Sabah telefon sesine uyandım. Bu gün setim yoktu, evde kalıp dinlenmeyi düşünüyordum. Telefona baktığımda Tolganın aradığını gördüm.

"Tolga? Hayırdır sabah sabah?"

"İnternette haberleri aç, Burcu. Hemen yanına geliyorum" diyip yüzüme kapattı. Bir şey anlamadan telefonda haber sitelerini açtım. Gördüğüm makale karşısında şok oldum. Dünyam ikiye bölündü, durmadan yaşlar aktı gözümden.

Güneşin kızları starı Burcu Özberkin aşk fiyaskosu: kullanılıp atıldı!

Ama nasıl? Kim nasıl öğrenmişti bunu? Kim neden yapmıştı bunu? İçimden bir haykırış çıktı. Hiç mi mutlu olamayacaktım ben? Hiç mi şu acı olaydan kurtulamayacaktım? Neden? Neden ben? Neden hep benimle uğraşıyorlar? Neden? Hüngür hüngür ağlamaya başladım. Kapı çaldığında ağlayarak gidip açtığımda, Tolganın kokusu geldi. Sıkıca sarılıp saçlarımı okşamaya başladı. Kafamı boynuna gömüp durmadan ağlamaya başladım. Acıdan içimde fırtınalar kopuyordu, o kadar yanıyordum ki, nerdeyse eriyip gidecektim. Tolga kapıyı kapatıp beni odama götürerek yatağa oturdu ve beni yanına oturtarak yeniden sarıldı. Ağlamaktan gözlerim görmüyordu nerdeyse, halsiz düşmüştüm. Artık sadece sessiz yaşlar süzülüyordu.

"Ağlama güzelim, sakin ol, lütfen" Tolga üzgün gözleriyle bana bakarak eliyle yüzümü silmeye çalıştı.

"Ben çok utanıyorum, Tolga" dedim hıçkırarak.

"Sen neden utanıyorsun? Bunu sana yapan utansın. Sen yanlış hiç bir şey yapmadın, Burcum"

"O zaman neden kendimi bu kadar kötü hissediyorum? Rezil oldum her kese. Kim neden yapsın ki bunu?" Yaşlı gözlerle Tolgaya baktığımda kafasını yavaşça salladı.

"Bilmiyorum, Burcu. Benden başka bu olayı kim biliyordu?" Sorduğunda bir anlık gözlerim büyüdü. Hayır ama ya, o yapmaz. O bana asla bunu yapmazdı.

"Berke anlatmıştım, ama onun yaptığını sanmıyorum. Murat mı yaptı sence?"

"Yok canım, Berk asla yapmaz öyle şey. Murat da neden durup dururken şimdi yapsın ki bunu?" Tam da cevap vermek isterken, telefonuma gelen mesaj konuştuğumuzu böldü. Elime aldığımda özel numaradan geldiğini gördüm. Mesajı açıp seslice okudum.

Sana bir ders olsun! Artık sevgilimden uzak dur, yelloz! Berk benim!

Öylece donup kaldım. Şaşkın gözlerle Tolgaya baktım. O da bana bakıyordu. Hiç birimiz ne söyleyeceğimizi bilmedik.

"Simge..." Ağzımdan sadece bu laf çıkmıştı. O yapmıştı. Berk yüzünden. Ama neden? Nerden öğrenmişti bunları? Kim söylemişti? İçim parçalanıyordu. Buna inanmak istemiyordum, ama başka bunu söyleye bilecek insan yoktu.

"Berk söyledi ona..." Dedim sessizce. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Tolga hızla kafasını salladı.

"Hayır, hayatta inanmam. Berkin böyle bir şeyi Simgeye söylemesine asla inanmam." Sözlerine ben de çok inanmak istiyordum, ama yapamıyordum. Ben Berke inanmıştım. Oysa beni yüz üstü bıraktı, benim sırlarımı sevgilisine açıp döktü, o da dayanamayıp beni rezil etti. Yeniden ağlamaya başladım. Telefonu alıp Tolga beni yakalamadan kendimi tuvalete kapattım. Tolga kapıyı vurmaya başladı ama açmıyordum. Telefon rehberinden Berkin numarasını bulup çevirdim. İlk çağırıda açtı.

"Burcu?"

"Neden, Berk? Neden yaptın bunu bana?" Dedim ağlayarak.

"Burcu noldu? Neden ağlıyorsun? Ben napmışım?" Sesi telaşlı geliyordu ama artık umrumda değildi.

"Berk ben sana naptım ha? Ben sana güvenmiştim! Senden nefret ediyorum, Berk! Senden de, o çakma sevgilinden de! Keşke seni hiç tanımasaydım! Bana eziyet ediyorsun!" Sonlara doğru artık bağırıyordum.

"Burcu... Sen ne diyorsun? Nolur bir dur-?"

"Bir daha sakın karşıma çıkma" diyip telefonu kapattım ve ağlayarak yere çöktüm. Bir sabahta hayatım kararmıştı. Ben şimdi nasıl insan içine çıkacağım? Aptal bir kızın ve sır tutamayan bir öküzün kurbanı olmuştum. Tolga hala kapıyı vuruyordu. Nerdeyse yıkacaktı. Son gücümü toplayıp kapıyı açtım ve kendi Tolganın kollarına attım.

"Ah Burcu, neden yaptın bunu? Neden bilmeden öğrenmeden Berke çıkıştın?" Kulağıma fısıldadı. Cevap veremedim. Sadece ağlıyordum. Hayat ikinci defa oyununu oynamıştı bana. Kaderin işine bakın. Yine ağlıyordum, yine kalbim kırılmıştı ve yine yanımda Tolgadan başka hiç kimse yoktu. Belki de yanlış yapmıştım Berke bağırmakla, ama başka türlü düşünemiyordum. Ondan başka hiç kimse söyleyemezdi.
Düşünmekten beynimin acıdığını hissettim. Kendimi, düşüncelerimi, hislerimi, her şeyimi dondurdum ve Tolganın kollarında içimi döktüm.

Bir az acılı bölüm oldu ama, umarım beğenirsiniz :) Bakalım Berk olanlara ne tepki verecek? ;) Oy ve yorumlarınızı sabırsızlıkla bekliyorum. Sizi çok seviyorum!

Sevgilerle...

Bir sonbahar hikayesiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin