-38-

1.3K 121 50
                                    

Dikkat! Smutumsu bir şeyler çıkabilir! ( hheehhehehehehe ;)););;) )

"Aman Tanrım Milla. Buraya gel. Bizi çok korkuttun."

Bir hafta boyunca odama girmesini istemediğim annem, taburcu olduğum gün beni evinde karşıladı. Yapmacık sevgisiyle rol yaparken gayet doğal görünüyordu. Gözlerimi devirmekle yetindim.

Ashton'ın bir eli belime sarılırken diğer eliyle de eşyalarımın olduğu küçük büyük çantayı taşıyordu. Odama geldiğimizde sessizce yatağa oturduk.

"Iyi misin?"

Kafamı geriye atıp dalga geçercesine güldüm. Iyi miydim acaba?

"Bir kişi daha iyi misin diye sorarsa yüzüne yumruğu yiyecek."

Üzgünüm dercesine ellerini kaldırdı ve gülümsedi. Kalkmaya yeltendiğinde elini tuttum.

"Gitme."

Bir şey söylemedi. Yatağın kalktığı bölümdeki sıcaklığı henüz soğuyamadan tekrar eski konumuna geldi.

Tüm bu davranışları benim kafamın içinde yüzlerce soru işareti oluşmasına neden oluyordu. Dışarıdan bakıldığında her ne kadar duygudan yoksun biri gibi gözükse de aslında içinde neler yaşadığını az çok anlayabiliyordunuz.

Ashton kinder surprise gibiydi. Çikolata kaplamasını kırmadan içinde ne olduğunu görmeniz imkansızdı. Bende amacı olmayan sıkıcı hayatımda yeni bir amaç edindim. Derinlere inmeyi. O bana anlatmıyordu. Pekala, ama ben onun anlatmasını sağlayabilirdim.

"Konuşmak ister misin?"

Tek kaşı kalkık bir şekilde bana döndü ve biraz bekledi. Tanrım, çok güzeldi. Onu o kısacık 3 saniye içinde damatlıklarla evlenirken düşündüm. Yanında kim olduğunu umursamadan.

"Bu biraz tuhaf oldu. Aynı soruyu benim sana sormam gerekmiyor muydu?"

Gülümsedim ve omuz silktim. Ashton duygularını bazen o kadar iyi gizliyordu ki en küçük bir mimik bile göstermiyordu. Onu anlamak gerçekten zordu.

"Duygularını anlatmak için illa konuşman gerekmez. Bunu milyon tane farklı yöntemle yapabilirsin, biliyorsun değil mi?"

Dediklerime kafa salladı ve bir fısıltı gibi gelen 'pekala'dan sonra kemikli ince parmaklarını çeneme dayadı. Eli neredeyse yüzümün sol tarafını kaplamıştı. Dokunduğu yerler karıncalanıyor, yüzü yüzüme yaklaştıkça hareket etmekte zorlanıyordum.

Dudakları dudaklarıma değdiğinde çoktan gözlerimi kapatmış olduğumu farketmiştim. Sıcacıktı ve bu duygu tüm dikişlerimde patlama hissi uyandırıyordu. Ama bu seferkini diğerinden ayıran büyük bir fark vardı. Ashton yavaş ve nazik değildi. Şu ayrılık filmlerinin son sahnelerindeki şehvetli öpüşmelerden birini yaşıyorduk. Başparmaklarım gamzelerinin ve bebeksi yüzünün kenarlarında, yeni uzamaya başlamış sakallarının üzerinde geziniyordu.

Alt dudağımı dişleri arasındayken yavaşça çekip bıraktığında ne ara yatakta sırtüstü uzanır pozisyona geldiğimi bilmiyordum.

O çenemden başlayıp yüzümün her bir köşesine küçük öpücükler kondururken ben bu konuma nasıl geldiğimizi düşünüyordum. Sonra Ashton boynumu öpmeye başladı ve benim belleğimdeki her şey bir anda toz bulutu gibi dağıldı.

Tişörtümün ucundaki soğuk elleri her ne kadar irkilmemi sağlasa da yerimde biraz doğrularak çıkarmasına yardım ettim. Odanın bir köşesine fırlatılan tişörtün yanındaki yeri de Ashton'ın siyah gömleği aldı.

Birkaç saniye birbirimizin gözlerine baktık. Ilginç bir şekilde içimde en ufak utanç kırıntısı yoktu ve şuan Luke ve annemle aynı ev sınırlarında bulunmamız umrumda bile değildi.

Büyük elleriyle belimden tutarak beni kendi kucağına çekti ve üzerine oturttu. Yarı çıplak tenlerimiz birbirine temas ediyordu ve şuan daha önce hiç olmadığımız kadar birbirimize yakın duruyorduk.

"Siktir Milla. Seni çok fena istiyorum."

Aralık dudaklarının kapanmasını sağlayan şey benim dudaklarım oldu. Ellerim saçlarının arasında gezinirken beni daha çok kendine bastırdı ve inledi. Başımı yavaşça yastığa bıraktığında biraz doğrularak kemerini çözmeye başladı.

Gergindim, hem de çok fazla. Biriyle ilk defa bu kadar fazla yakınlaşmıştık ve tecrübesiz kızın tekiydim. Ne yapmam gerektiğine dair en ufak bir fikrim dahi yoktu. Bende bu yüzden pantolonunu çıkarmasını bekledim.

Beni yavaşça öpmeye başladığında diğerleriden çok daha kısa bir süre dudaklarımda gezindi ve boynumdan göğüslerime doğru indi. Gözlerimi kapattım ve ses çıkarmamak için dudağımı kanatana kadar ısırdım. Öpücükleri yavaş yavaş kasıklarımın üstüne doğru geldiğinde tüm vücudumun sızladığını hissediyordum.

Elleri iç çamaşırımın lastiğine geldiğinde reflekslerime yeni düşerek ellerini tuttum.

"Şey, ben bunu daha önce hiç yapmadım."

Gülümsedi ve nefessiz kalana kadar öpüştük. Sonra kalkıp üzerine kıyafetlerini geçirdi ve yanağıma kocaman bir öpücük bırakarak beni yatakta yalnız bıraktı...

Yorum yapsanıza arkadaşlar :) feels geçirin diye çaba harcıyorum hani :) öptüm :))

neighbor af; irwinHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin