Düşünüp durduğum şeyler vardı. Örneğin; burada bulunma amacım. Ölmeden yeni bir hayata başlama nedenim. Tabii ki bunların bir cevabı yoktu ve ben çabalamadıkça olmayacaktı da.
Aslında korkuyordum. Tanıdığım insanları bir daha görememekten, bir daha müzikle ilgilenememekten ve bir daha aşık olamamaktan korkuyordum. Her şey öyle bir anda batmıştı ki, tam her şey düzgün diyorken bir hatam sonucu kaza geçirmiştim.
Acaba o gün yola çıkmasam, okuldan bir kaç saniye daha geç çıksam, o gün kulaklığım bozulmuş olsa bunları yaşar mıydım? Eğer o gün arkadaşlarla kafeye gitme fikrine evet deseydim böyle bir hayatı yaşamak zorunda kalır mıydım?
Her şey elinden gittiğinde değere biniyordu.
Ben o hayatımı yaşarken ailem, okulum, arkadaşlarım herkesin ulaşabileceği şeylerdi. Berbat bir hayata sahip insanların yaşadığını bilmiyordum. Yetimhanelerde ki odaların her gün göz yaşlarıyla ıslandığını bilmiyordum. Parası olmadığı için tedavi olamayan insanlardan ve ailesi olmadığı için bunalıma giren insanlardan bihaberdim.
Daha kötüsü var mıydı? Ailesizlikten, yalnızlıktan, fakirlikten ve mutsuzluktan ötesi var mıydı? Daha kötü bir hayata hapsedilmiş insanlar var mıydı acaba hayatta?
Yakınmak değildi bu sözlerimin amacı. Daha kötü ne olabilir ki diye düşünmek değildi. Sadece merak ediyordum. Daha kötüsü varsa, o insanlar nasıl yaşıyordu?
Her gün haberler de çıkan ama hayatlarına burun kıvırdığım insanları düşündüm. Yaşamaya nasıl katlanıyorlardı?
İçime düşen huzursuzlukla düşündüğüm şeyler bunlardan ibaretti. Bir kere olsun kendi hayatımı değil de başkalarını düşünüyordum. Ama elimden bir şey gelmezdi. Tıpkı Haze'in bana yardımcı olamayışı gibi.
Düşüncelerimi kesen ve beni hüzünlü halimden kurtaran kişi JungKook olmuştu. Yanıma gelip "O güzel noona kimdi, hyung?" Diye sordu. Belki o daha kötü bir hayata sahipti ama ne olursa olsun yanıma gelip gülümseyebiliyordu. Kafamı iki yana salladım cevap olarak. "Sanırım artık hiç kimse."
"Öyle güzel arkadaşların olduğunu bilmiyordum hyung. Kardeşi falan var mıymış??" Dedi muzip bir ifade takınarak. Bir an olsun gülümsedim bende. Yanağımda ki yaraları ve üstümde ki şarkıları göstererek "Evet, bir abisi var. " dedim. Olayı anında anlayarak güldü.
Gülümsüyordum çünkü onun benden daha kötü bir hayata sahip olmasına rağmen gülümsemesi haksızlıktı. Daha fazla canı yansın istemiyordum. Ne olursa olsun bana abi diyordu. Herkesin kendisinden güçlü bir abiye ihtiyacı olurdu.
"Biz burada her gün ne yapıyoruz böyle?" Diye sordum bıkkınlıkla. Gerçekten zaman geçmiyor gibiydi. Soruma karşılık yanımdan kalkarak yatağıma oturdu. "İnanır mısın bilmem ama hiç bir şey. "
İnanırdım tabii. Yetimhaneydi burası. Ne yapılabilirdi? Ben düşünürken JungKook birden yatağımda sıçradı. Aklına bir fikir gelmiş olmalıydı. Hızla kulağıma eğilerek "O noona müzikle ilgilendiğini söyledi...Yetimhaneden mi kaçsak ha?"
Aslında iyi bir fikirdi, moralim yerine gelmiş sayılırdı. Müziği bu hayatımı düzeltmek için kullanmayacak olabilirdim ama bir günlüğüne eğlenmek benim de hakkımdı.
"Sen hep böyle güzel fikirlerle gelsene bana." dedikten sonra ayağa kalktım. Ona hazırlanmasını söyledikten sonra hızlıca giyindik. Yemek vaktinde burada olmamız gerekiyordu. İlk önce o çıktı dışarı. Görevli ajumma yerinde değildi ve bu işimize gelmişti. Çünkü baya katı birine benziyordu ilk gördüğüm zaman için.
