AŞKIN GÖRÜNMEYEN YÜZÜ

GEÇMİŞTEN KALAN İZ

Multimedyadaki şarkıyı okumanız gereken bir bölüm var.

Multimedya 2 Ömür'ün ağlama sahnesi için temsili...

ÖMÜR'DEN

"O şeyi içmek istemiyorum!!"

Çığlığımdan anlaşılacağı üzere Sevgilimin evine geldim, sonrası cehennem hayatı gibi...

Sevda anne bana garip şeyler getirdi, Çağın'da yemem için üzerimde baskı uyguluyor yaklaşık yarım saattir hem de.  

İlk başta kendimi tuvalete kilitlemiştim orada kendimi gayet güvende hissediyordum ta ki öküzcük kapıyı yerinden sökene kadar üstelik menteşelerde kafama çarptı.

Şimdi mi neredeyim salonda koltukta ellerim bağlı oturuyorum, Çağın kravatlarından biriyle ellerimi bağladı. Sevda anne yemekleri sehpaya dizdi. 

"Ömür aç ağzını, bak çok seveceksin doğal pekmez bu." 

Tam ağzımı açtım çığlık atacaktım ki boğazımdan aşağıya sıvı bir şey aktı. Kusacağım diye biraz endişe etsem de birkaç saniye sonra içtiğim pekmezin o kadar kötü olmadığını fark ettim.

Uslu bir kız olup "Ellerimi çöz kendim yiyebilirim." dediğimde Çağın tek kaşını kaldırıp dikkatli bir şekilde bana bakarak "İnandırıcı olmadığının sen de farkındasın değil mi güzellik."

"Pes ediyorum  yeni sevgili senden kaçmak pek mümkün olmuyor baksana elimi kolumu bağladın. Ayrıca o elindekini sevdim. Tadı çok farklı." dudaklarımı yalayarak onun inanmasını sağlamaya çalıştım.

Çağın buna karşılık sert bir şekilde yutkunup "Tamam." gülümseyerek ellerimi ona doğru uzattım.

Usta bir hareketle kravatı bileklerimde çıkardı, kızaran yerleri ovalarken Çağın eğilip bilekleri öptüğünde nefesimi tutup dudaklarının yumuşaklığını hissederek kendimi ona bıraktım.

"Nefes al güzel avukat ve gözlerini aç." gözlerimi kapattığımın farkında bile değildim. Usulca gözleri açtığımda Çağın yüzüme eğilip dudaklarımı öptü, kısa ama ateşimin çıkmasına neden olan bir öpücüktü.

Hızlanan nefesimi düzene sokup "Bence bunu yapmayı kesmelisin, üzerimde fazla etkin var ve bu benim hiç hoşuma gitmiyor."

Çağın dilini dudaklarına değdirerek  "Amacıma ulaşmışım demektir. "

"Savunma kalkanlarımı yıkmak senin için sadece bir amaçsa belki kabul edilebilir. Sana söyleyebileceğim tek bir şey var. Beni hafife alırsan zararlı çıkarsın."

"Şu iddia meselesini bile halledemedin Ömür, o yüzden seni hafife almam normal. Ne zaman gerçekleştirmek istersin."dediğinde kollarımı önümde bağladım.

"Bugün çok uygun. Neden gidip bana portakal suyu getirmiyorsun."

Çağın anında ayağa kalkıp hevesli bir şekilde "Hemen getiriyorum." dediğinde arkasında  ona seslendim.

"İki bardak getirsen iyi olur, çünkü birini sana içireceğim." 

Olduğu yere çivilenmiş gibi durakladı, bana doğru dönüp "Bu zevki tadamazsın ne yazık ki. Soluğu hastanede alırız." koltuktan kalkıp "Çok da umurumda değil ben senin yüzünden kaç kere oraya gitmek zorunda kaldım. Bir kereden zarar gelmez."

Televizyon dolabının yanına gidip karıştırmaya başladım. Çekmecelerden birinde bir albüm bulduğumda hazine bulmuş gibi sevindim. Kapağını açtığımda ise küçüklük fotoğraflarını rastladım ve daha mutlu oldum.