"Benim ne ilgim var peki?"

"Sen ve Ateş. Benim üvey çocuğumun kardeşlerisiniz. O yüzden seni kaçırdım."

Üvey çocuk mu dedi o?

"Üvey çocuk mu?"

"Evet. Senin baban olacak herif karımı kandırdı. Elif senin abine hamile kaldı. Sonra da Araf'ı bana bırakıp intihar etti."

Duyduklarımı tek tek hazmetmeye çalışırken gözlerimi bacaklarıma diktim. Bu neydi şimdi? Benim Ateş'ten başka bir abim daha mı vardı?

"Seni Araf'la tanıştıracağım. Daha doğrusu size bu iyiliği yapmazdım ama Araf istedi. Her neyse. Gidiyoruz."

Yanıma gelip beni sandalyeye bağlayan ipleri çözdü. Ellerimi tutup bileklerimi ovuşturdum. Keskin halat bileklerimin kızarmasına neden olmuştu.

Beraber kırık kapıya ilerledik. Konuşmadan yürüyordum. Açıkçası meraklanmıştım. Yine de bu adama güvenemiyordum. Sonuçta bi nevi babamın düşmanıydı.

Dışarıdaki siyah arabaya ilerledik. Arka koltuğun kapısını açtı ve oturmamı sağladı. Ardından yanıma oturarak şoför koltuğundaki adama sürmesini söyledi.

Oldukça gergindim. Tanımadığım bir adamın yanında hiç bilmediğim bir bilinmeze sürükleniyordum. Allah sonumuzu hayır etsin...

Ateş'ten;

"Ateş! Çıldırtma beni. Ne demek Mira kayboldu!"

"Ne biliyim baba ben! Lavaboya gideceğim dedi, sonra da ortadan kayboldu."

"Nereye gider oğlum bu kız? Hem sen niye ona içki içiriyorsun? O kız daha 15 yaşında. Hele bi başına bir şey gelsin, seni mahvederim."

Oturduğum koltuktan kalkıp yukarı çıkmaya başladım. Babamın bana seslendiğini duyabiliyordum fakat umursamadım. Şu an aklımdaki tek şey Mira'ydı. Bir anda nereye kaybolmuştu bu kız?

Telefonum çalmaya başladı ama bakmadım. Kimin olduğu önemli değildi.

Fakat ardından bir de mesaj gelince önemli bir şey olabileceğini düşünüp cebimden çıkardım ve gelen mesajı açtım.

"Kardeşin yanımda. Gaziemir'deki mağazanın arkasına gel."

O an neyin ne olduğunu düşünmedim. Ya da herhangi bir hesap yapmadım. Sadece arabama koşup bana verdiği adrese sürmeye başladım. Kimin mesaj attığını veya kardeşimi neden kaçırdığını bilmiyordum. Tek bildiğim onu kurtarmam gerektiğiydi.

Arabayı mağazanın önüne gelişi güzel park edip arka tarafa koştum. Köşeyi dönünce onları gördüm. Mira'yı ve yanındaki adamları.

Onlara koşmaya başladım fakat Mira'nın başına doğrultulan silahla olduğum yerde durdum. Bu adamları daha önce görmemiştim ve babamla veya benimle ne derdi olduklarını bilmiyordum.

"Çok hızlısın Ateş. Ne o, kardeşin için mi endişelendin? Merak etme, o abisiyle güvende."

"Ne abisi lan! Onun abisi benim."

Adam Mira'nın omzunu bırakınca, Mira koşarak yanıma geldi ve boynuma atladı. Sıkı sıkı sarıldım ona. Kokusunu içime çektim.

Geri çekilince yanaklarını avuçladım.

"İyi misin güzelim? Zarar vermediler sana di mi?"

"İyiyim ben merak etme. Hadi gel benimle."

Koluma girip o adamların yanına götürmeye başladı. Kaşlarımı çatsam da sesimi çıkarmadım.

"Benimle gelin."

Abim Where stories live. Discover now