-Benim pastaneden alırsın bir şeyler.

-Ayy canım arkadaşıım. diyerek öptüm.

-Tamam tamam yağcılığa gerek yok. Çıkalım.

Duru ile birlikte pastahaneye gidip güzel poğaçalarından iki tane yiyip çıkmıştım. Şu an holdingin önüne gelmiştim. Girsem mi?, girmesem mi? diye tereddütte kalsamda girmiştim. ''ATILGAN HOLDİNG'' Danışmaya iş görüşmesi için geldiğimi söyleyince beni 28. Kata yolladı. 'Aybars ATILGAN' yazan kapıya bir kaç kere tıklayıp 'GİR' demesini bekledim. İçerden gir sesini duyunca zaman kaybetmeden girdim ve konuşmaya başladım:

-Ben iş görüşmesi için gelmiştim. diyerek kafamı kaldırdım. Sen kimsin ya? Koltukta bir çocuğun oturmasına doğal olarak herkes şaşırır heralde. Çocuğun yanına gülümseyerek yaklaştım.

-Aybars Atılgan sen misin?

-Hayır ben kardeşi Ege Atılgan. 4-5 yaşlarında sevimli bir erkek çocuğuydu.

-Hmm peki sen napıyorsun burada?

-Abim kendine kahve almaya gitti. Bende buraya oturdum.

-Ege sana bir şey sorucam? diyerek tatlı tatlı gülümsedim. O çoktan yanıma gelmiş önümde duruyordu. Dizlerimi kırıp onun boyuna yetiştim.

-Ama aramızda sır olarak kalıcak?

-Tamam. Kulağına yaklaştım ve fısıldadım:

-Böyle sevimli ve yakışıklı olmayı nasıl başarıyorsun? O da kulağıma yaklaştı ve fısıldadı:

-Böyle tatlı ve güzel olmayı nasıl başarıyorsun? Bunu söylemesiyle küçük bir kahkaha attım. Ellerimi yana açarak 'Doğuştan' dedim. O da benim gibi ellerini yana açıp 'Doğuştan' dedi. Aynı anda gülmeye başladık. bizim gülmemizi bölen birinin boğazını temizlemesi oldu. Hemen ayağa kalkıp üstüme başıma çeki düzen gösterdim ve boğazını temizleyen kişiye baktım. Ege kesinlikle abisinden almıştı yakışıklılığını. Allah özene bözene yaratmış. Hemen kendime geldim:

-Aybars Atılgan? diyerek sorar şekilde baktım. O da yanımdan geçip koltuğa oturdu:

-Bu koltukta oturduğuma göre benimdir. Az önce Ege de orada oturuyordu demek istesemde içimden ya sabır çekerek konuşmaya başladım:

-Ben iş görüşmesi için gelmiştim. diyerek CV'min yazılı olduğu dosyayı masaya koydum. Alıp incelemeye başladı. Ege ise çoktan masadaki keklere yumulmuştu. Gülümseyerek onu izlemeye başladım. Küçüklüğüme benziyordu. Bende hep masadaki keklere yumulup kimsenin beni görmediğini zannedip yerdim. Gülümsemem yüzümde iyice yayıldı.

-İşe alındınız Ecrin Hanım. Bundan sonra benim sekreterim olarak çalışıcaksınız. sesiyle irkildim. Ege'yi izlemeye o kadar dalmışım ki.

-Teşekkür ederim diyerek gülümsedim. Gelin size çalışıcağınız yeri gösteriyim. diyerek kendi odasından başka bir odaya geçti.

-Burası sizin odanz Ecrin Hanım. Odanın ön tarafı cam ile kaplanmıştı. Ve sadece Aybars'ı görüyordum.

-Peki o zaman ben yarın başlarım. Teşekkür ederim.

-Hayırlı olsun

-Teşekkür ederim diyerek kendi odamdan çıktım ve onun odasına girdim. Egeyi görünce gülümseyerek:

-Görüşürüz yakışıklı.

-Gidiyor musun? dedi gözleri dolu dolu. Ama ben bir çocuğun karşımda ağlamasına dayanamam ki. Yanına yaklaşıp boyuna geldim ve konuşmaya başladım:

MAFYA SEKRETERİWhere stories live. Discover now