KB2-8

7.8K 433 26
                                    


"Betül diğer bidonu uzatır mısın?" Betül Canın isteğiyle bakışlarını Tugaydan çekip etrafta bidon aramaya başladı ve Tugayın ayaklarının dibindeki iki su bidonunu gördüğünde yanaklarını dişledi. Neden o iki şey orada olmak zorundaydı?

Ceketinin bileklerini çekiştirip avucunun içinde toparlayarak adımlarını Tugayın olduğu yöne atmaya başladı. Tugayın yanına ulaştığındaysa dizlerini kırarak eğilip iki bidonu da birer eline aldı.

Deli gibi atan kalbini sakinleştirmeye çalışarak yerinden doğruldu, tabi ki bu sırada Tugaya bakmamak için inanılmaz bir çaba sarfediyordu. Ama tüm bu emeği Tugayın parmakları bileğinin etrafını sardığında suya düştü. Şaşkınlıktan iri iri açılmış gözleriyle Tugaya baktı.

"T-tugay be-"

"Betül." Tugay gözlerini kapatıp derin bir nefes alırken sessizliğini sürdürdü Betül. Ardından Tugay gözlerini aralayıp kızın gözlerine baktı. "Neden? Neden günlerdir mesajlarımı görmezden geliyorsun?"

Betül birkaç saniye gözlerini kırpıştırarak doğru duyup duymadığını sorguladı.

"M-me-mesaj mı?" Tugay kızın yüzündeki şaşkınlık ifadesiyle kaşlarını daha da çattı.

"Evet, cevap vermediğin mesajlar! Ne oldu? Neden bir anda-"

"Bir anda mı?" Betül kavradığı gerçekle sevinse mi üzülse mi karar veremeden Tugayın sorusuyla bir anda bağırmıştı. Bağırdığını anladığında bakışlarını Tugayın yüzünden kaçırıp birkaç saniye merakla kendine bakan Cana çevirdi ve ardından derin bir nefes alıp Tugaya döndü. "Bir anda değil. Sen olmadığını düşündüm."

"Betül bu konuyu aşmıştık. Ne demek sen değildin?"

"Ne düşünseydim peki? Aslının yanında beni tanımamazlıktan geldin." Tugay yutkunarak başını ağaca yasladı.

"Bu yüzden mi günlerdir.." Betül Tugayın yüzündeki rahatlamış ifadeyle bileğini gevşemiş parmaklardan kurtardı.

"Bu senin için bu kadar önemsiz mi?" Cevabını beklemeden ardına döndü ve bidonlarla Canın yanına yürüdü.

Canın yanına bidonları bıraktığında Can dudaklarını birbirine bastırarak hüzünü buruşturdu.

"İyi misin?" Betül isteksizce başını salladı.

"İyiyim... hadi gidelim artık."

***

Betül kollarını göğsünde birleştirmiş önden iki bidonla ilerleyen Tugayı izleyerek kampa yürüyordu.

"Betül?" Göz ucuyla Cana baktı. "Bir sorun olduğu belli. Yani... canını sıkan şey her neyse... bana anlatabilirsin." Betül başını iki yava salladı.

"Söyledim, iyiyim." Ama iyi değildi. O mesajların Tugaydan olmadığını zannederken mutlu olmak için bir şansı vardı, biliyordu. Sonuçta herşey kendi kurguladığı hayaller olarak kalacaktı. Peki ya şimdi? Gerçekten mesajlaştığı kişi Tugaydı Tugay olmasına ama o adam kendisini görmezden gelmişti. Kız kardeşinin yanında sanki onu tanımıyormuş gibi yapmıştı, Betül kendini aptal gibi hissediyordu... hala Tugayı düşündüğü için...

***

Serra ellerini birbirine çırparak belini doğrulttu ve topladığı çalı çırpıya baktı.

"Ay bittim." Göz ucuyla Melise baktığında kızın kendini yere attığını gördü.

"Sen yorulmadın mı?" Bu sefer Burağa döndü.

Kaçma Benden (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin