Benden ayrıldıktan sonra, benim ne yapacağımı bilemez halime zıt bir şekilde geçip yatağıma oturdu. Gergin olduğunu sanmıyordum ama gözlerini odada gezdiriyordu.
"Odan güzelmiş. " Nezaketen söylenen bir yalan daha. Ardında ki gerçekliği görebiliyordum, beklediğinden daha iyi olduğunu söylemeye çalışıyordu. Normalde karşımda başka biri olsa dediğini çok iyi anladığımı söylerdim ama karşımda Haze vardı. Benim Haze'im sözlerine karışılmasını pek sevmezdi. Yanlış bir şey yapmadığını düşünen bencil biri olduğu için değil, yanlışlarından pişman olmayı sevmediği için. Bende onun pişman olmasını sevmiyordum, kim severdi ki insanları pişman etmeyi?
"Ne yapmayı planlıyorsun? " diye sordum çünkü bir cevaba ihtiyacım vardı. Niye buradaydı, niye benim yanımdaydı? Bunları öğrenmem gerekiyordu.
Gözlerimin içine baktı. Bir süre düşündü belki de niye burada olduğunu. Bundan sonra ne yapacağını düşündü. Verecek bir cevabı olamamasını isterdim. Senin için buradayım, cümlesinin itiraf sayılmamasını isterdim.
"Seni merak ettim. "
Yüzümde küçük bir gülümseme oluştu. Beni merak etmiş..
"İyiyim.. Gördüğün gibi. İstersen gidebilirsin." Dudağımı dişleyerek cevabını bekledim. Gitmesini hiç istemiyordum ama burada zorla durmamalıydı.
Bana baktı ve bir yalanını yakalamışım gibi güldü. "Tamam.. Seni merak ettiğim için gelmedim. Bir yere götürecektim seni. "
Gitmeye çok istekli olduğumu belli etmemek için bir süre düşünür gibi yaptım ve sonra kafamı sallayarak onay verdim. Bak seni merak etmemiş, diye mırıldanan sesi duymazdan geldim ve gülümsemeye çalıştım. En azından buradaydı.
"Aslında gideceğimiz yerden pek hoşlanmayabilirsin. Böyle bir yerde yaşadığını biliyordum...Ve sen benim arkadaşımsın. Bu yüzden sana yardımcı olmak istedim. Bir gün bana müzik ile ilgilendiğini söylemiştin. Eğer kendini o alanda geliştirirsen bizim okuldan burs almanı sağlayabilirim. Yani müdür babamın arkadaşı." Bana heyecanlı gözlerle bakıyordu. Evet mi demeliydim? Olumsuz cevap aldığında gözlerindeki ışığın sönmesini istemiyordum ama müzik...Evet, müzik ile ilgileniyordum. Önceki hayatımda gitar çalıyordum ve arkadaşlarım sesimin de şarkı söylemek için uygun olduğunu söylüyordu. Ama ben hayatımı düzene sokmak için müziği kullanabilir miydim?
Hayır diyecektim. Müziği bu berbat hayatıma katmaya hiç niyetim yoktu.
"Üzgünüm ben-" diye saçma bir cevap verecekken elimi ellerinin arasına alıp "Lütfen biraz düşün. Buraları hak etmiyorsun. " dedi. Elimi çekmemem gerekirdi. Sıcaklığı kalbime kadar ulaşan ellerinden kurtulmak için elimi kendime çekmemem gerekirdi. Ama o an öyle bir şey hissettim ki, hiç yapmamam gereken bir şey yaptım ve elimi ellerinden kurtardım. Bana şaşkın gözlerle bakarken kaşlarım çatıldı hafiften. Benim Haze'im değildi ki o...Haze bana asla yalvarmazdı. Ellerimi böyle tutmazdı, bu kadar yumuşak konuşmazdı. Haze...Böyle değildi ki. Karşımda duran kız belki bir rüyanın parçasıydı, belki tamamen bir saçmalığın ürünüydü.
"Sen beni ne kadar tanıyorsun ki?" diye soruverdim birden. Karşımdakinin benim Haze'imin aynısı olduğunu unuttum bir an. O olmasa da, ona benzeyen birine nasıl ters davranırdım?
Karşımdaki Haze birden tepkime şaşırmış gibi bir adım geriledi."Ne..? Jimin..."
"Ne kadar tanıyorsun ki bunları hak etmediğimi söylüyorsun bana? Belki ben öyle bir pisliğim ki yetim olmayı ve yalnız olmayı hak ediyorum. " Bu benim için sınırların yok olduğu andı.Karşımdaki Haze olsa dahi sınırlar şu an yoktu.Sinirlendiğim şey şuydu aslında, burayı hak etmeyen tek insan ben miydim?
