Rogers And Stark / Otuz Bir / FİNAL

808 38 25
                                    

İlk bölümden beri gelen oy ve yorumlarınız için hepinize teşekkür ediyorum!

Belki bitirdiğim ilk kitabım değil ama, 5K'ya ramak bırakarak bitirdiğim ilk kitabım.

Marvel'a yatkın olmasının bir çekiciliği var tabii.

Ama hala ilk bölümlere gelen oylar ve okunmadaki artışlar beni o kadar çok heveslendiriyor ki.

Piçlik yapıp final ettim kitabı. Bir an önce ikinci kitaba geçebilmek için. Olayların henüz tam anlamıyla bitmediğinin farkındasınız. Ben de bu kitaptan kalıntılar, yarım kalmış gizemler bırakıp ikinci kitaptan devam ettirebilirim diye düşündüm; haliyle heyecan basıyor insanı.

Neden hala bu bölümde final yaptığımı düşünüyorsunuz, değil mi?

Canım istedi.

Böüm müziği olarak Seafret'ten Atlantis öneriyorum. İkinci kitap duyurusunu yine buradan yapacağım, merak etmeyin.

Okumadan önce oy vermeyi unutmayın!

İyi okumalar!



Hunter'ın ailesiyle birlikte kaldığı evlerinin koridorunda çıplak ayakların çıkardığı sesler yankılanıyordu.

Crystal evin boş olmasından kaynaklanan o rahatlıkla Hunter'ın ona verdiği büyükçe tişörtü üzerinden çıkartmamıştı; elinde bir kahvaltı tepsisi ve açık duran bir zarf ile birlikte Hunter'ın odasına doğru ilerliyordu.

Odaya doğru giderken zarfın üzerinde yana yazıları okumak zordu ama görebildiği tek şey kuru kafa süslü pembe balon resimleriydi; doğum günü partisi için bir davetiye olduğunu tahmin etti genç Stark.

Hunter'ın çatı katındaki odasının kapısını kalçasıyla ittirdi ve içeri girdi, Hunter uyanmış yatakta uzanırken şişmiş yüzü ve kısık şiş gözleriyle birlikte elindeki telefonunu kurcalıyordu. Sevgilisinin içeriye girişini görünce gülümseyerek telefonu komodinin üzerine bıraktı.

"Hep bunu mu hayal ettim ne." diye iç geçirdi ardından.

Crystal dizleri üzerinde yatakta süründü ve tepsiyi yatağın boş kısmına bıraktı. "Sana da günaydın bebeğim." diye söylendi. Ardından Hunter'ın karın kısmına oturup tepside okumaya can attığı zarfı ve davetiyeyi aldı. "Kapının önünden geçerken yerde gördüm." dedi ardından zarfı sevgilisine bıraktı ve davetiyeyi okumaya başladı.

"Drew?" diye sordu Hunter, zarfın arkasındaki 'Drew Rudd' yazısını görünce.

"Kız kardeşi olduğunu bilmiyordum," diye söylendi Crys davetiyedeki yazıyı okurken. "yarın doğum günüymüş." davetiyeyi de Hunter'a verirken ellerini sevgilisinin çıplak göğsüne koydu. "Gider miyiz?"

Hunter davetiyeyi okurken cevapladı. "Drew'u çok fazla tanımıyorum ama sonuçta kıçını kurtardık. Üstelik Blake'in arkadaşı. İstersen gidebiliriz."

Crystal gülümsedi. Sabah güneşi gözlerine işlemişti. "Arabanı kullanmak için güzel bir bahane."

Hunter da gülümsedi. "O arabayı kullanmak için bir bahaneye ihtiyacım yok Stark." ardından kağıtları bir tarafa bıraktı ve ona eğilen sevgilisini öpmeye başladı.

Ayrıldıklarında Crystal dirseklerini Hunter'ın göğsüne dayadı. "Şimdi düşününce, o gece kafeye gitmeseydik ve okulda polislerin sizi götürmesine izin verseydik kimin başı belaya girecekti merak ediyorum."

Rogers And StarkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin