Özellikle yaz aylarında kırlarda, yaylalarda ortalık günlük güneşlikken birdenbire yağmurun bastırdığı olur. İplik iplik yağar yağmur, ışıltılı, pırıl pırıldır. Bulutlar bile ışık doludur. Öyle ki parlayan bir saydamlık kazanır.
Bir yandan yağmur yağarken diğer yandan da güneş ışıklarını önlenemez biçimde her yana saçar. Sanki gökten birileri dünyayı gözlüyor gibidir. İşte böyle durumlarda halk: "Şeytanlar düğün ediyor!" der.
Halkın yakıştırması, güneşli yağmurlu havalar için değildir. sadece. Eski tapınak, eski yıkıntı ören yerler, ıssız ormanlar ve hatta çöller, insanı ürperten yerlerde de "şeytanlar düğün ederler." Böylesi yerler, kaçınılması gereken yerlerdir. Çünkü şeytanlar düğün ederken oralarda dolaşanları cinler alıp götürürlermiş.
Anadolu insanı inanıyor ki, cinlerin kaçırdığı kimseyi geri almak, kurtarmak, çok güç bir iştir. Bunu ancak onlarla konuşabilen cinciler, hocalar başarabilirlermiş.
Issız yerlerden, ormanlardan, çöl gibi yerlerden, mezarlıklardan arada bir inceden inceden sesler, uğultular duyulur. Değişik hava akımlarının, yaprak kımıldanışlarının, hışırtıların doğurduğu bu seslerin görünür bir nedeni olmadığı gibi; halk inanır ki, şeytanların düğününde çalınan çalgıların sesleridir bu sesler.
Bu sesler ortalığı kaplayınca konuşulmaz. Çünkü cinler, insanın sesini çalarlar sonra. Böyle yerlerde ya da yakınlarında yaşayanların başına gece uyurken cinler üşüşürmüş. Onun için, yani cinlerden korunmak için "hamayıl"kullanmak gerekir.
*Devamı Yarın Gelecek Çok Değerli Okuyucularım... ☺❤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Korkuyu Fısıldayan Hikayeler(KİTAP OLDU!)
HorrorKorku, geçmişten günümüze insanın içinde saklı kalan bir duygudur. Bazen öyle olaylar yaşarız ki o içimizde bir köşeye sinip gizlenmiş olan korku, içimizde adeta bir canavara dönüşür. Peki, siz nelerden korkarsınız? İçinizdeki o sinsi canavar nası...