Bölüm 3: "Kuzen"

430K 17.1K 9.2K
                                    

Keyifli okumalar. 🖤

Bölüm 3- "Kuzen."

Sabah kulağıma gelen tıkırtı sesleriyle gözlerimi araladığımda, güneşin yoğun bir şekilde odanın içerisine sızdığını gördüm. Gözlerimi ovuşturduktan sonra tıkırtının nedenini aramak için kısılmış gözlerimi etrafta gezdirdim. Çok geçmemişti ki Pati'yi camın köşesinde, patileriyle camı tekmeler bir vaziyette gördüm. Bu sahne istem dışı gülümsememe sebep olmuştu. Hızlı adımlarla yanına giderek bir çırpıda onu içeri aldım. Üşümüş bedenini ellerimle bir yandan ısıtıyor bir yandan seviyordum. Pati'yi altı ay önce yolda bulmuştum. O zaman daha küçüktü ve korunmaya ihtiyacı vardı. Onu eve getirip, elimden geldiği kadar besledim. Bunu yaparken babamdan da saklamayı başarmıştım. Eğer onun varlığını fark etseydi hiç acımadan dışarı atardı ve ben bunu istemiyordum. O da benim gibi sevgiye ve korunmaya muhtaçtı. Pati'yi sevdikten sonra ses çıkarmamasını önleyerek yatağın kenarına bıraktım ve ayaklandım. Dolabımın yanına geçerek formamı giydim. Saçlarımı yine örmeyi seçtim ve omzumdan sarkıttım. Dolabımın kapağını kapatırken gözüme Bora'nın gömleği takıldı. Onu askıdan alıp, ütünün yanına geçtim. Bu ütüyü de Esma Teyze almıştı benim için. Yakmamaya dikkat ederek ütüledikten sonra özenle poşete yerleştirdim. Gömlek sayesinde Bora ile bir kez daha konuşabileceğimin mutluluğu yüzümde tebessüme yol açmıştı.

Pati'yi güvenli bir yere saklayarak evi terk ettikten yarım saat kadar sonra okula giriş yapmıştım. Yolda gelirken Almila ile konuşmuş, beni dostluğuyla beslemesine izin vermiştim. Okul katlarını tırmanarak dersliğimin olduğu koridora çıktım ve sakin adımlarla sınıftan içeri girdim. Sırama yerleşirken Asrın'ın gelmemiş olduğunu görerek kaşlarımı çattım. Derse az bir süre kalmıştı ve sınıfta yoktu. Çantamı omzumdan düşürerek sıraya bırakırken, Cenk'in bana alayla baktığını görerek iç çektim. Yine aynı alaylı ifadeyle bana bakarak sırıtıyordu. Bu ifade bana dün dediklerini hatırlattığında yüzümü buruşturarak gözlerimi kaçırdım. Tam o sırada gözlerim, bana bakmakta olan yosun yeşillerle karşılaştı. Ne ara gelmişti? Benim baktığım yere bakarak Cenk'i gördü ve ona başıyla selam verip, sıraya oturdu. Gözlerim onun kıyafetlerine dokundu. Forma yerine yine bir kot ile tişört giydiğini gördüm. Tişörtünün üstünde göze çarpan deri ceketine bakarken, onun da aramızdaki mesafeden bana baktığını gördüm. Sanki biraz fazla yakındık. O da yakınlığımızdan rahatsız olmuş olmalı ki sırada geriye kaykılarak derin bir nefes verdi. "Cenk'ten korkuyor musun?"

Beklenmedik sorusuyla irkilirken, "Dünden sonra, biraz," diyerek dürüst bir cevap verdim.

Cevabımdan sonra çatılan kaşları ne düşünmem gerektiğini şaşırtmıştı. "Korkma. Yapacağı tek şey alay," dedi. Sesinde bir önceki günün mirasını saklıyordu. "Eğlenmek için senden faydalanıyor. Ona malzeme verme."

"Vermek istemiyorum," dedim yanaklarım ısınırken. "Hep benimle uğraşıyorlar ve hepsine yetemem."

"Çok yeterli görünüyorsun."

"Neyden bahsediyorsun?"

"Her açıdan."

Bir ima mı yapıyordu? Belki. Kırpıştırdığım gözlerimi ellerime düşürürken, "Bir saniye," dediğini duydum. "Kızarıyorsun."

Aceleyle karşı çıktım. "Hayır."

Sinir bozucu bir ses yükseltti. "Hadi ama, inkâr etme."

ÇÜRÜK VİŞNE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin