-1939- KAN DAVASI

166 10 5
                                    

Ani kaybımız. Uzak yakın tüm insanların evimize doluşmaşı. Garip bir koku ÖLÜM kokusu... İnsanların yetim kalan evlatlara acıyan bakışları...
Beyaz kefeninde BABAM...
Öpmeye doyamadığım yüzü daha da nurlanmış. Son öpücüklerimi kondururken yüzüne okşadığım bir tutam saçı düştü alnına. Son hazırlıklarını kendi yapmış gibiydi o gece traş olmuş, her daim misvaklı dişlerini fırçalamış, saçlarını tarayıp koku sürmüştü tertemiz ve bakımlıydı. Herzaman temiz yüzü parlak alnı evlatlarının göz yaşlarıyla birkez daha yıkanmıştı. Bedeni soğukta olsa son kez ısıtmıştı yüreğimi. Güneşim diye severdi beni aslında benim güneşim de babamdı. Ve onun ölümüyle battı o güneş.
Bir kız kaçırma meselesiydi aslında gençler erdiler muratlarına ama dururmu töre, susar mı diller, yıllar boyu sürdü gitti,bitmek bilmedi. Sükut bulup azalacağına iyice arttı,çoğaldı,alevlendi. Her aileden her sülaleden kan aktı. Son kan babamın kanıydı. Sonra sözler verildi. Kanı kan temizlemez dendi yıllar sonra. Gizli gizli sızım sızım akan bir kana karar verildi. Babasının güneşini töre katillerine gelin ettiler. Paşa ve ben iki zıt kutup, sevgisiz iki kalp. Kanlı elleri temizleme ümidiyle verilen sözün kurbanları. Düğünümde herşey sıradan ve normal gözüksede her kız gibi evlenmiş olsamda. Nefretim bağrımı parçalıyordu. Ofkem her anıma hakimdi. Babamın katiliyle evleniyor olmak midemi bulandırıyordu. Ve ben onun kirli ellerini temizlemek adına akan son kandım.Bedeni olmasada yüreği her daim kana bulanacak olan olan son kurban. Babamın acısı icimde köz iken vicdansız dillerin esaretine düşmek her acının üstesinden geliyordu. Verilen rolü eksiksiz oynamak icin zorlanıyor olmak gücümü tüketiyordu. Sıra kardeşime gelmesin diye bende kurban ettim bedenimi. Gelin ettim katillere. Ruhuma hic bir zaman dokunamayacak olsalarda rolümü oynama zamanıydı.

YETİMOĞLUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin