FiNAL

17.4K 954 107
                                    

Birinci Kısım


Merhaba!

Işte finale geldik :) Ikiye böldüm bölümü. Bu finalin ilk kısmı 

Keyifle okuyun...

Önder ve Leyla mutsuz suratlarıyla balayına yolcu edildikten sonra, herkes evine, işinin başına dönmüştü. Nilüfer ve Türker'in düğün telaşı başlamıştı. Türker Önder evlenmeden önce Nilüfer'i iş çıkışı alıp bir emlakcıya götürmüş, ve Nilüfer neden orada olduklarını sorunca; Türker:

-Daha büyük bir eve ihtiyacımız olur diye düşündüm. Bizim bir çocuğumuz var Nilüfer, dedi.

-Evet var ama, evin yeterince büyük zaten bize yeter. Eğer ilerde ailemize katılanlar çok olursa o zaman düşünürüz bunu, diyerek Türker'i hem mest, hem de mutlu etmişti Nilüfer. Böylelikle, Türker'in evinde bir kaç değişiklik yapıp yaşayacaklardı. Türker de içten içe Önder'den ayrılmak istemediği için emlakcıya daha önceden, şimdi oturduğu çevreden ev istediğini belirtmişti. Şans bu ya, Nilüfer aynı evde oturmayı isteyince ,Türker de mutlu olmuştu. O akşam Nilüfer'in ev değiştirmek istemediğini Önder'e anlatınca, Önder eline sazı almış her telden çalmıştı.

-Ne dedin sen? Bu evden taşınmak da ne demek?

-Önder!

-Ben sana yakın olayım diye karşı daireni alayım, sen başka yerleri düşün. Herkesten her şeyi beklerdim de, senden bunu beklemezdim Türker. Çok kırıldım çok.

-Yapma şunu, gitmiyorum.

-Git git, nereden bakıyordun ev?

-Bu yakınlardan bakacaktım, bakmıyorum.

-Yemin olsun Türker şurdan bir apartman ileri taşın, ben de gelmezsem adım Önder değil.

-Saçmalama, Allah aşkına.

-Ben söylüyorum, benden uzağa gidemezsin, o kadar. Bu konuşma burada bitmiştir! diyerek ayağa kalkıp odasına giden Önder giderken hala söyleniyordu. "Taşınacakmış laf! Bir taşında gör sen ebeni"

-Ebemi uzun zamandır görmüyordum zaten, diye seslendi Türker.

-Hay ben senin ebeni, dedi Önder ve odasına girdi. Türker olay çıkmadan bu konuyu kapatabildiği için şükretti.

Düğüne bir hafta kalmışken Nilüfer iki gün boyunca çok sessiz kalmıştı. Yapması gereken işleri olduğu halde, Türker ile birazını hallettikten sonra, bir gün halinin olmadığını, bir gün de, unuttuğu bir işi olduğunu söyleyip kaçarcasına gitmişti. Türker ne kadar düğün stresi diye geçiştirmek istese de, Nilüfer'in böyle bir stresi olmadığını, seve seve Türker'in gözlerine aşk ile bakarak her şeyi yaptığını biliyordu. Peki, bu neydi, niye böyleydi? O gece tam yatacakken mesaj gelmişti Nilüfer'den. Türker çok şaşırdı. Çünkü pek mesajlaşmıyor birbirlerinin sesini duymayı tercih ediyorlardı. Mesajda Nilüfer Türker'i ertesi gün akşam Naz'ın doğum gününe davet ediyordu ama neden mesajla? Önce buna anlam veremeyen Türker; Nilüfer'in bir kaç gündür davranışlarındaki tuhaflığın nedenini anladı. Nilüfer'in canı yanıyordu. Nilüfer çok üzgündü ama anlaşılmasın diye çabalıyordu. Türker bunu daha önceden düşünemediği için kendisine kızdı. Naz'ın doğum günü Nilüfer'in ablasının ölüm günüydü. Ahh Nilüfer! Neden kendi içinde halletmeye çalışıyordu, bu durumu?

Nilüfer ise iki gündür, ne yerde ne gökteydi. Naz'ın doğum günü ve ablasının ölüm günü gelmişti. Bir yıl nasıl da çabuk geçmişti. Geçen yıl bu zamanlar çaresizce bekliyorlardı. Bir umut belki ablası hayata döner diye ama olmamıştı, o gözlerini yummuştu ama dünyalar güzeli Naz gözlerini açmıştı. Şimdi ne yapması gerektiğini bilmiyordu; Naz'a doğum günü kutlaması yapmalı miydi? Yoksa tüm gün yas mi tutmalıydı? Sonunda dayanamayıp soluğu anne ve babasının yanında aldı. Cihan da evdeydi.

İyi Ki Geldin!Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin