Yazarken,
1- Cem Adrian / Mutlu Yıllar şarkısını çok dinledim. Özellikle bölümün ortasından sonra tamamen şarkının verdiği duygu ile yazdım.
2- Duman / Bal şarkısını bölümün başında çok dinledim...
MM / Bölümden bir kısım
Elimde karton bardağımla hastanenin kasvetli ve geniş koridorlarını adımlıyordum. Son birkaç aydır kendimi nikotin ve kafeine vurmuştum. 1 saat bile vücuduma girmezse bir bağımlı gibi titriyordum. Gerçi artık bağımlı olmuştum...
116 numaralı odadan çıkan hemşire acı bir tebessümle bana baktı. Koşa koşa odaya girdim. Kızıl saçların bembeyaz yastığına yayılmıştı. O kadar aşık olunası, o kadar tapılası bir görüntüydü ki... Yüzünün yastıktan farkı yoktu. Zaten beyaz olan tenin, daha fazla açılabilirmiş gibi iyice açılmıştı. Bir ruhtan farksızdın. Ve gözlerin... Gözlerin değişmeyen tek yerdi. Yine mahzun, yine masum bakıyorlardı. Birkaç pırıltı eksik miydi ne ? Yine de güzelliğine gölge düşüremiyorlardı.
Geldiğimi hissetmiş gibi kafanı bana çevirdin. Yemin ediyorum bütün içtenliğinle güldün. Bana hiç böyle gülmemiştin. Veda mıydı bu ?
"Ayın kaçı ?" diye sordun. Gülümsedim. İlk defa umutlu görüyordum seni. "1 Ocak balım. Hayatımızın başlangıcı bugün." dedim en aşık tebessümümü takınarak. Yine ve yine gülümsedin. "Başlangıcında sonu sevgilim, yaklaş yanıma." dedin.
Korkutuyordu beni bu hallerin. Senin ağzından "son" kelimesini duymak öldürüyordu beni. Bizim sonumuz yoktu, biz bitmeyecektik.
Yanına geldiğimde usulca sildin gözyaşlarımı ve öptün. Gözyaşlarımın geçtiği her bir yolu tek tek öptün... "Hastaneye yatmadan önce senden tek bir şey istemiştim. Hatırlıyor musun ?" dedin. Hatırlamaz mıydım ? Benden istediğin tek şey oda numaranın "116" olmasıydı.
"20. Yılımız bugün. 1 Ocak 2016'da tam 20. yılımıza girmiş oluyoruz. Birbirimize gelişimizin değil, birbirimizden gidişimizin 20. yılı..."
"Erkek adam ağlamaz." derler. Külliyen yalan. Erkeklerin görünmeyen gözyaşları vardır. Onlar gözyaşlarını içlerine akıtırlar. Ve bir gün patlarlar... Ortalığı sele verirler... O gözyaşlarının içinde boğulur kadınlar. Ondan sonra bütün acıyı onlar yaşamış olurlar. Kadınlar sadece enkazın kalıntılarını görürler... Gerçek enkaz daha yıkıcı, daha acıdır.
Hüngür hüngür ağlamaya devam ediyordum. Anlamıştım ve buna karşı koyacak gücüm yoktu. Ölüme karşı koyacak gücüm yoktu.
"Mutlu yıllar sevgilim..."
Yeşil gözlerin kapanmıştı... Bir insan bu kadar kolay can veremezdi... O kadar rahat almıştı ki ölüm meleği canını. Gülmüştün. Son kez gözlerime bakıp, son kez ruhuma dokunup ölmüştün. Oda numarasını bile bana ithafen seçen, benim kızıl saçlı kadınım ölmüştü.
Bundan sonra ne olacaktı biliyordum. Saçların canlılığını yitirecekti. Yumuşacık saçların artık ölüm kokacaktı. Vücudun sararacaktı hatta moraracaktı. En ufak bir kızarıklık gördüğümde dünyayı ayağa kaldırdığım o bembeyaz tenin kendine yakışmayan bir renge bürünecekti.
İlk önce yanına uzandım. Evet, bir ölünün yanına uzandım ve sana nasıl tanıştığımızı anlattım. Çocukça ama saf duygularımdan bahsettim. Aradaki kısımların fazla önemi yok. Bizim hikayemiz birbirimizi kaybetmemizle başlıyor, bulmamızla bitiyordu. "Seni yaşatacağım, merak etme balım." demiştim bir seferinde. Seni yazarak yaşatıyorum ben...
Hayallerinden bahsediyorum... Yeşil gözlerinden, utanınca kulağının arasına usulca koyduğun kızıl saçlarından ve gülüşünden... Ah o gülüşün yok muydu sevgilim... En çok onu severdim... Bütün ruhunun güzelliğini sererdi gözler önüne.
Benim hikayem bu kadardı BERFU'm. Adını sevdiğim kadın.Ne güzel yakışırdı ismin sana ya da bize. Bundan sonra yaşarım... Ama senin için yaşarım. Aklım, kalbin yerinde ama ruhum sanki yerinde değil be Berfu'm. Seni yazmak için yaşarım, seni yazdığım sayfaların sonu gelmesin diye yaşarım.
Şimdi son kez :
Mutlu yıllar sevgilim.
Sensiz kutlar bu gece tüm aşıklar.
Çok yalnızlar
Kalplerinde umutlar
Son kar tanesinin hep bir mucize olduğunu düşünmüşümdür. Çünkü beraberinde bir çok mucizeyi almıştı benden. Mesela sen gibi...
Aysu A.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Berfu (#WattyTR2016)
Romanceİlk ve son kar tanesinin hep bir mucize olduğunu düşünmüşümdür; seni bana getiren ve seni benden alan... Yinede her halükarda senin benim olduğunu kanıtlayan mühürlerdi onlar. Bizim hikayemiz her yıl karın düşüşüyle başlayan o muhteşem zaman dilimi...