Öncelikle şehirlerimize Allah'tan rahmet, yakınlarına da baş sağlığı diliyorum.
#TerörüLanetliyoruz.
Herkese selam.
Oy veren ve yorum yapan herkese teşekkürler.
Bu bölüm, her şeyin eskiye döndüğünü gösteren anlatımlar içeriyor, belki mesajlar da vardır aralarda, ama bilemezsiniz neler olacağını...
Saçmalamadan önce şunu söyleyeyim, benim favori shipim bu kitapta değil, ikinci kitapta. O yüzden siz kafanıza göre shipleyin elalemi, bana göre hava hoş.
Yine kendimi tutamayıp yazdım güzelinden bir bölüm, okuyun, oy verin, yorum yapın, hatta yorumların ağzına sıçın.
Medya da bizim ekip. Bölüm müziği olarak da, ilk başlarda eğlenceli bir şeyler açın, kafanıza göre takılın hatta AC-DC'dn Highway To Hell'i hazır tutun ama son paragrafa giriş yaptığınızda Breaking Benjamin'den bir şeyler açın.
Fazla uzatmıyorum.
Okumadan önce oy vermeyi unutmayın.
İyi okumalar.
Nihayetinde, gökyüzü istediği aydınlığa ulaştı, güneş doğdu, yazın ortalarında olduğunu hissettiren bir sıcaklık yayıldı New York'a. Tüm o yüksek binalar, caddeler, sokaklar insanlarla doldu, kahve kokuları sokaklara yayıldı, herkes işinin başındaydı.
Tony, bir elinde bira bardağı, diğer elinde telefonu terasta geçen konuştuğu Soumon adındaki Gargamel tipli adamla konuşuyor, bir nebze adamı azarlıyor ve kendisine yalan söylediği için tehdit ediyor, mahkemeye vereceğini söylüyordu.
Bugün öğlen, Hunter bir araba yarışına katılacaktı. Kendi arabası hurdaya döndüğü için Stark'ın Chevrolet'lerinden birini alacaktı. Kırmızı Jaguar'ın elveda bile diyememişti, Tony kendisine bir tane vereceğinden bahsedip geçiştirmişti.
Steve ise kulenin yolunu tutmuştu, geçen gecenin sabahında Jackson'ın itirafı ve işbirliğinden sonra Jackson için bir ev tutmuşlardı, bir süre Howard'ı saklayacaklar ve daha sonra yeniden bir toplantı yapıp genç adamdan olabildiğince bilgi alacaklardı. Steve o sabahtan sonra iki gününü kızıyla geçirmiş, mezarlığa gidip genç yaşta vefat eden karısını ziyaret etmişlerdi ve ardından baba kız günlerine geri dönmüşlerdi.
Bu Dylan için eğlenceliydi, uzun zaman sonra babasıyla yine iki yakın arkadaş gibi vakit geçirmesi K Box ile olan savaşından sonra iyi gelmişti. Blake, babasını ziyarete gitmiş ve yaşlı babasıyla ilgilenmişti. Ryan ailesinin yanına dönmüş ve annesi ile ağabeyine hala hayatta olduğunu göstermişti. Bir ara ağabeyi hangi ara bu kadar kas yaptığını sormuştu ve Ryan ise, sadece gülüp geçiştirmişti.
Hunter sitede kalan zengin ailesinin yanına döndüğünde ikisinden de bir karşılama beklemiyordu doğrusu, babası da annesi de şaşalı salonlarındaki pahalı koltuklarda oturur ve Hunter kapının eşiğinde her gelişinde beklediği karşılamayı bekler zannederdi. Ailesi ise sadece ellerini kaldırıp selam verirlerdi, üstelik salonun kapısına bile değil, birisi duvara, diğeri ise pencereye.
Hunter, tam alıştım demişti ki, evin kapısından içeri girer girmez anne ve babası aynı anda ona sarılınca duraksamıştı elbette. Bir anda neye uğradığını şaşırmıştı genç adam, görevde bile bu kadar şoka uğramamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Rogers And Stark
FanfictionBiri sarışın, diğeri esmer. Biri güzel, diğeri çekici. Biri güçlü, diğeri süper zeki. Biri mantıklı, diğeri çılgın. Biri ağır başlı, diğeri atılgan. Biri ciddi, diğeri dalgacı. Birinin aklı başında, diğerinin aklı yastığının altında. Biri çalışkan...