34.YALNIZ

3.8K 202 18
                                    

- Yorumlarınızı ve beğenilerinizi eksik etmeyin. Yavaş yavaş son bölümleri yazdığımı bilmenizi istiyorum. İyi okumalar :) - Akide Baylar

HAZAN KARASU

'' Canımın yanmasını umursamıyorum... Canımı yakanı umursuyorum... ''

Bu cümleyi tekrar tekrar kendime söylüyor ve tekrar tekrar canımı yakıyordum. Bana 'git' diyordu. 'Git ve öl.'

'' Her defasında yere düşmekten yoruldum... Sanki içim parçalanıyormuş da git gide eksiliyormuş gibi hissediyorum.. O canımı yakıyor ve ben eksiliyorum her defasında.. Can denen şey kalmadı artık bende.. Kendimi yalnız hissediyorum. Bir zavallı gibi... Niye böyle hissetmeme izin veriyorsun hala ? Lütfen uyan artık.. Ölüyorum.. Beni kollarının arasına alıp saçlarımın kokusunu içine çektiğin zamanlara dönelim istiyorum.. Lütfen uyan.. Lütfen.. ''

Ellerimi onun sıcak ellerine götürdüm ve sıktım... Gözyaşlarım ellerinin üstünden akıp gidiyordu. Kapının açılma sesini duyduğumda başımı çevirdim.

'' Hazan hanım artık sizi dışarı alabilir miyim ? Önemli bir şey olduğunda size bilgi vereceğiz. ''

Başımı aşağı yukarı salladım ve ayağa kalktım. Gözyaşlarımı silip saçlarına eğildim ve usulca öptüm.

'' Yine geleceğim.. '' diye fısıldadım kulağına.. Daha sonra yavaşça kapıya ilerleyip odadan çıktım. Uzun geniş koridordan aşağıya doğru inen merdivenlere yürüdüm ve büyük beyaz köşkten hızlıca ayrıldım. Arabama ilerleyip bindim. Telefonuma neredeyse bir haftadır bakmıyordum. Hiç kimseyle bir haftadır görüşmüyordum ve şirketi de uzaktan takip ediyordum. Telefonu çantadan çıkardım ve cevapsız çağrıları es geçip mesaj bölümüne girdim.

Kimden: Poyraz

Mesaj: En azından bir kere aradığımda ses ver Hazan.. Sesini duysam rahatlayacağım.

Mesajı okudum ve sildim. Telefonu koltuğa fırlattım ve arabayı çalıştırdım. Şirkette anlaşma yaptığım ortağım vardı. Uzun süredir oyalıyordum ve özel mevzular yüzünden erteliyordum. Buna son verdim ve tekliflerini gözden geçirmek adıyla bir yemek düzenledim. Şimdi oraya gidiyorum.Saat sekize geliyordu ve yarım saate restoantta olmalıydım. Arabayı sürerken aklıma hiç kimseyi getirmemeye çalışıyordum.. Hiç kimseyi !!

Sonunda restoranta vardığımda bagajdaki birkaç dosyayı alıp içeri girdim.

'' Hoşgeldiniz Hazan Hanım. Masanız bu tarafta. '' dedi garson üstümdeki ceketi alıp bana oturacağım masayı gösterirken. Manzaraya yakın bir masaydı.

'' Teşekkürler. '' dedim ve masaya doğru ilerlemeye başladım. Şirketin sahibi henüz ortalarda yoktu.. Masaya geçip oturduğumda garsondan bir bardak su istedim ve telefonumu kurcalamaya başladım. Poyraz neredeyse ellinci mesajını atmıştı. Mira ve Özgür'de öyle. 1 haftadır eve gitmemiştim. Telefonları açmıyordum. Holdinge uğramıyordum. Holgingte kimseye bilgi verilmemesi için kesin uyarıda bulunmuştum.. Nerede kaldığım ise pek tahmin etmeyecekleri bir yerdi.Şehrin merkezinde anneme ait bir evde kalıyordum.Günümün çoğunu orada geçiriyordum.

'' Hazan Hanım ? '' dedi güzel bir ses arkamdan. Başımı sesin geldiği tarafa döndürdüğümde ayağa kalktım ve karşımdaki kadına baktım.

'' Evet benim.. '' dedim şaşkın bir halde. Şirketin sahibi bu kadın mıydı ? Sert yüz hatlarının olmasına rağmen fazla güzel bir kadındı. Saçıyla, makyajıyla fazla güzel duruyordu.

'' Ben Alev. Gizli şirketin gizli sahibi. '' dedi gülerek. Elini bana doğru uzattığında elini tuttum ve hafifçe sıktım. Alev'in karşıma oturmasını beklerken onu dikkatle inceledim.Ateş kızılı saçları su dalgasıydı ve omuzlarına dökülüyordu. Gözleri elaydı ve ne gariptir ki benimle aynı gözleri vardı.. Tek farkımız o çok sert bakıyordu. Fazla sert. Buna aksi olarak dolgun kırmızı dudakları gülüyordu. Tedbirli davranıyor gibiydi.

HAZAN VAKTİ - ZEMHERİ -TAMAMLANDI-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin