Düzenleme: 22/06/2017
Herkese Merhaba, bölümleri takip ediyorsanız ve beğeniyorsanız lütfen bunu yıldız işaretine basarak yansıtır mısınız? Şimdiden teşekkür ederim.
Keyifli okumalar dilerim.
***
O akşamın üstünden tam bir hafta geçmişti. Begüm'le Azat gece boyu konuşmadan o günü sonlandırdıktan bir kere daha saniyelik karşılaşmışlar sonra bir daha hiç karşılaşmamışlardı. Annenler birbirine gidip geliyorlardı görüşüyorlardı ama Begüm Azat'la karşılaşmamak için evlerine bir daha hiç gitmemişti. Azat'ında bu sıralar canı burnunda olduğundan Begüm'ü düşünecek halde bile değildi. Genç kızı görse de onunla uğraşacak enerjisi yoktu. Babasıyla iş konusu bir yana başka konularda da gerginlerdi.
***
"Begüm yok mu Serpil abla? Keşke oda gelseydi."
Sabah kahvesine Meliha hanım tarafından davet edilen Serpi k hanım bir haftadır hemen hemen her gün bir araya geldikleri arkadaşına ve Leyla'ya gülümsedi.
"Yok canım, Begüm bugün öğretmenlik için burada gönüllü ya da stajyerlik yapabileceği bir yer var mı diye kurumlara gidip görüşecek."
"Nereye gidecek ki yabancısı buraların? Keşke bize söyleseydi yardımcılardan biri istediği yere araba ile götürüp getirirdi."
"Bilemedik canım çok sağ ol da, Begüm biraz böyle konularda ince düşünür kimseye rahatsızlık vermek istemez, rahat edemez."
Meliha hanım gülümsedi. Begüm'ün hal ve hareketlerini pek beğeniyordu. Lafa girme ihtiyacı hissetti.
"Aşk olsun biz yabancı mıyız? Bak şurada iç içeyiz birbirimize destek olmalıyız darılırım valla."
Meliha hanım tüm samimiyetiyle konuşurken Leyla, elini çenesine koyup düşünceli gözlerle konuşulanları dinledi. Begüm'e yardımcı olmak lazımdı kız buraların yabancısıydı.
"Melihacım orası öyle tabi. Kısa zamanda nasıl güzel kaynaştık ama Begüm işte, o şimdi söyletmez böyle şeyleri."
"Maşallah kızıma...Nasıl kibar yetiştirmişsin Serpil haza hanımefendi. Bu devirde nerede kaldı oturmasını kalkmasını bilen genç kızlar/ Şimdikilerin aklı beş karış havada çarşıda görüyorum genç kızları saygı falan yok. Elbette hala içlerinde saygısını koruyanda vardır ama genelde böyle arkadaşım. Dur bakıyım ben bir Bekir'e danışıyım akşam, Begüm'e uygun bir yer buluruz biz. Öyle kız başına gidip sapa bir yerde çalışmasın ortalık kötü canım."
Korumacı bir edayla konuşan Meliha hanım biraz kızmıştı. Karaaslan'lardan yardım almak varken neden çekinmişti şimdi bu cici kızı. Allah korusun kötü kapılara denk gelse boylu boslu ay parçası gibi kızdı. Etrafta çiğ süt emmişler elbet vardı buna müsade edemezdi.
Leyla, kayınvalidesinin söylediklerini onaylarken gözü merdivenlerden uyuşuk adımlarla inen kayınbiraderine takıldı. Azat, birkaç gündür olduğu gibi yine geç saatlere kadar Cemal'le vakit geçirmiş iki arkadaş içmişlerdi. Gece geç yatınca da haliyle sabah uyanamadığından Bekir Bey küplere binmiş "bırakın gelmesin, bugün gözüm görmesin onu." deyip kapıyı çarparak çıkmıştı evden. Bazı günler şirkette uzun saatler çalışıyordu Azat sonra soluğu Cemal'le dışarıda alıyordu çünkü bu sıralar fena halde bulanmıştı.
"Günaydın Azat."
"Günaydın yenge."
Saattin on olmasına rağmen hala ayılamamıştı. Annesinin kızgın bakan gözlerine aldırış etmeden Serpil hanıma başıyla selam verdi.
