"Hadi ama dostum, eğlenmeye gidiyoruz bu kadar büyütmenin bir sebebi yok." dedikten sonra seslice nefesini dışarı verip devam etti, "Emma ile ilgili planlarım var. Ona sizi ikna edeceğime söz verdim."

"İkinizin ne haltlar yiyeceği beni bir şebeğe dönüştürmeniz anlamına gelmiyor. Bana bir şart vereceksin yoksa gelmiyorum."

Bu sefer Tony bir kaç dakikalığına düşünmüştü. Ardından istediği zaman Scorpis ne isterse bunu yerine getireceğine dair bir yemin ettikten sonra aralarında Emma konusuyla ilgili bir tartışma geçmişti, neden Tony'nin bu işe izin verdiği gibi. Amacı ortadaydı, kızı etkileme peşindeydi. Ne kadar inkar etse de biliyorlardı.

****

Gitme zamanı geldiğinde hepsi dışarıda toplanmıştı ve hava serindi. Scorpius'un resmen sadece kıçı örtülüydü ve bu üşümesine sebep oluyordu. Elindeki sopayı birinin kafasına geçirmemek için kendini tutuyordu. Bu turuncu şeyin içindeyden gözünün altındaki morluk emindi ki inanılmaz derecede komik duruyordu!

Beyaz elbisesi ve topuz yapılmış turuncu saçlarıyla Emma, onun yanında Scorpius'un belinde takılı olan kemikten atkuyruğu yapılmış ve saçına tutuşturulmuş bir Weasley kızı ve mavilerle süslenmiş bir Nora onlara doğru yaklaşırlarken Scorpius her birinin donduğunu görebiliyordu. Rosalie Weasley'in bacaklarıdan gözlerini alabildiği zaman "En azından sadece kıçınız kapalı değil!" diyerek onları azarlayacaktı.

Emma elindeki beyaz çantayı Scorpius'un suratına tutarak "Kızımın bacaklarından gözlerini uzak tut, Bamm-Bamm Moloztaş!" dediği zaman Tony'nin güldüğünü duyabiliyordu.

"Demek ismim bu, öyle mi? Muggle çizgifilmleri izlemiyorum, Bayan Sahte Turuncu ve bunun bir çizgifilm olduğunu salak Tony'den öğrendiğimi itiraf etmekten çekinmeyeceğim." derken, kız çantasından bir şeyler çıkarmış ve Scorpius'un morluğunu kapayacağını söylerek suratına bir şeyler sürmeye başlamıştı.

Profesörler ikili gruplara ayrılacaklarını söylediklerinde Scorpius'un eşi -o günlük ismi ile- "Çakıl" olmuştu, sizin diyeceğiniz şekilde "Rose" idi. Ağır adımlarla ve aralıklı sıralar halinde yürürlerken kız aynı zamanda ellerini kollarına sürterek ısınmaya çalışıyordu.

Gülümseyerek kıza döndü ve "Ceketimi vermemi ister misin?" diye sordu.

Kız kıkırdarken "Dalga geçme, Malfoy. Sahiden donuyorum! Sen hiç üşümüyor musun? Akşamın bir vakti havanın soğuk olması normal. Ah, bu kıza uymanın cezasını çektiğimize yemin edebilirim. Taş Devri'ni kim izliyor ki artık?! Pekala ben çocukluğumda--" deyip bir an duraksadı. Tekrar dönüp "Sen üşümüyor musun, Mafoy?" diye sorduğu zaman Scorpius dudak büzüp kaşlarını çatarak başını sağa-sola sallamıştı. Ne yani üşüdüğünü mü söyleyecekti bir de? Öyle olacağını düşündüyseniz eğer Merlin'in ayak tırnakları adına, mantıklı olun. Onu sinirlendirecekti. Ne kadar çok önceki gün Nora di Antonio denen aptal kız onu sinirlendirmiş olsa da yanındaki kız o gün kendi sinirlenmeleriyle onu eğlendirecekti, bunu yapmak zorundaydı.

Kızın ayaklarından başlayıp tamamen onu süzdükten sonra "Enerjini konuşmaktan başka şeylere verebileceksen seni ısıtmanın yolunu gayet iyi biliyorum, Weasley." dedi çarpık gülümsemesiyle.

Başka bir yöne bakmaya çalışırken kızardığını ne turuncu saçları, ne de etraftaki değişik renklerde olan ışıklandırmalar gizleyemiyordu. Tüm gece bu kızla olursa eğlenebilirdi belkide. Bir kızı utandırarak ya da kızdırarak eğlenmesi bazı kişilere belki tuhaf gelebilirdi ama son zamanlarda keyiflenmek gibi bir şeye ihtiyacı vardı. Neden başka birinin yanına gitmediğini aslında o da bilmiyordu. Bilmem kaç yüz tane cadı vardı ama Scorpius yanındaki cadıyla takılmak istiyordu. En azından Nora'yı gördükleri zaman rahat bir şekilde göndermesini isteyebilirdi. Kimseden çekindiğinden değil ama Albus'un kuzeninden bunu istemek sanki daha kolay oluyordu.

Son VarisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin