Selamünaleyküm,
Ramazan'ın ilk günü nasıldı? İyidir inşallah. Yeni bölümler bu bir ay boyunca ağırlıkta akşam iftar sonrası gelecek arkadaşlar. Nedeni hepinizce malumdur diye açıklama yapmaya gerek duymuyorum. :)
İşte yeni bölümünüz. İnşallah beğenirsiniz. Oy ve yorum göndermeyi unutmayın. ;)
BÖLÜM GÜNCELLENDİ.
____________
"Bayramı özledim." dedi Melodi dudaklarını sarkıtarak.
"Daha dün bitti." diye karşılık verdi Meylis.
"Onu diyorum ya. Sevilen şeyler çabuk özlenir. Ben de özledim. Bana ne! Yeniden bayram gelsin! Hemen gelsin. Şimdi! İstiyorum! Hemen!"
"Oha!" dedi Akça arkadan gelirken. Ecmel de hemen yanı başında telefonda yazışıyordu. Olan biteni pek umursuyor gibi değildi. "Zamanı senin için ileri saralım mı?"
"Bunu yapabilen bir doğaüstü yok maalesef."
"Ay Melodi! Haydi kızım, haydi. Tarih dersine."
Melodi bir anda canlandı. Gözleri kocaman açılmış şekilde durup olduğu yerde döndü. Akça'yı omuzlarından tuttu. "Merak etme, bugün o iş bende."
"Ne işi? Ne diyorsun kızım?"
"Pars hocanın kalkanını yıkacağım!
"Nasıl olacak o iş? Hani kendini gizleyenleri sadece üstatlar okuyabilirdi?"
"Anneannem ile konuştum. Bana birkaç tüyo verdi. Kendimi bu bayramda iyi geliştirdiğimi düşünüyorum. Yıkacağım o kalkanı!"
"Neyden bahsediyor?" dedi Ecmel, başını telefondan kaldırarak.
Meylis kolunu Melodi'nin boynuna attı. "Pars hocanın aurasını okuyacakmış."
"Hislerim kuvvetlidir, biliyorsun. Auraları da açık kitap gibi okuyabilirim. Ailem doğal bir yeteneğim olduğunu söylüyor ama gel gör ki geliştirmek için bir numara yapmadılar. Neyse."
Ecmel tek kaşını kaldırdı. "Zaten birini okuyamıyor isem uzak dururum, tehlikelidirler, diyen sen değil miydin? Ne değişti de okumak için uğraşıyorsun?"
"Ne derler bilirsin; korkacak bir şeyin yoksa gizleyecek bir şeyin de yoktur. Eğer gizliyorsan o zaman tehlikelisindir. Sır saklayanları sevmem."
"Neden? Belki de zayıf noktalarını ifşa etmek istemiyorlardır?"
"O başka bu başka." dedi Melodi çocuk gibi suratını asıp, kollarını göğsünde doladı.
Ecmel de Melodi'yi taklit etti. "Bence değil." dedi.
Akça bunalmış bir şekilde ellerini havaya kaldırdı. "Ay yeter! Allah aşkına! Derse geç kalmayalım."
Sınıfa doluştuklarında Baybora her zamanki gibi Akça'nın hemen sağındaki sıraya kurulmuştu. Genç kızı görünce gülümseyip belli belirsiz göz kırptı. Akça gözlerini kısıp, kaşlarından birini kaldırdı. Esmer oğlan bu durum karşısında daha da gülümsemeden edemedi.
Pars sınıfa girdiğinde öğrenciler anında sus pus oldu. Genç adam ders notunu çıkartıp, elektronik tahtayı açtı. Ceketini çıkartıp sandalyesinin arkasına astı. Saçları her zamanki gibi düzenli ve yüzü canlıydı. Akça, Yakup hocadan sonra tarihe bu kadar düşkün başka bir tarihçi görmemişti. İlla ki tarih hocası olunca tarihe bir sevgi besleniyordu ama bu ikisi bambaşkaydı. Pars, ders anlatırken olayları yaşıyor ve yaşattırıyordu. Araya kattığı yorumlar ile de konunun içeriğini zenginleştiriyor, düşündürüyor, sorgulatıyordu. Görsellerle süslediği için de daha verimli bir ders oluyordu. Kabul etmeliydi ki iyi bir öğretmendi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Lise [Hayalet Serisi #1] (Kitap Oldu)
Werewolf#1 03.09.2016 #ÖneÇıkanHikaye * İlk kitap, gerilim ve korku unsurları içerebilir(cin gibi varlıklardan korkuyorsanız.) Akça, babası tarafından büyütülmüş, kendi halinde genç bir kızdır. Hayata dair çok tecrübesi yoktur ve bu onu rahatsız...