İkimizde kapıdan çıktıktan sonra derin bir nefes almıştık. "Eee nereye gidiyoruz?" Diye sordum çünkü burada bir yer bildiğimi zannetmiyordum. "Karaoke?" Dedi seçenek sunar gibi. Önceki hayatımda defalarca gitmiştim arkadaşlarla. Hepimizin müziğe ilgisi olduğu için çok eğleniyorduk. Haze de bize melek gibi sesiyle eşlik ediyordu.
Eskide kalan bir şeyi burada yapma fikri biraz tuhaf gelse de JungKook'u onayladım.
-
Karaoke salonuna geldiğimizde tam paramız olmadığını söyleyecekken JungKook cebinden biraz para çıkardı. Tam ona ödemek zorunda olmadığını söyleyecekken bana gülerek "Benim paralarım değil merak etme." dedi. O zaman kimin parası olduğunu sorgulamadım.
İçeri girip hemen bir şarkı seçtik. Eğlenmek bir hayata saatimiz vardı. JungKook istediği şarkıyı söyledi, o an tuhaf bir dejavu yaşadım. Sanki daha önce de JungKook la Karaokeye gelmiştik ve o bu şarkıyı istemişti. Bu tuhaf hissi önceki anılarım yüzünden olduğunu düşünüp geçiştirdim.
'JUST ONE DAY.' İstemişti Kook. O şarkıyı ben de sevdiğim için kabul ettim. Şarkıya başladığımızda Kook'un sesinin beklemediğim kadar güzel olduğunu fark ettim.
Soyeyebildigimiz kadar şarkı söyledik, yemek zamanı geldiğinde zamanın ne zaman geçtiğini anlayamadığımız için geç kalmıştık. Karaoke salonundan koşarak çıktık ve yetimhanede doğru koşturmaya devam ettik. Önüne geldiğimizde Kook bana beklememi söyledi ve benden bir kaç adım önde ilerlemeye başladı. Görevli ajumma yine orada değildi. Ben ne kadar şanslı olduğumuzu düşünerek peşinden gidecektim ki Kook bana gelmememi söyledi. Nedenini anlayamadım da onaylayıp beklemeye devam ettim. Bir kaç dakika sonra Kook geri geldi. Ajumma hala orada değildi. Kook bileğinden tutup beni odaya çekiştirdi. Odaya girdiğimiz de Kook derin bir nefes aldı. "Koridorlarda ajumma ile karşılaştım da. " diye açıklama yaptı bana. Kafamı sallayarak onu onaylandıktan sonra kendimi yatağıma attım. O da yanımdaki yatağına kendini attı.
"Güzel bir gündü. Sesin güzelmiş bu arada."
"Sağol hyung. Annemden geçmiş bir şey olsa gerek. Çok uzun zaman olmuş olsa da geceleri bana ninni söylediğini hatırlayabiliyorum. Sesi güzeldi. " dedi.
Bunu sormak ne kadar doğru bilmesem de bir an kendime engel olamayarak "Ailene noldu?" diye sordum. Ben ona doğru dönmüştüm ama o bana bakmıyordu.
"Sadece...babam öldü. Annem de bana bakmayacağım düşünerek beni buraya yolladı. En acısı da bir kaç gün sonra intihar etmiş olması. Onu bu kadar zorlayan şey, hayattan bıkmasını sağlayan şey ne bilmiyorum. Ama ben yaşadıklarıma rağmen gülümsüyorum. O da gülümseyebilirdi."
Doğruydu, ne olursa olsun dudakları hareket edebiliyorken gülümsemesi gerekirdi. "Ya sen, hyung? Sen neden buradasın?"
Yutkundum. Bilmiyorum diyemeyeceğim artık çünkü Haze'in ne olduğunu söylemişti.
"Araba kazası. " dedim. Ailemi öldüren şeyi mi söylediğimi, yoksa beni buraya düşüren şeyi mi söylediğimden pek emin değildim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Another Life|| BTS ✔
FanfictionÖldüğümde, yeniden doğmayı bekliyordum. Bir hayatın içine bodoslama dalmayı değil. İki farklı evrenin, iki farklı insanın hikayesi. ° ->@JungDaisy Kapak: @JungDaisy #Tüm Hakları Saklıdır.# Başlangıç: 15 Aralık 2015 Bitiş: 13 Mayıs 2018