Afilli Cinayet

Tutuklu.

Bu bilgilerin şokluğunu atlatamadan kendini Kürşad Darko'nun yanında bulan Pars konuşmaya başladı;

"Selamınaleyküm Kürşad Bey. Profesörden ne istiyosun şu an öt bana."

"Sen neden bahsediyorsun?"

"Kızı nerede?? Yoksa şu duruşma yüzünden mi? 

"Ne o Profesör öyle mi söyledi?"

"Profesör Adnan'ın tanıklığı yüzünden mi öyle oldu sanıyorsun?

"Bilmediğin konular hakkında öyle konuşma."

"Otopside ne bulduysa onu söyledi. Onun bir hatası yok. Bu yaptığın kız kardeşini geri getirmeyecek."

"Profesör Adnan hakkında ne düşünüyorsun Pars'cık"

"Ona hayranım Kürşadcık."

"Hayransın demek öyle mi? Onun nasıl biri olduğunu biliyor musun? 

"Senden daha iyi tanıdığıma eminim."

"Peki o da senin için aynısı mı düşünüyor. Bak ne var biliyo musun.. Geçmişini unutmaya çalışabilirsin ama asla silemezsin."

"Aynen öyle Kürşad efendi mesela şu an yaptığın şey asla unutulmayacak." dedi Pars.

Kürşad bastonunu yere vurarak ve gülerek bastonu Pars'a uzattı ve 

"Aradığın şey bu mu?" diyerek gümeye devam etti.

Pars cinayet aletinin bir baston olduğunu anlamıştı ama ne yapacağını bilemedi. Emniyet Müdürü dahil herkes laboratuvara toplanmış bastonun röntgendeki boşlukla uyuşacak mı diye beklenmeye koyuldu ve evet. Uyuşmuştu.

Emniyet Müdürü; "Demek cinayet aleti burnumuzun dibindeymiş. Helal olsun Pars efendi iyi iş çıkardın." diyerek tutuklama emri çıkartmaya gitti.