Final

8.4K 769 315
                                    

Telefona daha çok sarıldım ve yorgun sesim ile bir şeyler sormaya çalıştım. "Hangi okul?"

"Gazetecilik bölümünü kazandım. Calum ile aynı üniversiteye gideceğim."

Gülümsedim. "Vay canına Cass. Bu oldukça iyi."

"Biliyorum!" Dedi heyecan içeren bir sesle. Birden sessizlik oldu. Metal telefonu kulağıma daha çok yapıştırırken, özledim.

"Her şey yolunda mı?"

"Evet," hayır değil. Tedavi süreçleri beni deli ediyor. Dışarı çıkmak için saniye sayıyorum. Deliriyorum, ağlamak istiyorum. "Sadece alışmak zaman alıyor."

"Üç ay bitti Flora. Sadece üç ay kaldı."

Üç ay boyunca ailemi görmedim. Kimseyi görmedim. Çünkü görmek istemiyordum. Bütün organlarımın iflas ettiğini kendi gözlerimle görüyordum ve başrollük oynadığım filmi kendim görmek istiyordum. Beni bu halde kimsenin görmesini istemiyordum. "Bili-"

Boğuk sesimi ele vermemek için telefonu yüzümden uzaklaştım. İçimdeki duygular, ben düşünmeden hareket ediyordu. Boğazıma kadar gelen ağlama isteğini nefes alarak durdurmaya çalıştım. Derin bir nefes alıp tekrar telefonu yanağıma yaklaştırdım. "Biliyorum."

Cassandra üzgün bir şekilde konuştu. "İzin ver seni görelim."

"Hayır." dedim kesin bir sesle. Cassandra sert bir nefes verdi.

"Neden böyle yapıyorsun?"

Çünkü eğer beni bu halde görürseniz üzüleceğinizi biliyorum. Konuşurken bazen dalıyordum. Buraya yatırılmaktan büyük acı çektiğimi düşüneceksiniz. Ben ne söylersem söyleyim, kendi düşüncelerinizi oluşturacaksınız. "İstemiyorum."

Cassandra hoşnutsuz bir ses çıkartmasından sonra yeniden konuştum. "Ashton nasıl?"

"Kötü. Çünkü senin onu görmek istemediğini düşünüyor. Flora, çocuk kaç kere hastahaneye geldi ve sen onu kapıdan çevirdin. Bırak seni görsün."

Sinirle bağırdım. "Hayır dedim Cassandra!"

İlk kez Cassandra'ya bu kadar keain çıkışmıştım. Saniyesinde pişman oldum. Yutkundum ve telefona daha çok sarıldım. "Özür dilerim Cassandra."

Üzülmüş bir ses çıkarttı. "Tamam, önemli değil. Kararlarına saygı duymalıydım."

Konuyu değiştirmek için soru yönelttim. "Calum ile nasıl gidiyor?"

Cassandra bunu anlamış olmalı ki konuyu değiştirmeme izin verdi. "Güzel gidiyor. Hatta geçen gün beraber pikniğe gittik."

Gülerek bir ayağımı öne uzattım. "Piknik mi? Aynı Calum Hood'tan mı bahsediyoruz?"

Cassandra kahkaha attı. "Görmen lazım Flora, etrafta kimse yokken ılımlı biri oluyor."

Onları birbirlerine zeytin uzatırken düşündüm ve bu fikrime beynimde hızlıca son verdim. "Düşünmek beni korkuttu."

Cassandra'nın şen kahkahasını duyduğumda biraz daha mutlu oldum. Cassandra kısa bir sessizlikten sonra yeniden konuştu. "Seni özledim Flora."

Aldığım tedavi yüzünden ruh sağlığım yerinde değildi. Gülmem gereken yerde ağlıyor, ağlamam gereken yerde gülüyordum ama bunda bir damla gözyaşının akmasına izin verdim. En zor olanı belki de, en yakın arkadaşını görememikti. Cassandra ile okulda nasıl özgüvenli dolaştığımız aklıma geldi. Gülerek kışturduğumuz zamanlar, baloya beraber hazırlanırken ona makyaj yapmam ve daha fazlası.

P.S: FloraHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin