KB3-11

2.7K 152 2
                                    


"Hani gidiyordun sen?" Melek rafta duran saksıyı düzeltmeye çalışırken duyduğu sesle omzunun üzerinden ardına baktı.

"Vazgeçtim." Bora elini kapı kolundan kapı kenarına tek omzunu yasladı.

"Ne oldu da istifa etmekten vazgeçtin? Çok kararlı görünüyordun." Melek omuzlarını silkti ve saksıyı biraz sola kaydırıp kapıya döndü.

"Oldu bir şeyler işte."

"Güzel, gel hadi ekiple tanışalım." Melek başını salladığında beraber Meleğin odasından çıktılar. Boranın da odasının bulunduğu koridorun sonuna ilerleyip cam bir kapıyı açtıklarında geniş bir alanla karşılaştılar.

"Burası." Bora eliyle büyük masayı gösterdi. "Toplantı masamız ve... burası da arkadaşlarımızın çalışma alanı." Melek sol tarafa baktığında çapraz yerleştirilmiş iki masayı ve ayağa kalkmış iki kişiyi gördü.

"Hoş geldiniz." Bora gülümseyerek o iki kişiye yürürken Melek de onu takip etti.

"Siz de hoşgeldiniz. Ben Bora." Elini uzatıp önce kendileriyle yaşıt görünen kızın, ardından biraz daha olgun görünen adamın elini sıktı.

"Elif hanım. Ahmet bey."

...



***




Kapısı çaldığında Melek gözlerinin bilgisayarından ayırıp kapıya baktı ve cam kapının ardında Elifi gördüğünde gülümseyerek başını salladı. Elif yüzünde mahcup bir gülümsemeyle içeri girdi.

"Şey kusura bakma. Seni de rahatsız etim ama..."

"Yok önemli değil. Ben de Bora beyin istediği belgeleri düzenliyordum."

"Şey ben senden bir konuda yardım isteyecektim aslında."

"Benden mi?" Elif başını salladığında Melek derin bir nefes aldı.

Yaklaşık yarım saat önce Elif ve Ahmet beyle tanışmaya gittiklerinde Bora Meleğinde aslında mimar olduğunu fakat kendisinin asistanlığını yapacağını söylemişti onlara. Ha, bir de çekinmeden kendisini rahatsız edebileceklerini. Neymiş? Melek de proje de yer alacakmış?

"Elif... Bora bey öyle söyledi ama ben daha önce hiç çalışmadım. Bu şirkete de yeni girdim, yani bir şey sormak için doğru kişi miyim bilemiyorum. Aslında Ahmet bey gayet tecrübeli görünüyor ve-"

"Evet, yedi senedir bu şirkette çalışıyormuş. Bugün benim de ilk iş günüm ve sanırım ona sormaya biraz çekindim. İşin olduğunu biliyorum ama..." Elindeki kağıtları salladı. "Yine de bir göz atamaz mısın?" Melek başını sallayarak ayağa kalktığında beraberce Meleğin masasının önündeki koltuklara geçtiler ve projeyi incelemeye başladılar.

Bora son anda istifadan vazgeçen arkadaşına göz atmak için kumandadan bir tuşa bastığında iki odanın arasındaki perde yavaşça açıldı. Boranın kaşları masasında Meleği göremeyince yavaşça çatılırken camın diğer tarafında masanın önünde çalışan iki kızı gördüğünde hızla düzeldi.

Meleğin onu gördükten sonra istifayı basacağına emindi, hatta sırf Melek istifa etmesin diye onu sinir edecek şekilde konuşmuştu fakat Melek son ana kadar inadını sürdürmüştü. Şimdiyse Meleğin bu şirkette kalmasına ne neden oldu bilmiyordu fakat Melek bu şirkete kendisinden çok daha hızlı uyum sağlayacak gibiydi.



***



Serra akşama asla yetişmeyeceğini bildiği Japonlarla olan yazışmaları düzenlerken çalan telefonuyla başını dosyalardan kaldırdı ve ofis telefonunu açıp kulağına götürdü.

"Buyuru-"

"Serra Japonlarla olan yazışmaları çabuk odama getir!" Aydın cevap vermesini beklemeden telefonu kapattığında Serra oflayarak daha yarısına bile gelmediği belgelere baktı. Aydının bilerek yaptığına emindi Serra. Daha toplantıya bir aydan fazla vardı!

Sinirle sandalyesini geriye ittirerek kalktı ve önündeki belgeleri rastgele düzenleyip odadan çıktı. Aydının odasının önüne geldiğinde kapıyı bir kere tıklatıp içeriye irdi ve belgeleri Aydının masasına bıraktı. Tabi tüm bunları yaparken bir kez bile Aydının yüzüne bakmamıştı. Aydının kendisine olan kızgın bakışlarını görseydi bu kadar kendinden emin hareket etmesi pek mümkün olmazdı çünkü.

Aydın masasındaki kağıt yığınına uzanıp önüne çekti ve ellerini çenesinin altında birleştirerek konuştu.

"Siz benimle dalga mı geçiyorsunuz Serra hanım?!"



Devam edecek...



Kaçma Benden (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin