfkesi şu an volkan gibi patlıyor olmalıydı. Başka türlü bu kadar soğuk bir havada ceketsiz, bir tek gömlekle durmasına anlam veremezdi.
"Niye sinirli acaba?" dedi Meylis.
Baybora umursamaz bir şekilde Akça'yı yeniden kanatları altına aldı ve doğruca binaya yönlendirdi. "O adamın kızmak için bahaneye ihtiyacı yok."
***
"Bir aydır seni görmüyorum."
"Biliyorum, baba. Zaten haftaya okul kapanıyor. İki haftamız olacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Lise [Hayalet Serisi #1] (Kitap Oldu)
Werewolf#1 03.09.2016 #ÖneÇıkanHikaye * İlk kitap, gerilim ve korku unsurları içerebilir(cin gibi varlıklardan korkuyorsanız.) Akça, babası tarafından büyütülmüş, kendi halinde genç bir kızdır. Hayata dair çok tecrübesi yoktur ve bu onu rahatsız...