"Jimin biz kaç yıldır arkadaşız ve seni tanıyorum." dedi hala tepkime bir anlam veremeyen bir sesle.
"Hayır, tanımıyorsun. Annemin ismi ne? Nasıl öldüler? Ben kaç yıldan beri yetimhanedeyim? Arkadaşlarım nerede? Ben bile bunların cevabını bilemezken sen nasıl bilebilirsin? " diye bağırdım en sonunda. Yabancı bir yerde olduğumu birilerinin bilmesi gerekiyordu. Ben yalnız olmamalıydım. Haze'i, arkadaşlarımı, ailemi, okulumu ve evimi geri istiyordum.
Ama ona daha fazla bağırmak istemiyordum. Bu yüzden kapıya doğru yöneldim. Odadan çıkacakken eski Haze'ime benzeyen o sesini duydum.
"Annenin ismi Park Min hee. Ailen bir trafik kazasında öldü. 5 yaşından beri buradasın, Jimin. Seni tanıyorum. Şuan bu cevabıma karşı ne diyeceğini bilecek kadar iyi tanıyorum. Ama biliyor musun...ilk defa neyden bahsettiğini bilmiyorum. İlk defa seni anlayamıyorum. " Ben bile bilemezken bir yabancının hayatımı bana anlatması ne kadar da ironikti?
"O zaman neden yalnız hissediyorum?" diye sordum. Beni tanıyordu ve yanımda değildi. Ama neden?
"Yalnız değilsin ve bunu görmemek için inatlaşıyorsun resmen. Yalnız olmadığını, bazı insanlardan daha iyi bir hayata sahip olduğunu anlaman için bunu benim mi söylemem gerekiyor? Senden nefret eden kaç insan sayabilirsin bana? Abimi diyorsan o senden nefret etmiyor, hatta bu fikri bana veren de oydu. Ve tamam, eğer illa yalnız olduğunu düşüneceksen benim burada olduğumun farkına var. Sevmediğim birinin yanına niye geleyim? " Arkamı dönmedim. Haze'imin sesini, yüzünü görüp umutlanmak istemiyordum çünkü o yoktu. Karşımda ki insan ise bir nevi çakma Haze idi. Asla o olamayacaktı ve ben bununla kahrolacaktım. Eski hayatım nereye gitmişti, neden buradaydım bunların cevabını bir gün elbette bulacaktım. Ama bulduğumda Haze geri gelecek miydi? Ailem, arkadaşlarım, okulum, evim geri gelecek miydi? Ya birine anlatsam, istediğim hayat yeniden benim olacak mıydı?
Reenkarnasyon yüzünden olabilirdi ama ben önceki hayatımı hatırlıyordum ve bir anda 16 yaşında yeniden canlanamazdım ki. Bize öyle öğretilmemişti, öyle olduğuna inanmıyorduk. Düşüncelerimi kesip arkamı dönmeden Daisy'e konuştum. "Özür dilerim ama seninle gelemem. Müzik..olmaz."
Belki saçma bulacaktınız ama gerçekten müziği hayatımı düzeltebilmek için kullanmayacaktım. Müzik önceki hayatımda kalan şeylerden biri olarak kalacaktı.
"Emin misin?" diye sordu sessiz bir şekilde. Sesi o kadar çok aynıydı ki Haze ile onu sarsıp nerede olduğunu sormak istiyordum. Sesi buradaydı, peki o neredeydi? Kafamı salladım ve "Sanırım kendin gidebilirsin." dedim. Bu kadar kaba davranmak istemezdim ama ona bu kadar benzemesi canımı sıkıyordu. Hala kapının önünde dikiliyordum, o da çıkmak için yanımdan geçerken elimi tuttu ve her ne kadar istemesem de gözlerimin içine baktı.
"Bir sorun var gibi görünüyor ama anlatmak istemeyeceksin büyük ihtimalle. Ama ben buradayım, tamam mı? İstediğin zaman istediğin şeyi anlatabilirsin." dedi güven verici bir sesle.
O kapıdan çıkıp giderken düşündüğüm tek bir şey vardı; Ben sana gerçek olmadığını nasıl anlatabilirdim?
-

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Another Life|| BTS ✔
FanfictionÖldüğümde, yeniden doğmayı bekliyordum. Bir hayatın içine bodoslama dalmayı değil. İki farklı evrenin, iki farklı insanın hikayesi. ° ->@JungDaisy Kapak: @JungDaisy #Tüm Hakları Saklıdır.# Başlangıç: 15 Aralık 2015 Bitiş: 13 Mayıs 2018