KB2-2

8K 382 25
                                    

Yorumlarınızı bekliyorumm. ^-^

Betül sohbet eden Aslı ve Tugayı izlerken büyük bir ikilemdeydi. Tugay neden kendisine böyle davranıyordu? Neden onu tanımamazlıktan gelmişti? Ve de görünmez falan mıydı da geldiğinden beri sadece kız kardeşiyle ilgilenmiş ve de bir kere bile Betül'ün oturduğu yere dönüp bakmamıştı? Tüm bunlar ne demekti?

Aklına gelen ihtimalle gözlerini sımsıkı yumup dişlerini sıktı? Bu olamazdı. Olmamalıydı. Tüm bu zaman boyunca kandırılmış, dalga geçilmiş olmak istemiyordu. Belki de karşısındaki bu adamın kendi varlığından bile haberdar değildi. Şimdiye kadar Tugay diye konuştuğu kişi kendisiyle dalga geçen acımasız biri olabilirdi.

Zorlukla ayağa kalktığında Aslıyla göz göze geldi. Aslı da abisiyle konuşurken hep bir açık yakalamaya çalışmıştı ama abisi her zamanki abisiydi işte. Betül ona böyle bir konuda yalan söylemezdi ya da şaka yapmazdı. Kesin bu işin içinde bir iş vardı. Zaten abisi geldiğinden beridir Betül de iyi görünmüyordu.

"Betül?" Betül gülümseyerek daha doğrusu bunu yaptığını zannederek baktı Aslıya.

"L-lavaboya gidiyorum, siz rahatsız olmayın." Ardından kendini dış kapıya yakın lavaboya attı ve kapıyı kilitledikten sonra aynanın karşısına geçti.

"Aferin Betül, bir kere daha kandırıldın. Aferin. Merak ediyorum da... bu kadar aptal olmayı nasıl başarıyorsun?" Çeşmeyi açtı ve buz gibi suyu yüzüne çarptı.

***

Gözleriyle Betülü takip eden Aslı Betül salondan ayrılır ayrılmaz abisine döndü.

"Abi ya, neden öyle davrandın kıza?"

"Nasıl?"

"Soğuk." Aslı Betülün anlattıklarından sonra pek bir heveslenmişti aslında. Mafya da olsa abisi olan Tugayın en yakın arkadaşıyla aralarında birşeyler olması onun için bulunmaz bir nimetti. Peki bu abisinin yaptıkları da neydi?

"Nasıl davranayım elin kızına Aslı?"

"Tanımıyormuş gibi davranmasaydın iyiydi en azından."

"Tanımıyorum ama." Aslı gözlerini kırpıştırarak baktı abisine.

"Nasıl tanımıyorsun ya?"

"Ne var yahu? Bir kere senin düğününde gördüm, bir kere de... Hatırlamıyorum bile bak nerede gördüğümü. Hem... hesap mı soruyorsun sen bana? Kafamın tasını artırma kız!" Tugay derin bir nefes alıp sakinleşmeye çalıştı.

"Neyse. Gidiyorum ben. Bir ara kocan olacak o itle ve de kaynananla yemeğe gelin. Babam sorup duruyor." Aslı başını sallayarak abisini kapıya kadar geçirdi ve aklı hala Betül meselesindeyken sırtını dış kapıya yasladı.

Tüm bunlar ne demek oluyordu? Daha da önemlisi... Betül şuan da ne haldeydi?

***

Betül banyo kapısını araladığında kapıyı çalmak için yumruğunu kaldırmış Aslıyla burun buruna geldi.

"Betül?" Betül cevap vermeden kollarını Aslıya dolayıp çenesini kızın omzuna bastırdı.

"Ben çok aptalım değil mi?"

"Bunu da nereden çıkardın ya?" Betül ellerini hafifçe kızın saçlarında dolaştırdı. "Tuhaf tuhaf konuşma. Kendisi kaybeder hem-"

"Ben gerçekten... gerçekten bir haftadır konuştuğum kişinin Tugay olduğunu sanıyordum Aslı. Aksine düşünmedim hiç, kandırıldığım aklıma bile gelmedi. Üstelik... bir de hoşlandım... aptal gibi."

***

Semih kapıyı açtıktan sonra anahtarını kapının yanındaki ayakkabılığa bıraktı ve gün boyu rapor okumaktan bitmiş tükenmiş bir halde salona yürüdü.

Salonun ortasında kırılmış tabak ve bardak parçalarını gördüğündeyse elini saçlarına daldırıp sıkıntıyla kaşıdı.

"Yine ne olmuş ya?" Derin bir nefes alıp mutfağa yürüdü ve duvar kenarındaki gırgırı ve de tezgahın üzerindeki tepsiyi alıp salona geri döndü.

Yere çömelip kırık parçalarını toplarken bir yandan da homurdanıyordu.

"Sırf benim inadıma yapıyorsun değil mi Melek? Sırf ben daha fazla zorlanayım, daha fazla yorulayım diye. Gün boyu ayaktaydım, toplantıdan toplantıya oraya buraya koşturup durdum. Ne için? Kim için?" Sesinin git gide yükseldiğinin ve daha sert bir tını aldığının farkında bile değildi. "Hiçbir nedenim yok tamam mı? Bunu yapmak için yaptığım işi sevmem için artık sebebim de kimsem de yok! Neden hala benim için herşeyi daha da zorlaştırdığını anlamıyorum. Neden ha? Neden? Çık şu banyodan da anlat! Söyle, neden böyle davrandığını söyle!" Bakışlarını banyo kapısına dikti. "Melek!"

Hiçbir hareketlilik olmadı. Ama Semih Meleğin orada olduğunu biliyordu.

Sinirle çömeldiği yerden kalktı ve sert adımlarla banyo kapısına yürüdü. Elini hiç duraksamadan kapı koluna uzattı ve kapıyı açtı.

Gördüğü görüntüyle bir kaç saniye hareketsiz kaldı fakat Meleğin parmak uçlarından beyaz zemine damlayan bir damla kırmızı sıvı kendine gelmesi için yeterliydi.

"Melek."

Devam edecek...







Kaçma Benden (düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin