Untitled Part 4

36 3 0
                                        

vote ve yorumlarınızı üzerimden eksik etmeyin..

Hoca sonunda geldi ve herkes yerine geçmeye başladı.Yağmur'un geldiğini görünce tabii ben hiç durur muyum? Durmam! Tam yanımdan geçerken ayağına bir çelme taktım ve BAAM!! Yere düştü mal.sjdsggfs

Herkesin gülme sesi havada uçuşurken Baran'ın da hafif güldüğünü fark ettim ve bende arkama yaslanarak kollarımı göğsümde birleştirdim ve sınıfın tavanına bakarak o manyak kahkahamdan patlattım bir tane.hoca sınıfı susturduktan sonra Yağmur'a "iyi misin?"diye sordu.yağmur ayağa kalkmış ve bana kötü kötü bakmaya çalışarak "iyiyim hocam" dediğinde sınıf tekrar koptu.tabi ben ve Baran sadece hafif sırıttık.hoca "ayağın bir yere mi takıldı" diye sorunca sınıf yine coştu..yağmur mızmız çocuklar gibi beni şikayet etmeye başladı "hayır hocam Arya hanım çelme taktı."dedi ben sesimi çıkarmadım.hoca bana soru sorarcasına bakarken ben "hayır hocam ya Allah aşkına yapmayın.şuradaki duruşuma bir bakar mısınız lütfen.ben nasıl yapayım.hem işim gücüm yok yağmur a çelme takacağım" derken Ece araya girdi "ya hocam bırakın ya bu kızı tanımıyor musunuz? Ayrıca bende öyle boyum kadar topuklu bot giyersem bende her adımda düşerim" dedi.helal benim kızıma bee.. bu sefer sınıf hayvan gibi böğürmeye başlayınca bende gülmeye başladım.hemde hiç istifimi bozmadan.kafamı Ece'ye doğru çevirdiğimde bana baktı ve hafif intikam kokan gülüşünü gönderdi.ona göz kırptım ve sadece ağzımı oynatarak 'helal kızıma be' dedim.oda anladı tabii.bana iğrenç bir öpücük gönderdi.önüme döndüğümde Baranın elinde telefon beni çektiğini fark ettim.ona döndüğüm gibi telefonu hemen sıranın altına koymaya çalıştı ama benden kaçar mı mal.ananıs****dediğim gibi telefona yapıştım.vermemek için çok direndi ama zafer benim.telefonu elime aldığımda "vay AFYON takılıyoruz."dedim.oda hemen ekledi "tabi lan ne sandın YEŞİL..."dedi ve yanağımdan bir makas aldı.

!!!!!!!!!!!!!!NE! ulan bu kıvırcık benden makas mı aldı?? Oha mk.

Tekrar dünyaya döndüğümde hafif kızardığımı anladım.çünkü yanaklarıma takılan gözlerine baktığımda hemen kaçırdı gözlerini..

"hooop ağır ol bakalım genç! Ne o makas falan.yavaş gel!" sesin geldiği yöne doğru baktığımda yani arka sıraya Savaş'ın hem bana hem Baran'a,özellikle de Baran'a baktığını fark ettim.Baran bana baktığında ona 'yok bir şey sen korkma' bakışımı attım.sonra tekrar savaş a baktı ve "hayırdır birader sevgiline mi yavşadık?" dedi.yoha barandan böyle bir şey beklemezdim açıkçası...

Savaş ona bakarak "iyi bakalım bu seferlik böyle olsun.hem kimsin lan sen?!"dediği gibi araya girdim "Savaaşşş.. uzatma"dedim ve ona onun anlayacağı bir bakış attım.ama o hiç durur mu ekledi hemen "Savaş mı?! Hani ağabeyler nerede nasıl konuşmuştuk biz"dedi.sadece onun duyacağı şekilde tıslayarak "abii"dedim.ve önüme dönerek kaldığım yerden devam ettim.telefonu açtığımda ekranında çok güzel bir kızın resmi vardı.bir süre kıza baktıktan sonra telefonu ona doğru çevirdim ve "sevgilin mi ? çok güzelmiş" dedim.güldü ve "hayır sevgilim değil.ikiz kardeşim." Dedi.vaay ikiz kardeşi de varmış.acaba Savaş ın da benim ikizim olduğunu öğrenince nasıl bir tepki verecek. diye çok merak ediyorum."adı ne?" diye sordum."Dina...-Lucy Dina Pragg."dedi.ona neden adının Türkçe olduğunu sormadım.yani elbet bir nedeni vardır herhalde..

Tam hocaya bir şey soracakken hocanın olmadığını fark ettim.ve tabii Ece nin masamda oturduğunu..

Telefonu şifresini yazması için barana uzattığımda yazmadı ve "ona dokunursam bir daha alamazsın."dedi.iğrenç bir homurtu çıkartım ve şifreyi girmeye çalıştım.önce Galatasaray'ın sonra da fenerbahçe'nin kuruluş tarihlerini yazdım ama kabul etmedi.sonra Barana baktığımda "biraz yaklaştın sanki"dedi.sonra aklıma Beşiktaş'ım geldi.hemen girdim ama eksik dedi telefon.sonra tam tarih yazdım.bu sefer yine kabul etmedi.barana tekrar baktığımda "ay bulamayacaksın ya"dedi.ardından ece araya girdi "tabi canım sen öyle san.bulana kadar buradayız artık"dedi ve ekledi "bu arada ben ECE."baran da adını söyledi ve mal mal konuşmaya başladılar..

Onlar konuşurken bende kendi şifremi denedim...oha oldu lan.-ay canım ya bak sen aynı şifreyi yapmışız-sesli bir şekilde "aha oldu lan"dediğimde konuşmalarını yarıda bırakıp bana odaklandılar.Baran "ne yazdın" dedi.bende "kendi telefon şifremi."dediğimde ece barana ,baranda bana "oha senin ki de mi öyle" diyince aynı anda gülmeye başladık.o sırada zil çaldı ve sınıf boşaldı.ben telefonu elime almış kendi videomu ararken ağabeyimin(!)yanağıma iğrenç sulu bir öpücük kondurmasıyla resmen kusacak gibi oldum.baran bana şaşkın şaşkın ve hesap sorarcasına bakıp ekledi "oha siz çıkıyor musunuz?" Ece sırıtıp lafa daldı ve "hayır kıvırcık.inanmayacaksın ama onlar ikiz."dedi.Baran kaşlarını çatıp "heey!bir daha kıvırcık dersen bozuşuruz ona göne." Dedi.ben barana bakıp sırıttım ve kolumda bir el hissettim. "of Ece! Mal mısın?kolumu deştin ya..Allah'ın cünüplüsü.." dedim ve güldüm.ardından Ece ve Baranın kahkaha sesleri yükseldi.

Oha lan baran çok tatlı gülüyor ya.ay yerim.oyş canım ya bir tane de gamzesi var falan..

Telefonu barana uzatıp "al canım.ben şuan bakamayacağım.akşam evde baksam olurmu?" dedim ve oda "sen bilirsin CANIM(!)" dedi canım kelimesine vurgu yaparak..

Eceye bakarak 'konuyu uzatma sonra sana uzun uzun anlatırım olayları'bakışı attım ve oda "üff aman iyi be" diye atar yaptı.ben hiç dururmuyum; "vaay.ece.hanım.bana.atar.mı.yapıyor.tamam.ece.öyle.olsun.tamam.tamam.anladım.ben.seni.tamam."diyerek konuşmasına izin vermedim.baran ağzı açık bize bakıyordu.bende hemen ekledim "baran hadi kalk kantina gidah." Dedim.ama ece sağ olsun "of otur şimdi zil çalacak zaten ya." Dedi.oflayarak kollarımı göğsümde birleştirdim ve "üf aman iyi be"dedim...

Tam yedi saat daha bu şekilde geçti ve her yeni derste barancağızım kendini tanıttı sınıfa.artık onun hakkında daha çok şey biliyorum.

Ha bu arada savaş ve baran herkese artık kendilerinin kardeş kadar yakın olduklarını falan söyledi.her teneffüs aldı baranı gitti falan.bende bu fırsatı hiç karışmadan olan biteni bizim tayfaya,ve en ince ayrıntısına kadar da ece ve berfin su'ya anlattım.

Son dersteydik ve ders annemleydi yani matematik.boş olduğunu önceden herkese söylemiştim ve tabi tüm sınıf bu duruma çok üzüldü(!)

Baran savaşların arasına karışmış olan biteni anlamaya çalışırken ece telefonda sevgilisiyle mesajlaşıyor,berfin su kitap okuyor,eda ve sevgi dedikodu yapıyor ve bende kulaklıklarımı takmış müzik dinliyordum.bir yandan da şarkıyı mırıldanıyorum;

Just give me a reson

Just a little bit's enough

Just a second we're not broken just bent

And we can learn to love again

It 's in the stars

It's been writen in the scars on our hearts

We're not broken just bent

And we can learn to love again...

Birden yanıma sınıf başkanı geldi ve "kursunuz bir saat erken başlayacakmış ve yine normal saatinde bitecekmiş." Dedi.bende başımı kaldırıp hiç kulaklıkları kulağımdan çıkarmadan "sağ ol ipek.de aynı yerde mi imiş söylediler mi sana" dedim.oda bilmiyorum anlamında başını sağa sola salladı ve gitti.ders aynı sıkıcılıkta geçip gitti.ve artık eve gitme zamanı-sonunda-her öğleden sonraları böyle oluyorum.bugün birde baran da yanımda değildi falan ya..-sanki her gün yanımda da-




KIVIRCIK.Where stories live. Discover now