-3-

9.4K 378 45
                                    

Başımda çalan mehter marşıyla gözlerimi araladım. Karşımda sırıtan ikizimi görmeyi beklemiyordum. Elime gelen ilk şeyi fırlattım. Sanırım bu bir cam bardaktı. Cam bardağın kırılma sesiyle yerimden hızlıca doğruldum.

" Ah ! " dedi Uzay başını tutarak. Kanlar bağımsızlığını ilan etmiş akıyordu. Yorganı kenara atıp koşarak Uzay'ın yanına gittim. Başını ellerimin arasına alıp kontrol ettim. Alnının biraz yukarısı kanıyordu. Küçük bir yarık oluşmuştu. Lanet reflekslerim !

Annemle babamın yardım etmesi için küçük çaplı bir çığlık kopardım. Fazla dolu olmayan odamın içinde sesim yankı yapıp tekrar bana ulaştı. Kalbim yerinden çıkarcasına atıyordu. Sanki biri avucunda sıkıyormuş gibi hissediyordum. Panikle ikizimin boynuna sarıldım. Gözümden bir damla yaş Uzay'ın omzuna düştü.

" Özür dilerim. İsteyerek olmadı. " dedim sesimin titremesine aldırmayarak. Tekrar " Özür dilerim. " diye fısıldadım. Saçlarımı okşadı sonra ise omuzlarımdan hafif itti.

" Sorun değil ikizim. Sanırım küçük bir yara acımıyor. " dedi eli hala başındayken. Ağzından küçük bir inleme kaçtı. Acıyordu işte !

" Anne ! " diye seslendim ama geri cevap yoktu.

" Baba ! " diye bağırdım tekrar şansımı deneyerek. Cevap gelmiyordu. Uzayı ellerinden tutarak kaldırdım.

" Kalk hastaneye gidiyoruz. " dedim itiraz etmesini beklemeden.

" Esra ! Gel buraya ! " diye Esraya seslendim. Koşar adım sesleri gelince yüzümde hafif bir gülümseme oluştu. Esra gelince Uzayı ona emanet edip üzerimi değiştirdim. Koşar adımlarla bahçeye indim.

" Ahmet amca hadi biraz daha hızlı lütfen. " dedim şöförümüze. Ahmet amca Uzay'ın başının durumunu tartarcasına baktı.

" Kızım bunda bir şey yok bir ilaç sürüp bant yapıştırsak iyidir. Tedbir amaçlı yinede gidin kızım. " dedi gülümseyerek. Bende gülümseyip cama döndüm. Kısa bir süre içinde gelmiştik. Arabadan inip hastaneye doğru gittik. Uzayın kolunun sağ kolunda ben diğerinde ise Esra vardı. Niye bu kadar büyüttüğümü anlamıyordum. İkizim olduğu için çok değer veriyordum.

Esra bizden ayrılıp hemşire çağırmaya gitmişti. Hastanenin kokusu beni boğuyordu. Acaba kaç kişi öldü buralarda ? Kaç ölü geçti bu ayak bastığım yerlerden ? Bu düşüncelerle tüylerim diken diken oldu. Hastanede ölmek yerine evimde ölmeyi tercih ederdim her zaman.

İleriden gelen beyaz önlüklü kumral saçlı bir kadın geliyordu. Sanırım hemşireydi.

" Merhaba. Ben hemşire Seçil Aydın. Hasta kimdi ? " diye hepimize baktı. Belli olmuyormuydu ? İkizimin başı kanıyordu ! Uzayı kollarından tutarak öne çıkardım.

" İkizim Uzay. Başı kanıyor. " dediğimde hemşire hafif güldü.

" Tabi hemen bir bakalım. Gel burdan Uzay. " diyip önden gitmeye başladı. Uzayda bize büyük bir sırıtış atıp hemşirenin peşinden gitti. Pislik ! Esraya dönüp baktım. Tırnaklarını yiyordu. Eline hafif vurup tırnağını yemesini engelledim.

" Sen Uzayı bekle. Ben holdinge gideceğim. " diyip çalan telefonumu cebimden çıkardım. Bilmediğim bir numara arıyordu. Telefonu açıp kulağıma götürdüm.

" Efendim ? " dedim sorarcasına.

" İşe ne zaman gelmeyi düşünüyorsun ? " diye sorunca bir erkek sesi Bora olduğunu anladım.

" Geleceğim. Bir kaç işim vardı. " diyip cevap vermesine fırsat vermeyi telefonu kapattım. Hastaneden çıkıp caddede durdum. Bir taksiyi durdurup bindim. Adam bana sorarcasına bakınca " Soy-Ar holdinge lütfen. " diyip arkama yaslandım. Camı sonuna kadar açtım. Rüzgarın etkisiyle saçlarım uçuşuyor, yüzüme çarpıyordu. Bu mükemmel havaya müzikte eşlik ediyordu. Gözlerimi kapatıp müziğin yavaş ritmine kendimi bıraktım.

" Geldik bayan. " diyen taksicinin sesiyle gözlerimi araladım.

" İyi günler. " diyip indim taksiden. Karşıma kocaman Soy - Ar binası çıktı. Gerçekten çok büyüktü. Dönen kapıdan içeri girip asansöre bindim. İçimi saran asansör korkusuyla tüylerim diken diken olmuştu. Gözlerimi kapayıp demire sıkı sıkı yapıştım ' Tink ' sesiyle gözlerimi açıp sıktığım demiri bıraktım. Elime kan gitmemesinden bem beyaz olmuştu. Elimi bir kaç kere sıkıp açtıktan sonra tekrar eskiye dönmüştü. Bora Aras yazan kapıyı iki kere tıklatıp içeri girdim.

Sarı çiyan Boranın masasına eğilmiş göğüslerini göstermeye çalışıyor. Borada hiç oralı olmayıp dosyalarla ilgileniyordu. Gözlerimin dolmasına aldırmadan geri çıktım ve koridorda ilerledim.

Göreceksin Bora Aras ! Bir gün benim olacaksın !

✖ Küçük Sekreter ✖Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin