Diyar'ın son hakiminin ölümüydü Diyar'ı ikiye ayıran,
Aydınlığın ve karanlığın savaşıydı durdurulamayan,
Bir kar kraliçesinin hükmüydü imkansız sayılan,
Deniz insanlarının isyanıydı tahmin edilemeyen,
Ve öldüğü sayılanın yaşamasıydı vaat edilmeyen.
...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
♛ 6. Bölüm ♛
CESARET VE BRONZ
Kızıl Ülke, Opal
Kızıl Kraliçe cesareti simgeliyordu. Fakat korkuyordu.
Birkaç gündür içinde tarif edemediği bir his vardı. Turkuaz Saray'ın mavi koridorlarında gezerken korku onun peşini hiç bırakmıyordu. Yeni sahip olduğu Ejderha Gücü etkisini kaybetmiyor ve kahverengi gözlerinin asıl rengini ona göstermiyordu. Gözleri gücünün simgesi olarak kırmızıya parıldıyordu.
"Devam edebilirsiniz." dedi kapıdan hızlı adımlarla içeri girerken. Örülmüş kızıl-kahve saçlarının üzerindeki kızıl altın tacını, opal ve yakut taşları süslüyordu. Kanatlarının rengi kadar parlak olmasa da kırmızı bir elbise giyiyordu.
Hilal şeklindeki masada yerine geçti. Bu sırada konsey üyeleri, o gelmeden önce konuştukları konuyu tartışmaya devam ettiler. Sağında, Gök Kraliçe zamanından beri konsey lideri olan Arlenom oturuyordu. Solunda masadaki herkesten farklı olan, güneyden gelen, Kızıl Ejderha'nın Temsilcisi vardı. Eskiden saraya arada sırada uğrardı. Kızıl Ejderha'nın Gücü'nün Mysania'yı verildiğini hissettiğinde sarayda kalmaya karar vermişti.
Kraliçe Mysania, dikkatini konuşulanlara veremiyordu. Kapının bulunduğu duvar haricinde yuvarlak odanın her tarafı camlarla çevriliydi. Mermer sütunlar odanın gümüş kubbesine varıyordu. Etrafını çevreleyen camlardan, Turkuaz Saray'ın taht odasının tam ortasından geçtiğini bildiği, yarı saydam mor duvarı görebiliyordu. Duvarın sol tarafı Ak Ülke, sağ tarafı ise Kara Ülke'ydi. Temsili bir sınırdı. Çoğu insan istediği an bu büyülü duvarı geçebilirdi.
"Kraliçem." Bu kelimeyle kendine geldi. Gök Ejderha'nın Temsilcisi'nin yeşil gözleri ondaydı. "Ak Kraliçe, Kara Kraliçe'nin savaş isteğini kabul etti. Turkuaz Saray'da toplanma zamanları yaklaşıyor, o vakte dek plan yapmalıyız. Kızıl Ejderha'nın Gücü'ne sahip olduğunu çoktan öğrenmiş olmalılar. Güneydeki büyücü dostlarımızdan da haber geldi. Kızıl Ejderha'nın Temsilcisi'nin bu konuda diyecekleri olmalı."
Kızıl Kraliçe, solunda oturan Temsilci'ye dönerek konuştu. Yüzü gülümsüyordu, sesi alaycıydı ve bakışlarında bir şeyler saklıydı. "Yoksa ablalarım kehanetin gerçekleşmeye başladığını mı fark etti?"
"Rhadenis bunu yıllar önce fark etti, Mysania. En yakın dostuna, Kara Kraliçe'ye, bunu dinletemedi tabii. Onlar da benim gibi senin gücünü hissettiler. Çoktan iletişime geçmişlerdir." dedi Kızıl Ejderha'nın Temsilcisi. Kahverengi saçları diğer büyücüler gibi uzundu, omuzlarına geliyordu.
Temsilci Arlenom, onu onaylar gibi başını salladı. "Kehaneti düşünmeliyiz. Kar Kraliçesi Salirhenia, kristallerini buzulların altından çıkarmayı planlıyor. Deniz Kralı Madeinos ise savaşçıları için silahlarını hazırlatıyor. Herkes iki ülkenin savaşını bekliyor."
