~9 BÖLÜM~

23.1K 1.7K 311
                                    

 Keyifli okumalar....

Karen üstün değiştiğinde onun elinden tutup yemek salonuna götürdüm. Sandalyelerimize otururken salonun kapıları büyük bir gürültüyle açıldı.

Ablam Reyan sinirle babama yaklaştı ve bağırarak "Nasıl şu piçi veliaht yaparsın?" diye parmağıyla beni gösterdi. Artık bu aşağılamalarına alışmıştım. Sesimi çıkarmadım ve babamın bir şey söylemesini bekledim. Ama babam bana bakıp sonra gözlerini benden kaçırdı.

Karen hızla elini benden çekip Reyan'ın açıkta kalan tenine dokundu ve Reyan bir kaç saniye içinde yere yığıldı. Karen elini beline koyarak "Sen kim oluyorsun da benim kocama piç diyorsun?" diye tısladı.

Gülmek istiyordum. Gerçekten kahkaha atarak gülmek. İlk kez biri beni bu durumdan kurtarmak için çabalıyordu.
Kraliçe bağırarak kızının yanına koşarken, bende Karen'in kolundan tutarak kendime çektim.

Gözlerindeki siniri görünce, çok duygulandım. Annemden sonra ilk kez biri benim için bu kadar çaba gösterdi. Kendimi hemen toplayıp, üzgün bakışlarımı yüzümden sildim. Sevinecektim.

Reyan kafasını kaldırıp bana ve Karen'e sinirle bakınca ben ona "Reyan karımı sinirlendirmek istemezsin. O bir peri kızı." dedim gülümseyerek. İçimde zafer kazanmışcasına bir mutluluk vardı.

Kraliçe bağırarak "Dean, Reyan'ı buradan götür!" dedi. Ve ayağa kalkarak onların salondan çıkmasını bekledi. Kapılar kapandığında Karen'e bakarak "Sen haddini bil!" dedi. Karen bana baktı önce sonra Kraliçeye bakarak "Asıl o haddini bilsin. Karşısında geleceğin Kral'ı ve Kraliçe'si var!" dedi. Hatta her harfine basarak söylemişti.

Kraliçenin sinirden gözleri parlarken Kralın koluna girerek "Yemek bitmiştir!" dedi ve salondan çıktılar.

Karen'in anlatımından...

Fazla sinirlendim ve yapacağımı yaptım. Ama Carl hiç sinirli gibi gözükmüyordu. E o zaman iyi yaptım. Hatta biraz daha kötü kız olsaydım, şimdiden yaparlardı bizi kral ve kraliçe. Ben biraz daha kötü kız olmaya devam edeyim.

Carl çok sakin biri. Bir tek bana sinirlenmeyi biliyor. Ama başkasınında onu ve beni aşağılamasına izin vermem. Ben kimim? Ben deniz kızıyım aynı zamanda peri kızıyım. Gerçek deniz kızı, sahte peri kızı. Ne güzel.

Umarım yalanımız ortaya çıkmaz. Çıkarsa beni kaç parçaya ayıracaklarını düşünemiyorum. Kan kalmaz ya bedenimde. Kemiklerim kalır benim. Etimi de yerler bunlar..

Ama şimdi sofraya bakıyorum da çok güzel gözüküyor. Karnım acıktı. Cadı kraliçe 'yemek bitmiştir' dese de ben açım. Carl'a bakıp "Ben açım. Yemek yiyelim mi?" dedim.

Bir sofraya bir de bana bakıp "Olur bende acıktım. "dedi. Ne güzel işte. Sandalyeyi benim için kendine çekip, oturmamı bekledi. Oturduktan sonra kendi de yanıma gelip oturdu.

Yemeklerden alarak hem benim tabağıma, hemde kendi tabağına biraz koydu. "Bu yemeklere bayılırım." diye mırıldandı.
Bende yemek yemeye başlarken "Vampirler sadece kan içmez miydi?" dedim merakla.

"Genelde öyle ama ben sadece vampir değilim." dedi. Ah şu yemekler cidden çok lezzetli. Carl'ın bana baktığını hissettiğimde kafamı kaldırdım ve ona baktım.

