Selamünaleyküm,
Geldik 1. bölüme. Akça ile tanışın dostlar. Başrol kızımız. ;)
DÜZENLEME: Hayalet Üniversite, Hayalet Lise olarak yeniden güncellenmiştir. Bundan sonra bu isimle devam edip; Allah izin verirse sonraki kitap Hayalet Üniversite olarak seri hale gele gelecektir.
DİPÇE: Güncellemeler büyük değişiklikler içerdiğinden baştan sona yeniden okumanız hikayenin içine girmeniz açısından gereklidir. :)
________________________________________________________
Yatağına kurulmuş, dizüstü bilgisayarını kurcalıyordu. Kumral saçlarını dağınık bir şekilde tepesinden toplamıştı. Üzerinde de ipekten yazlık pijaması vardı. Akşam karanlığında dışarıdan sesler gelmesine içerlemişti. Antalya'nın en sakin konumu değildi belki ama bazı akşamlar çok rahatsız edici seslere maruz kalıyordu. Elbette bunun en başat nedeni hazırlık maçlarına denk gelmiş olmasıydı. Hiçbir anlamı olmayan bir maç için kazandılar diye ne diye zafer turu atarlardı ki? Futbol seviyor olsa belki onları anlar ve tadını çıkartırdı ama sevmiyordu. Sporun hiçbir türünü seven biri değildi. Bu konuda babası gibi değildi. Sanırım bir genç kızdan beklenecek bir durumdu. Elbet tek neden bu da değildi. Yaşadığı yer üniversitenin yakını olduğu için de öğrenciler buralardan ev tutuyordu. Yazın sonları geliyordu ve öğrenciler de yavaş yavaş taşınmaya başlamıştı. Yaz geceleri balkona çıkıp sabaha kadar ses çıkartıyorlardı.
Son iki saattir yatağa yapışmış bir vaziyette yazı yazdığı belgesini kayıt etti ve kapattı. Hemen yanı başında duran komodinin üzerinde duran flash disk'ini bilgisayara takıp, dosyayı yedekledi. Yıllar evvel silinen dosyaları yüzünden alışkanlık edinmiş, her yazısını -düzenlemeler yapsa bile- muhakkak yedekliyordu. Yedekleme işi de bitince bilgisayarı kapatıp, yerine kaldırdı ve yatağından kalkıp pencereyi kapattı. Bir iç çekip, klimayı açtı. Kırk yılda bir nem düşmüş, güzel bir rüzgar çıkmıştı; klima yerine doğal yollardan serinlemek istemişti ama futbol severler ve eğlence düşkünleri buna izin vermemişti! Aslında klima ile serinlemek onun için sıkıntı değildi. Kimi insanı klima çarpıp, rahatsız etse de kendisi seviyordu ama doğal rüzgarın teninde bıraktığı hissi daha çok seviyordu. Sonuçta her şeyin doğalı makbuldü, değil mi?
"Akça!"
Babası içeriden seslenince telefonunu ve kitabını alıp odadan çıktı.
Berkut, salonda oturmuş kömür karası dağınık saçlarını toparlama gereği duymadan eşofmanları ile televizyonun karşısına kurulmuştu. Zaten hiçbir zaman toparlamazdı ki! Kızının geldiğini görünce yeşil gözleri gülümsedi ve elindeki çatalla sehpayı işaret etti.
"Gel, karpuz kestim. Soğuk soğuk iyi gider."
Akça itiraz etmeden kendisi için hazırlanan tabağı alıp, terliklerini bir kenara çıkartarak, babasının yanına, kanepeye oturdu. Karpuzunu yerken bir yandan da söylenmeye başladı.
"Artık bu siteden taşınalım."
"Sebep?"
"Öğrenciler yüzünden! Bence bu muhiti toptan yıkıp, öğrenci yurtları inşa etsinler. Sabaha kadar ses yapıyorlar. Bir de bazıları sabaha kadar basket oynuyor. Üniversitenin basket takımı mı var, nedir bu sitede?"
Berkut güldü. "Ne güzel işte, uzaktan da olsa sportif etkinliklere katılıyoruz. Şevk oluyor bize de."
"Ay istemez!"
"Şurayı görüyor musun?" dedi, Akça'nın karnını sıkarak. "Ay istemez, demekten oluyor hep."
Akça acıdan yüzünü buruşturup babasının eline vurarak karnından uzaklaştırdı. Acısı geçsin diye bir iki saniye karnını ovuşturup kaşlarını çatarak yanındaki adama döndü.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hayalet Lise [Hayalet Serisi #1] (Kitap Oldu)
Werewolf#1 03.09.2016 #ÖneÇıkanHikaye * İlk kitap, gerilim ve korku unsurları içerebilir(cin gibi varlıklardan korkuyorsanız.) Akça, babası tarafından büyütülmüş, kendi halinde genç bir kızdır. Hayata dair çok tecrübesi yoktur ve bu onu rahatsız...