"Çatal bıçak kullansana." dedi şu garip, küçük, metal şeyleri göstererek. Elimdekileri ağzıma tıkıp "Parmaklarım varken neden onları kullanayım?" dedikten sonra yemeğime devam ettim.

Bol bol yemek istiyorum. Çok lezzetliler. Hatta sofradaki her şeyi yeyip bitirmek istiyorum. Ama Carl elimden tutarak "Midende yer bırak. Sana çok güzel bir şey vereceğim." dedi. Bende tabağımdakileri hızla bitirip "tamam" dedim.

Hala midemde yer var. Carl'da tabağındakileri yedikten sonra ayağa kalktı ve küçük masadan iki tabak getirdi. Yanıma oturup "Bunu dene." Dedi kendisi de tabağında ki garip şeyi yemeye başladı. Ama metal, küçük şeyle yiyordu. Bende tabağımın yanında ki metali alıp, tabağımda ki garip şeye daldırdım ve ağzıma götürdüm.

Vay, bu hayatımda yediğim en güzel şeydi. "Bu ne?" dedim merakla. "O mu? Tatlı." dedi ve gülümseyerek tatlısını yedi. İkimizde aynı anda bitirmiştik. Ama canım yine çekiyordu.

"Yine istiyorum!" dedim ona bakarak. O da küçük masaya bakıp "Bende istiyorum. Hadi gel yiyelim." diyip gülümsedi. Çok yakışıklı gözüküyordu. Onu bile yiyebilirim şu an ama ben tatlıya bakayım bir. Başımı salladığımda ikimizde metal olan ismini yeni öğrendiğim küçük kaşığı alıp küçük masaya ilerledik.

Kapağı kaldırdığımızda bolca tatlı olduğunu gördük. Carl küçük masanın yanına iki tane sandalye getirdi hızla ve orada oturup yemeye başladık. Bittiğinde arkamıza yaslandık ve bir birimize bakıp sırıttık.

Şimdi doymuştum. Artık bir şey yiyecek yerim yoktu. Ayağa kalkıp beni de elimden tutarak kaldırdı. "Hadi artık odamıza gidelim!" dedi gülümseyerek.

Vay odamıza dedi. Yüzümde hemen bir gülümseme yer aldı ve ayağa kalkıp salondan çıktık. Çıkarken Dean'ın kapıya çok yakın olduğunu gördük. Demek ki Carl bunu gördüğünden bana 'odamıza gidelim' dedi.

"Uyumaya mı gidiyorsunuz kardeşim?" dedi arsız arsız. Pislik ya. Hiç sevmiyorum bunu. "Evet abi. İyi geceler." diyip uzatmadan yanından ayrıldık ama arkanızdan baktığını hissedebiliyordum.

Odanın kapısına geldiğimizde ben kapıyı açtım ve içeri girdiğimde Carl elimden tutup beni kendine çekti. "İzin veriyor musun içeri girebilmem için?" dedi. Ah gerçekten büyü vardı odada.

"Tabi gel." dedim ve birlikte içeri geçip kapıyı kapadık. Ben banyoya girip küveti doldururken, Carl içeri girdi ve "Sen biraz bekle ben banyo yapacağım." dedi. Bende dışarı çıkıp beklemeye başladım.

O banyosunu yaparken bende onun yatağında uzanmıştım. Çok rahattı burası. Bende böyle bir yerde uyumak istiyorum ama olmaz.

Ben bunları düşünürken Carl banyodan çıktı. Ne yalan söyleyeyim çok güzel gözüküyordu. Ona bakakalmıştım tabi bana bakıp sırıtınca hemen banyoya yürüdüm.

Küvet doluydu. Bende üstümdeki elbiseyi çıkarıp, küvete girdim. Bu yer hiç rahat değildi ya. Bende yatak istiyorum. Ama mecburum burada yatacağım.

Gözlerimi kapattım ve uykuya daldım. Birinin bana dokunmasıyla, pardon boğazıma yapışıp beni boğmasıyla gözlerimi hızla açtım. Zorlukla nefes alırken karşımdakinin Reyan olduğunu gördüm...

Vampir ve Deniz KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin